3.Bölüm

212 5 9
                                    

Hain alplerden biri: Hayde alpler. Vakit bizim vaktimiz. Kendini bey sananlara günlerini gösterelim.

Başka bir alp: Hatunları kaçırıp ne yapacaz.

İlk konuşan alp: Biliyorsunuzki efendimiz Noyan'ı öldürdüler. Eğer Boğaç Alp olmasaydı Noyan'ın intikamını alamazdık. Bizim yapacağımız hatunları alıp moğollara teslim edeceğiz.

Başka bir alp: İyi hoşta içeride Gündoğdu ve Dündar var. Hadi diyelim onlar başka yerde. Ama o vakit Selcan Hatun gibi Halime Hatun gibi iyi cenk eden avratlarda var. Ne yapacağız.

İlk konuşan alp: Onlar en fazla 10 kişidir biz onların 3 katıyız. Bir avrada 3 alp düşer en az. Merak etmeyin. Hayde gazamız mübarek olsun. {yazardan (aman allahım be kadar imanlılar. Gazaya beylerinin hatunlarını kaçırmaya giderler.)}

Kadınlar belki bir haber gelir diye ayrılmamışlardı. Otağda oturup istişare ediyorlardı. Yanlarında bir alp Gündoğdu ve Dündar vardı. Ve giriştede iki alp vardı. Gündoğdu'nun bir eli sakattı. İyi savaşamazdı. Zaten hain alpler girişteki alpleride öldürmüş olacaklardı. Geriye bir alp ve Dündar kalıyordu. Alp belki iyi savaşa bilirdi. Ama 5-6 kişi birden saldırırsa o da dayanamayabilirdi. Tek umut ışığı Dündar'dı. Yaşça ağabeylerinden küçüktü ama yaman savaşçıydı. Beylik derslerinin saldıro ve savunma kısımlarını ağabeyi Ertuğrul'dan almıştı.

Dündar'ın yanında Selcan Halime Banuçiçek ve Gökçe'de vardı. Onlarda iyi savaşırlardı. Ancak birden fazla kişiye karşı olmaları hiç iyi olmazdı. Hayme Ana yaşından dolayı atik değildi.

Hain alpler otağın arkasından gelip girişteki iki alpin boğazını keserek şehit ettiler. Başlarındaki yüzü kapalı alp el işaretiyele içeriye anlamı verdi.

İçeriye birden giren 20 kadar kılıçlı geldiğini görünce affalladılar. Halime koşarak içeriye gitti. Gündüz henüz kundakta bebekti. Ona bir şey olursa üzüntüden kahrolurdu. Gökçe Halime'ye yardım için içeriye koştu.

Halime Gündüz'ü kucağına almış bir köşeye saklamaya çalışıyordu.

Gökçe: Halime kılıç nerede?

Halime eliyle işaret gösterdi. Gökçe koşarak kılıcı aldı ve kınından çıkarıp beklemeye başladı.

İçeride çok büyük bir karmaşa olmuştu.

Gündoğdu: Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz pislikler.

Baş hain: Kılıçları topla bize ver kimseye bir şey olmasın.

Dündar'ın kanı kaynıyordu. Kılıcını kınından çekip: Bu kılıçlar bizim namusumuz. Öyle şerefsizlere vermiyoruz.

Tam gidip saldıracakken Gündoğdu durdurdu.

Gündoğdu: Ne istiyorsunuz. Beyliğimimizi mi?

Hain Alp: Hayır şu avratları.

Herkesin gözleri açılmıştı. Gündoğdu istemsiz Selcan'ı arkasına almaya çalıştı. Selcan buna izin vermedi. Çünkü o cengaver bir hatundu sadece gerektiği zamanlarda beyinin arkasına saklandı.

Dündar: Anlaşıldı siz canınıza susamışsınız.

Diyip baş haine doğru ileryip önünde durdu. Sanki bir heykel gibi kala kaldı. O anda kılcını salladı ve adamın boğazını kesip hızlı bir şekilde geri geri geldi.

Dündar: Eğer şimdi teslim olmazsanız hepinizin sonu bu olacak.

Alpler bir anlığına boşlukta bulundular. Daha sonra aralarından beri içeriye Halime'yi ve Gökçe'yi kaçırcaz deyip koşmaya başladı. Arkasından gelen 10 kadar alp Halime'lerin tarafına doğru koştu.

GÖKÇE TUĞTEKİN Ölüm Gerçek Aşıkları Ayıramaz (Diriliş Ertuğrul) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin