Aralık ayındaydık ve yarın Finn'in Doğum günüydü. Ona Ne yapabilirim diye kafayı yiyordum. Ve Finn'in Doğum gününden bir sonra Kİ gün Ne vardı hatırlamıyordum o iki gün 23- Cumartesi ve 24-Pazar günü kırmızıyla işaretlenmişti kesin Gaten ya da Millie'nin Doğum günüydü Sadie'nin ki de olabilirdi. Kafayı yiyordum. Aiaiaiaşaia ne bok yicem. Al batırdın. Niye sevgilim var. Malım ben. Katıksız mal. O kadar stresliyim ki iki üç saniye sonra direkt kanser hastalığının ölün deşiğine ışınlanacak ölecektim. Mal Lara. Salak. Tescilli Mal. Sonra aklıma aşşşşırı saçma birşey geldi ama yapacaktım.
Saat gece yarısına gelirken, Doğum gününü internet üzerinden, heryerden kutlayıp odamdan penceremden çıktım. Finnlerin evine geldim. Odasının olduğu camın önüne gittim. Evlerinin tam arkasına yandaki pencere de açıktı orası Nick'in odasıydı. Finn'in camına taş attım sonra Nick "Isabella?" Dedi sonra o sırada Finn penceresinden bakıyordu. "Ooo Finn bey iyi vakitler" Dedi ve içeri girdi. Finn bana bakıyordu "Hey Jülyet gel gidelim" dedim hep birisinin bana bunu söylemesini istemiştim ama ben söylemiştim. Hayat adil değil.
Güldüm. Sonra inmeye çalıştığını gördüm. "Atlıyorum çekil" Dedi "Peki" dedim ve kendini bıraktı. Salağım. "Ah!" Dedi gülerek ona bakıyordum. Kendine geldi toparlandı ve "İyi ki doğdun herşeyim" deyip yanağını öptüm.
Onların arka bahçesinden çıkıp okula gelmiştik bu gece bilerek siyah giyinmiştik çünkü okuldan sınav sorularını alıcaktık.<çok klişe süclwğödiw>. Okula girdik Finn ve ben Fizikte çok kötüydük ve pazartesi Fizik sınavı vardı. İçeri girdik birkaç kişi vardı onlara aldırmadan öğretmenler odasına girdik ama içlerinden biri bana bakıyordu. Normal bir bakış değildi. Çok tuhaftı. Ama şuan benim sevgilimin Doğum günüydü. Öğretmenler odasına girdik. Ve birkaç ses duydum "... Kahretsin Müdür Yardımcısının burada Ne işi var?"Dedi birisi Finn ile birbirimize baktık bir tane kağıt aldık ve Müdür Yardımcımız Elizabeth'i görmem ile biri beni kolumdan çekti ama bu Finn değildi tam "Sen kimsin?" Diyecekken ağzımı kapattı. Birkaç süre öyle durduktan sonra elini çekti "Kimsin Sen?" Dedim "Kim olduğumu boşver ve git" dedi tam ona çıkışacakken bir ses bana "Lara!" Diye seslendi baktığımda o Finn'di koşarak gidip ona sarıldım. "ne oldu iyi misin?" Dedim "iyiyim sen de Chris ile karşılaşmışsın" Dedi "Evet de nerden tanışıyorsunuz?" Dedim "Bizim Fizik sınıfında" Dedi sonra "Seni çok merak ettim" Dedi ve bana sarıldı ben ama tuhaf olmuştum o Chris denilen çocuk bana bakıyordu.————
Biraz daha Finn ile dolaştıktan sonra ikimizinde ayrılacağız evlerimize gireceğimiz noktaya, yolun ortasına gelmiştik. Tam ben gidecekken durdurdu. "seni seviyorum" Dedi "Bende seni seviyorum" dedim sonra onun dudakları benim dudaklarımı buldu. Ayrıldıktan sonra o evine ben evime girdim çok mutluydum ama içim bir tuhaftı o Chris denilen çocuk çok şüpheli gelmişti bana. Eve geldim ve Işık'ları açtım, annem karşımdaydı "Anne?" Dedim "Nerdeydin?" Dedi "bi dakika kaç saattir burda bekliyorsun? Yeni fantezin mi?" Dedim Güldüm "Soruma cevap ver Lara! NEREDEYDİN?" Diye bağırdı beni bunca zamandır merak etmeyen kadın şimdi peşime düşmüştü annemi seviyordum ama bazen beni hiç umursamıyordu bazende o beni umursamayan kadından eser kalmıyordu, "Beni bunca zaman merak etmedin şimdi ne oldu?" Dedim "Ha bu arada Finnleydim" diyip odama ilerledim. Üstümdekileri çıkartıp pijamalarımı giyip, telefonu şarja takıp uyudum.
Gözümü çalan kapı ile açtım. Telefonumda ötmeye başlayınca oflayıp telefonu aldım 'Bugün Doğum Günün Salak' bildirimini gördüm sonra wtf oldum Finn'den bir gin sonra doğmuştum. Aklıma Finn'e milyonlarca Doğum günümün bugün olduğunu söylediğim aklıma geldi. Sevgilime sevgim sonsuzdu ama bir testten birşey olmazdı, acaba Doğum günümü hatırlayacak mıydı?
Aklımda dalıp gittikten geri dönünce zilin çalmaya devam ettiğin fark ettim. Aşşağı inerken süslenmiş büyük ihtimalle dışarıya çıkıcak olan annem kapıyı açtı. Kapı da ise Finn vardı."Finn.." dedim "Günaydın!" Dedim "Merhaba"dedi Finn,"Nasılsın Finn iyi misin?" Dedi annem. "İyiyim siz nasılsınız?" Dedi benim canım sevgilim, "iyiyim bende, şimdi dışarıya gidiyordum sen geç içeriye" Dedi annem dışarıya çıktı ve Finn yanıma geldi "Görüşürüz çocuklar" Dedi annem, "görüşürüz" dedik ikimiz de kapıyı kapatıp içeriye geçtik. O bana ben ona bakıyordum sonra ikimizde kafamızı salladık ve "Pancakeleri sen yap bende play station'u açıyım" dedim o mutfağa ben salona geçtim ve PS4'ü açmaya koyuldum.
Finn geldi elinde pancake ve Nutella vardı. Oturup hemen yedik. Sonra PS açılmıştı. "Mortal Kombat?" Dedim "Olur" Dedi hemen açıp kumandaları kaptık.
~~~~~~~~
Birkaç el oynadıktan sonra "Finn saat kaç?" Dedim "18:00" Dedi "NE" dedim "Noldu?" Dedi "Kaç saattir oynuyoruz?" Diye sordum "2 saattir" Dedi "ben 16:00 da Mı uyandım?" Dedim "Galiba ve yukarı çıkıp hazırlanmalısın çünkü yılbaşı partisi var okulun" Dedi "Ah evet" dedim. Wtf Finn Doğum günümü hatırlamadı. Suratımı astım. Yukarı çıktım. Dolabımın önüne gelince hemen bordo renginde sırt dekolteli kısa elbisemi geçirdim aşşağı indim. "nasıl?" Dedim sıkılmışça "Çok açık" Dedi yukarı çıkıp uzun kollu dizimin bir tık üstünde biten mor elbisemi giydim, aşşağı indim. "Çok kapalı" Dedi bir yandan telefonu ile uğraşıyordu. Yukarı koşarak çıktım ve uzun zamandır giymek istediğim elbisemi çıkardım. Üzerime <medyadaki elbise> beyaz simli elbisemi geçirdim, bu sefer nasıl diye sormayacaktım çünkü bu elbise mükemmeldi. Aşşağı indim ceketimi aldım. "Finn sende giyin gel ben saçımı yapıcam" dedim "Tamam" Dedi hemen evine gitti. Ben odama çıkıp saçımı tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım, makyaj olarakta bir rimel ve aydınlatıcı sürdüm. Zilim çalınca hemen aşşağıya indim. Kapıyı açıp "Selaam hadi gidelim" dedim. Çıkıp Finn'in koluna girdim ama suratım asıktı, Finn soğum günümü hatırlamamıştı. Diğerleride hatırlamamıştı. Üzücü. Biz yolda ilerlerken "Lara geldik" Dedi Finn içeri girdiğimizde bana tuhafça bakan gözleri görmüştüm. Chris'i. İlerledik masaya oturduk, benim suratım yine her zaman Kİ gibi asıktı. İnsan bi dansa kaldırır. "ben hemen geliyorum" Dedi Finn "Ama.." diyip cümlemi tamamlayamadan ortadan kayboldu. Biraz daha bekledim ama Finn gelmiyordu. Lanetli gün mü bugün? Ve Chris geldi. Bok var geliyorsun. "Dans edelim mi?" Dedi. Tabiki hayır mal. Nezaket önemli. "peki" diyip kalktım dans etmeye başladık "Çok güzelsin" dedi. Tabi öyleyim mal. Ahahha gerizekalı bokumdan bir farkın Yok. "teşekkürler" diyip sustum içimde iyilik Perisi varken diğer yanda egoist bir peri vardı <klişe>. Beni döndürdü. Biraz daha dans ettik ve beni itti ardından elini bana dolayıp belimden tutarak sarkıttı <ya hani bi hareket var ya iscnşsmxşs>. Kahverengi gözleriyle bana bakıyordu. Finn nerde kaldın mal. Göz kırptı. Ay mal bok. Beni kaldırıp dans etmeye devam etti beni kendine yaklaştırdı "Çok yakın olmadık mı?" Dedim "Bence çok uzağız" Dedi kendine çekti ben beni öpmeye çalıştığını anladım ve koşarak masaya döndüm, Hayley oturuyordu "Tom gelmedi mi?" Dedim "Gelmedi" Dedi çantamı alıp çıkacakken çantam masada bir yere takıldı ve içinden birkaç şey döküldü "Törpü ne iş?" Dedi "Tırnaklarımı törpülemek için değil ama bir gün işime yaratacak biliyorum" dedim "Zekice" Dedi ve Tom geldi "Selam kızlar" Dedi acelemi anlamış olacak Kİ "Finn'i bulmaya" dedim sonra ikisinde Doğum günümü kutladı, teşekkür edip dışarı çıktım. Direğin orada tuhaf birşey gördüm karanlıktan gözükmüyordu. Telefonumu açtım saate baktım 22:05 ne? Finn 2 saattir Yok muydu? Flaşımı açıp oraya ilerledim. Bok var yürüyorum. Herşeyi merak etme. Neyse. O şeye yaklaşıp onun eli bağlı olan Chris'i gördüm. Salak. "Aaaaa Lara" Dedi sarhoşmuş gibi "Ne var" dedim "Uykum var 5 bardak içtim" Dedi mal bu "Ne içtin" dedim "Suu" Dedi su içimize benzemiyordu hali komik geldi. Flaşı suratına tekrar tutunca gözünün mor olduğunu gördüm. Ve flaşımı halata doğru çevirdim ne yapabileceğime baktım. Düğüm çok kötüydü. Ve ben zaten hiç düğüm çözemiyorum. Aklıma geldi. Törpümü çıkarıp bir şekilde halatı kestim çok inceydi.
Chrisi kaldırdım. Evini bilmiyordum. "yürüyebilir misin?" Dedim "Evet" Dedi benden ayrıldı. Eve gidecektim, Finn'e şu salağı napacağınızı soracaktım. Ve yürümeye başladık.
Yürüye yürüye gelmiştik. Kapıyı açtım ve Chris yere kapaklandı. Kıkırdadım. "Ne oldu üzgünsün çocuk" Dedi. Tescilli mal. "Finn bugünü, Doğum günümü hatırlamadı ona sinirim bozuk bi de üstüne üstlük partide beni bıraktı, Salak ama seviyorum" dedim sonra kendimi salak gibi hissedip Işık'ları açtım. Ben malım. Çünkü Chris bizim evdeydi salak kalkıp gözlerimi kapattı ama bu eller onun değildi. "Chris komik değil mal çek elini" dedim "Benim elim değil" Dedi. Korktum. Işık'ları açar açmaz gözlerimi kapatan elleri, ellerimle incelemeye başladım inceydi kemikler belli oluyordu "Kim bu?" Dedim kimdi bu harbiden "Bilmiyorum hırsıza benziyor" demesi ile ayağımla tekme attım ve ellerimle cimcirdim. "AHHH" diye bağırdı bi ses, elleri ittim, ve Gaten, Caleb, Noah, Millie, Sadie, Tom, Hayley, Harry buradaydı arkamı döndüm ve Finn olduğunu gördüm bana pis pis bakıyordu "Ya Finn ben gerçekten çok üzgünüm" dedim sarıldım ve eğlenmeye başladık.
Aşşırı eğlendikten sonra pastalar yendikten sonra en son işleme, hediye olayına gelmiştik. Noah "HEMEN ÇEKİLİN" Dedi herkesi ittirip yanıma geldi, hediyesini açıp baktım; bir tişört vardı ingilizce 'ikisinde yapabileceğin bir kanka edin' yazan ve altında Noah ile ifşamız, yanında ise en güzel fotoğrafımız vardı sarılıp teşekkür ettim, Caleb karpuz şeklinde bir çanta almıştı, Gaten ise pizza posteri mükemmel, Millie ise kylie makyaj malzemelerinden almıştı bir sürü, Sadie'de ananas küpeleri ve kolyeleri almıştı ve Hayley'de kitap almıştı. Sıra Tom'a gelmişti, hediyesini uzattı "Al kardeşim" Dedi açtığımda en üstünde "Dünyadaki En İyi Kardeşler" yazan bir çerçeve altındaysa Tom ve Benim fotoğrafım vardı. Teşekkür ettim ve bir hediye kalmıştı, o Chris'indi, Finn ile birbirimize hediye almamaya karar vermiştik niye öyle bir karar verdik hatırlamıyorum ama :). Ve hediyeyi Finn aldı Chris'e baktım "Ben almayı unuttum" Dedi Finn'e döndüm ve bana uzattığı hediyeyi açıp baktım, en sevdiği tişörtü siyah beyaz çizgili olan. "Finn bu çok güzel teşekkürler" diyip sarıldım aklımda çok güzel bir hediye buldum Finn'e ablamı çağıracaktım.
Biraz daha oturduktan sonra herkes gitti ve bende pijamalarımı giyip uyudum.
AHAHAHAHAH littleauthor_98 a gelsin bu bölüm öpüldünüz❤️ hepinizi çok sevirem 1500 kelime mi ne