Süngerli bir hayattı yaşadığımız hikaye.. Sıkıldığında damlatan. Bıraktığında duran. Ele aldığında ağırlaşan.. Aslında uzaktan da bir hiçti.. Süngerdi bu hayat.. Hem hiç bir işe yaramayan hemde çok işe yarayan..
Yaşlı adamı sedye ile, acile almışlardı. bir elinde cüzdanı öteki elinde ise telefonu vardı.. Hasret elinde ki telefon son model ıphone..Öteki elinde taşıdığı cüzdanın ise içinin ne kadar dolu olduğu kabarık oluşundan ve ağırlığından belliydi.. Hasret kapıda bekledi.. İçeriden çıkan doktor
''İçeride ki amcanın durumu nasıl Doktor bey''
''Nesi oluyor sunuz''
''Ben .. Yani.. kimsesi değilim.. Yolda rahatsızlandı onunla beraber geldim. Kötü değil mi durumu''
''Kalp spazmı geçirmiş. Bu yüzden anjiyo yapacağız.. Damar tıkanıklığı.. Şuan için ciddi bir durum yok ama siz yakınlarına haber verirseniz sevinirim''
''Yani elimde özel eşyaları var yalnız ben kullanmasını bilmiyorum bu telefonu. Birde kilitli''
''Hay Allah, siz kimliğini sekretere verin en azından girişi yapılsın. Artık telefonu da çalarsa ona göre cevap verirsiniz''
''Haklısınız bu daha mantıklı en azından''
Sekreterya kısmına geçerek, giriş kaydını yaptırmıştı Hasret. Bu sırada telefonu çalıyordu yaşlı adamın.. Hasret derin bir nefes çekti ekrana baktı.. ''Oğlum'' yazıyordu ekran yüzünde
''Baba neredesin'' ses tonu oldukça sert ama bir o kadar da yumuşak olan bu sese cevap verdi Hasret
''Alo.. Merhaba''
Sanki ilk defa telefon konuşması yapıyordu.. Ürkek bir ceylandan farkı yoktu.. Derin bir nefes aldı.. Tam devam edecekken, karşı tarafın ani çıkışı ile şok olmuştu
''Sen kimsin''
''Ben''
''Kimsin sen dedim'' bu uyarıcı ses tonu ürkütmüştü Hasret'i genç kadın yutkundu
''Babanız yolda rahatsızlandı.. Bende''
Daha devam edemeden sözlerini.. Karşı tarafın ani sözleri, sert ses tonu onu korkutmaya başlamıştı..
''Hemen adresi söyle''
''Beşiktaş yakınında devlet hastanesi''
Hasret devam edemiyordu konuşmasına.. Karşı tarafın soruları kısa bir o kadar da sertti genç kadın korkmuştu bu ses tonundan. Hastane ismini söyleyeceği an yüzüne telefon kapanmış çoktan. Ne olduğuna anlam veremiyordu ama yine de karşı tarafta ki adamın, babası için paniklediğini düşünerek avuttu kendini
''Ben gitsem iyi olacak galiba''
Kendi kendine konuşarak.. Sekreterya kısmına geçti.
''Pardon, ben bu özel eşyaları kime verebilirim. Biraz önce bir hasta getirdim yolda fenalaştı da. Onun eşyaları da bana verilmişti. Sanırım birazdan ailesi burada olur.. Size teslim etsem geldikleri zaman verseniz olur mu''
''Normalde böyle bir sorumluluğu kabul etmiyoruz ama, yine de şu kağıda adınızı soy adınızı numaranızı yazarsanız. Bende o şekilde kabul ede bilirim. En azından hastanın yakını gelmezse size tekrar bildire biliriz''
''Tamam''
Hasret not kağıdını eline alıp yazmaya başladı
''Hasret Demir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Derin Yaram
Ficção GeralBir umut kırıntısı benim kalbim. Işlenilen suçun ağırlığında canımı almak için yemin edenlere inat , umutla bekliyordu işte . Kocamı öldürdüm ama bu suçu ben değil babam işlemişti. İstemediğim o adama beni satarken, içki parasına beni meze ederken...