- Bu çok güçlü nasıl yeneceğiz.
- Bilmiyorum Haya.
Aslında bu bir büyüydü.
- Haya Kagura onu bulmamız gerek.
- Evet bulmamız gerek ama neden söyledin ki.
- Bu şey büyüye dayanamaz çünkü bize dayanmak için zhask bunu tasarlamış
- Haklısın.
- Neden duruyon bulsana!
- Tamam
############
Hayabusa:
- Nerde olabilir, nerde olabilir?
Kaleye bir şekilde sızmalıydı. Gölgelerini kullanırdı ama çok fazla kişi vardı. Belki oigiyi birkaç düşmanda kullanabilirdi ama bu çok zordu. Bunu sadece nihai ninja yani ustası ve o hain yapmıştı. Denemekte zarar yoktu. Hadi bakalım. İlk önce gölgesini en baştaki adama isabet ettirdi. Sonra hızla oraya varıp ilk düşmanı indirdi. Oigi kullandı ve diğer adamı da hakladı. Ölü beden yere düşerken sırtına basıp diperine atladı ve kafasını uçurdu. Tekrar ve tekrar. Ger tarafta kan vardı ama hala biri kaçıyordu. Snurkenini çıkardı ve hızlıca fırlattı ve snurkeni adamın diz kapağının hemen altına saplandı. Yere düşmüş adamın yanına ışınlanıp boğazından tuttu ve kalenin duvarına yasladı. Kılıcını çekip boğazına dayadı ve:
-Konuş!
diye bağırdı.
Adam:
-Bir şey yapma lütfen. Ne istersen söyliycem.
-Kagura nerde!
-Kagura kim bilmiyorum.
-Mavi elbiseli bir kız.
-Mavi elbise mi? Zhask onu kendi odasındaki zindana koydurttu. Zhask rehinleriyle oynamayı sever ve onların silahlarıylada tabi ama oraya girmeyi kimse başaramaz.
Kılıcını geri çekti ve adamın bacağındaki sburkeni çıkardı. Adam acıyla inledi. Hayabusa onu yere fırkattı. Snurkeni de adamın kafasına...
###########
Şimdi elinde ne vardı. Kagura bir kalede rehin. Zhaskin odasında ve... (Yutkunur) ölmüş olabilir. O ölemezdi. Ölmemeliydi. Onu korumak göreviydi ve başarısız olamazdı ve Kagurasız yapamazdı. Bilmiyordu. Onda kenfisine iyi gelen bir şey vardı. Kısacık boyuyla kaç kere karşısına geçip kim olduğunu sormuştu. Hayabusa cevao vermezdi ve o öfkelenirdi. Büyüsünü kullanır ama Hayabusa kaçardı. Bir kere yine çok sinirlenmişti. Hayabusa ona"Sinirlenince çok güzel ve şirin oluyorsun." demişti. Kagura kıpkırmızı olmuştu ve hayabusa o an ger şeyi unutmuştu. Çünkü Kagura'nın o hali çok muazzamdı. Yaşadıkları bir bir gözünün önünden geçti. Hayabusa Kagura'ya aşık olmuştu. Ne! Aşık mı olnuştu. Bu imkansızdı. Hayabusa, taş kalpli, kimseye acımayan Hayabusa. Aşık olmuştu. Şikayeti var mıydı? Yooo neden olsun ki. Bu his muteşemdi.Tabi bunları düşünürken önüne gelene kılıcıyla vuruyor yahut snurken atıyordu ve gülümsüyordu salak gibi. Bu arada zahskin odasının kapısına gelmişti. Kapı koluna dokundu. Bir ley olmadı. Açtı içeriye baktı. Yine hiç bir şey olmadı. İçersi loştu. Arka tarafta bir kapı vardı. Kapıya gitti ve açtı:
- Kagura!
Kagura zincirlenmişti. Kollarından tavana asılmıştı. Ona doğru koşarken iki snurken attı ve zincirleri kopardı. Kagura Hayabusa'nın kucağına düştü.
Bilekleri morarmıştı. Kıyafeti çok kötüydü. Paramparçaydı. Her tarafında çizikler vardı ve bazıları hala kanıyordu. Sonradan fark etti. Kagura'nın kıyafeti o kadar kötüydü ki göğüs kısmı yırtılmış ve iç çamaşırı gözüküyordu. Maskesini ve kılıcının kınını çıkardı ve üstündeki kıyafeti çıkarıp ona giydirdi. Aklına bir asit damlasının yakması gibi bir düşünce düştü "Ya öldüyse. ". Kulağını kalbinin üstüne koydu. Yaşıyordu! Kalbi atıyordu. Kagura'nın kıyafetinden kalanlarla yaralarını kapattı. Etrafta şemsiyeyş aramaya başladı. Tabi Kagura'nın baygın olmayıp her şeyi bildiğini bilmeyerek. Şemsiyeyi gördü. Duvarda aslılıydı. Eline almıştı ki şemsiye kayboldu. Kaguray'a baktı. Şemsiye onun elindeydi. Yüzünden küçük bir gülümseme vardı ve birkaç göz yaşı. O ağlıyordu. Hemen onun yanına ışınlandı. Elini nazikçe onun yüzğne koydu ve baş parmağıyla göz yaşını sildi. Kagura:
-O sendin. Hayabusa beni yıllarca koruyan sendin. Neden söylemedin?
-Söyleyemezdim. Ninja kuralları.
-Anladım. Hayabusa bir şey yapmam gerek.
-Ne yapacaksın?
-Öncelikle teşekkür ederim.
-Bir şey değ...
Kagura'a onu öpmüştü! Dudakları acemice dudaklarında geziniyordu. Elleri hafifçe boynuna çıktı. Hayabusa ellerini onun beline koydu. Öpüşüne karşılık verdi. Bir eli saçlarına gitti. Doğuştan neredeyse beyaz saçları vardı ve pamuktan bile yumuşaktı. Kagura ellerini Hayabusa'nın ensesinden indirdi ve çıplak göğsüne koydu. Ayrıldıklarında nefes nefeseydiler. Kagura kendini Hayabuda'nın güçlü kollarına bırakmıştı. Başını çıplak göğsüne yaslamıştı. Hayabusa hala onun saçlarına, alnına, yanaklarına küçük öpücükler bırakıyordu. İtiraf etti:
-Yıllardır bu anı bekliyordum.
Aynı şekilde Kagura da itiraf etti:
-Yıllardır senin için her şeyden kaçıyordum. Beni bulup geri getirmen için.
-Kagura sana ihtiyacım var.
-Benim de sana.
-Öyle değil Kagura. Bir arkadaşım sayesinde seni buldum ama çok güçlü bir yaratık ile mücadele ediyor. Büyü onu yenevilir. Bizim saldırılarımız onu yenemiyor.
-Kim ki arkadaşın?
-Alucard.
-Kim?
-Alucard, Kuzeyin Kraliçesinin Oğlu.
-Aurora Teyzenin mi?
Hayabusa güler:
-Evet şirin şey Aurora Teyzenin.
-Hadi gidelim.
-Tutun bana.
Kagura kıkırdadı ve ona sarıldı. Küçüklüğünden beri buna bayılıyordu. Hayabusa ışınlanarak hızlıca Alucard'ın yanına vardılar. Hayabusa:
-Buldum onu Alucard.
-Sonunda hadi gelin şu işi bitirelim.
Kagura:
-Hayabusa ben yapamam çok güçsüzüm. Kontrol edemiyorum.
-Yapabilirsin. Seni seviyorum.
-Ben de seni seviyorum.
Zhask onları yeni görmüştü. Kagura ve şemsiye onlardaydı. Yaratığa Hayabusa'yı işaret ederek:,
- Ona saldır! Diye bağırdı.
Yaratık büyük bir lazer huzmesi attı. Büyük bir toz bulutu oldu. Hayabusa diz çökmüş Kaguray'a satılmıştı. Kagura'yı bir kez daha korumuştu. Ne pahasına?
-Ha... Hayabusa.
Kagura'nın gözlerinden yaşlar boşalıyordu. Hayabusa yavaşça Kagura'nın yan tarafına devrildi. Her tarafı kandı. O ölmül müydü? Daha yeni kavulmuşlardı. O ölmemeliydi. Bir hışımla ayağa fırladı. Şemsiyesini açtı ve Zhaske fırlattı. Zhask yere yapıştı. Şemsiyesine ışınlandığında yaratığın dibindeydi. Yaratığa küçük bir tekme attı. Zhask kahkaha atıyordu. Kagura Zhask'e dönüp:
-O ninja benim! Jojo Moijo!
Diğiye bağırdı. Yaratık parçalara ayrıldı. Zhask hızla uçup atkasındaki kayaya sert bir şekilde yapıştı. Kagura başarmıştı. En güçlü büyüsünü yapabilmişti. Alucard:
- Kagura Hayabusa yaşıyor ona bak!,
Diye bağırdı. Kagura Hayabusa'nın başına gidip ona sarıldı. Alucard'da Zhask'in başına gitti ve kılıcını yere saplayıp ona yaslandı. Alucard:
-Sen bittin!
-Biliyorum.
-Söyle bakalım nedeb yaptın?
-Bu gezegeni yok edecektim diğerleri gibi.
-Hmmm ama olmadı ukala.
-Olmadı.
Alucard kılıcını çıkardı hızla çevirdi ve Zhask'in boynuna vurdu. Zhask'in kafası bir metre kadar ilerde yere düştü.Merhaba okurlar. Yeni bölüm çok geç oldu üzgünüm. İlgilenmem gereken çok önemli kişiler vardı ama artık yine sizleyim. Sizi seviyorum. Vote ve yoruö bekliyorum. Her yoruma cevap yazmaya çalışırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığında(Bitti)
FantasyBu hikaye tüm Mobile Legends kahramanlarının hikayelerinin bütünüdür