5.BÖLÜM

157 6 14
                                    

"Seninle yarım kalmış bir hesabımız var."

Gökçe bıçaktan kurtulmak için biraz geriye gidip: Sen de kimsin?

Moğol: Hatırlamadın mı?

Gökçe: Hayır hatırlamadım. Ne kadar gereksizsen aklımda bile tutmamışım
{yazardan} {işte benim gökçem}

Moğol biraz durup: Hani siz Dodurga obasına giderken baskına uğramıştınız. Başta Aykız olmak üzere neredeyse hepiniz geberdiniz ya.

Gökçe ve Halime kaşlarını çatıp moğolun sözlerini dinlemeye devam ettiler.

Moğol: O baskını ben ve Baycu Noyan yaptık. Şimdi hatırladın mı?

Gökçe: Merak etme. Şehitkerimizin hiç birinin kanını yerde bırakmadık. Bende sana hatırlatayım Baycu Noyan geberip gitti.

Moğol kahkaha atarak doğruldup: Bizde onun kanını yerde bırakmıyacağız. Bu yüzden buradasınız. İkiniz bize beylerinizi getirecek. Ve bizde ikisinin kellesini alacağız.

Halime: Ertuğrul'da Tuğtekin'de sizin tuzaklarınıza düşmeyecek kadar akıllılar.

Moğol: Normal bir zamanda belki evet. Ama şuanda kaçırılan kişiler yani siz onların en değerlisisiniz. O yüzden balık gibi atlayacaklar ağımıza.

Oba

Tuğtekin uyuyamadığı için kalkıp Kayı obasına gitmişti.

Kimse uyuyamamıştı. Ertuğrul çadırın içinde fır dönüyordu. Dündar içerde istirahat ediyordu. Selcan ağlamamak için zor duruyordu. Gündoğdu'da oturmuş sakalını sıvazlayıp bir şeyler düşünüyordu.

Tuğtekin içeriye girince tüm dikkatleri üzerine çekti.

Tuğtekin: Selamun aleykum. Plan bulabildiniz mi?

Ertuğrul: Aleykum selam dayı oğlu. Bizde bulamadık. Çıldırıcam. Başım ağrıdan çatlıyacak.

Tuğtekin: Bende aynı şekilde.

"Müsade var mıdır beyim. "

Ertuğrul: Gel Abdurrahman.

Abdurrahman içeriye girip selamını verdikten sonra: Beyim Çavdar obasında elçi gelmiştir. Sizinle bir konu hakkında konuşmak ister.

Ertuğrul: Gelsin.

Abdurrahman çıktıktan 2 dakika sonra içeriye bir alp girdi. Potunda Çavdar obasının amblemi duruyordu.
Selam verip: Çavdar obası beyi Aliyar beyin selamını getirdim Ertuğrul bey.

Ertuğrul: Aleykum selam.

Elçi: Beyimiz Gökçe Hatunun ve Halime Hatunun başına gelenleri duymuştur beyim. Size yardım etmek ister. İster strateji ister alp ister istihbarat. Zor günlerinde gardaşlarımıza yardım etmeyeceğizde ne vakit edeceğiz der.

Ertuğrul'un da Tuğtekin'inde yüzüne gülümseme gelmişti.

Ertuğrul: Beyinize teşekkürlerimizi iletesin. Evvela bizim karşılıklı görüşmemiz lazım. Biz elbette yardımını isteriz. Bu gün müsaitse obasına gelmek isteriz.

Elçi: Emriniz olur beyim. Başka bir arzunuz yoksa müsadenizle.

Ertuğrul: Müsade senindir.

Elçi dışarı çıkınca Ertuğrul'la Tuğtekin göz göze geldiler. Yüzlerine tebessüm gelmişti. Hatunlarını daha kolay bulma şanslarından mı yoksa başka bir beyin onlara yardım etmesine mi?

Tuğtekin: O vakit Kaya Alp'i gönderiyorum 10 kadar alple geri gelsin buraya.

Ertuğrul başını olumlu anlamda sallayınca Tuğtekin dışarı çıktı. Kaya'ya seslendi ve ona Dodurga obasına gidip 10 kadar alp getirmesini söyledi. Kaya hemen atına atlayıp Dodurga obasına doğru yola çıktı.

GÖKÇE TUĞTEKİN Ölüm Gerçek Aşıkları Ayıramaz (Diriliş Ertuğrul) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin