【jikook】 【+18】 Tamamlandı. Kitap 2 defa yayımdan kaldırılmıştır.
İpi tutan güçlü ellerim, bana yalvarır gibi bakan gözlerin... Tek hamlede nefesini kesebiliyorum.
Güç, tutku, şehvet. Bağımlısı olduğum her şeyden koparılmanın verdiği acı içimde der...
『Görüyorsun değil mi? Onu kızdırdık ve geri geldi. Hadi ama, bana öyle bakma. Sen de geldiği için mutlu olmalısın. Sence de eğlenceli değil mi? Elindeki kadehi dikkatle incelerken nasıl da sinirli. 』
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kadehe bir süre baktıktan sonra kafasını eğdi ve gülümsedi. Elini beline koydu. Ufak adımlarla bize doğru yaklaştıktan sonra kahkahasını duyduk.
"Kadehi boş görüyorum. Ha... hahaha!"
Jimin depoya gelmeden önce kendi ellerimi bağlayıp yerime geçmiştim. Jimin gelir gelmez kafir çatalını boynuma sabitlemiş ve herhangi bir sözün dudaklarımdan dökülmesini engellemişti. Bu odada bir şeyler olmuştu ve kendisi çözmek istiyordu.
"Birileri oyun oynamak istiyor. Peki kim o? itiraf edecek olan var mı?"
Genç kurbanı zar zor görebiliyorum ama bu yalvaran bakışlarını hissetmeme engel değildi. O da ben de konuşamıyorduk ama Jimin cevap beklemeye devam etti.
"İtiraf edecek olan yok mu? Jungkook yaramazlık yapan sen misin?"
Gencin boğuk ve çaresiz sesinden bir şeyler anlatmak istediği ortadaydı ama Jimin bunu da görmezden geldi.
"Kimse suçu üstlenmeyecek mi? İlla oyun mu oynamak istiyorsunuz? Oynayalım o zaman. Bakın beyler..."
Jimin demir masaya yaslanıp elindeki kadehi hızla yere attı. Yerden seken kadehin sesiyle ikimiz de bir anlığına gözlerimizi kapadık.
"Buna kurallarımı çiğnemek denir. Sözümün sizin için hiçbir önemi yok mu? Blöf mü yapıyorum? Böyle mi düşünüyorsunuz? O halde hata bende. Çok özür dilerim. Size kendimi yeterince tanıtamamışım."
Cebinden ince bir bıçak çıkardığında çocuk ellerini çözmek için çabalamaya başladı. Bu halleri Jimin'i güldürüyordu.
"Ne basit bir işkence değil mi?"
Bıçağı yüzüne yaklaştırıp hayranlıkla inceledi. Ardından dilini çıkarıp boydan boya yaladı. Başta görünürde bir şey olmasa da birkaç saniye sonra dilinden kanlar akmaya başladı. Derin kesik çok kanıyordu ve kanlar sarkıttığı dilinden damlalar halinde yere akıyordu. Jimin gülümsemesinden ödün vermeden çocuğa yaklaştı. Çatal yüzünden kafasını kıpırdatamamasını fırsat bilip kanlı diliyle çocuğun yüzünü boydan boya yaladı. Şimdi genç kurbanın yüzünün bir kısmı kırmızıya boyanmıştı.
"Kadeh birinizin kanıyla dolana dek kendi kanımla yetineceğim."
Ardından yüzündeki gülümsemesi söndü ve hızla bana yaklaştı.
"Bu hallerim seni güldürüyor mu? Gücün bende olması sana komik mi geliyor?"
Önümde durduğunda onu göremesem de tişörtümü yırttığını hissedebildim. Ardından boynumdaki bıçağı. Soğuk ve ıslak bıçağın çizgi çekerek göğsüme doğru ilerlediğini hissedebiliyordum. Çizilen yerler açılıyor ve hafifçe kanıyordu. Büyük bir acı değildi ama sinir bozucuydu. Vücudumun kaşındığını hissedebiliyordum.