İblis Avcısı KOD:Dracula

214 20 14
                                    

Miya'ya bunu yapanı öldürmeliydim. Kim olursa olsun. Gözümü bile kırpmadan. İblis avcısı olarak. Ama yardıma ihtiyacım var. Şuan kendini ispatladığı yere gelmişti. İblis avcılarının bölgesinin kalbine. Bağırdı:
- KOD: DRACULA
Aslında herkes adını seslenirdi ama Alucard adının tersiyle ünlenmişti. Dracula. Birkaç saniye içinde etrafı iblis avcılarıyla doluydu. Alex( Alucard gittikten sonra gelen bölük kaptanı) :
- Dracula hoşgeldin.
- Hoşbulmadım pek.
- Sen hep böylesin dostum ama bu kadar önemli ne var bir adam tüm avcıları çok pis benzetiyor.
- Yardıma ihtiyacım var Alex.
Hepsi şaşırmıştı. Alucard ve yardım anca "Alucard yardım etti. " derken bir arada olurdu. Alucard yardım istemezdi. Alex gülmeye başladı:
- Dracula iyi şakaydı dostum.
- Şaka değil Alex yardıma ihtiyacım var.
- Bizim de var. Ama biz seni çağıramıyoruz.
- Aleeex!
- Sen bize yardım et biz sana edelim kanka. Dimi beyler.
Hep bir ağızdan evet sesleri çıkar. Alucard:
- Yeter!
Hepsi susar:
- Kim bu? Yeni bir iblis.
- Kendine "Oigi'nin Gölgesi" diyor.
- Bakalım bakalım.
###############
-Oigi!
Bir iblis avcısıda yere serilir. Yerdeki adama Gölge:
- O nerrrde?
Gölgenin yüzüne kan tükürür. Sinirlenir kılıcını kaldırır ama indiremez. Alucard Gölge'yi tutup kafa atar. Alucard:
- Al buldun mu?
- Sen kimsin?
- Ben Alucard ama bana Dracula derler.
- Seni arıyordum.
- Beni mi?
- Evet Kaguraya ne yaptın?
- Kime?
- Onu kaçırdığını biliyorum. Nerde?
- Ben kimseyi kaçırmadım.
- Yalan söyleme.
Birden Alucard'ın arkasına geçer. Saldırır ama Alucard yine dönüp sert bir yumruk atar.
- Nerde bilmiyorum.
- Onu sen kaçırdın. Bana öyle dedi.
- Kim?
- Bilmiyorum ama Kagura ve annesinin amujitsu şemsiyesi aynı anda kayboldu. Buda kaçırıldı demek.
- Bilmediğin birine mi inanıyorsun. Kim inanır?
- Hayabusa inanır. Kagura benim görevim onu korumalıyım. Oigi!
Alucard kılıcını çeker. Hayabusa hızlıca darbelerini indirir ama Alucard ya savuşturur ya da kaçar. Ama kabul edilir ki bu adam çok güçlü. Alucard da bunh anlar. Bu adam ona yardım etmeli. Alucard bir boşluğunu bulur ve boğazına yapışıp havaya kaldırır:
- Bana yardım et! Sana yardım edeyim.
- Bana yardım edemezsin Alucard.
Yine kaybolur. Alucard' a arkasından saldırır. Kılıcını kılıcının önüne koyar. Hayabusa sert şekilde yere düşer. Alucard gelip göğsüne basar. Hayabusa maskesine uzanır. Bir kolye çıkarır. Kolyenin sapındaki metali açar ve :
- Özür dilerim usta. Özür dilerim kralım. Özür dilerim Kraliçem. Özür dilerim Kagura.
Alucadd kılıcını kaldırır. Döndürüp kınına koyar. Hayabusa'ya elini uzatır. Hayabusa tutup kalkar ve kaybolur. Kılıcıd onla birlikte yok olur. Geri gelir. Kılıcı Alucard'ın boynunu teğet geçiyordur. Hayabusa:
- Zamanında öldürmeliydin.
- Bak dostum. Kagura kim bilmiyorum. Kralını, kraliçeni ama bağlı olduğun kişiler var ve bu kişiler için de önemlisin. Kagura bende olsaydı sen ölmez miydin?
- Doğru konuşuyorsun ama nasıl inanacağım.
Bunu göze almalıydı. Yoksa asla ettiği yemini gerçekleştirip Miya'nın başına gelenleri ödetemezdi. Ceketini çıkardı. Sol kolundaki Ay Elf Krallığı dövmesi gözükdü ve Sağ kolundaki Kuzey Krallığı dövmesi. Hayabusa:
- Sen yoksa Estes'in askerlerinden misin?
- Hayır ben Kraliçe Aurora'nın oğluyum.
- Kraliçe Aurora yaşamıyor.
- Bildiğini biliyorum o yıllardır yaşıyordu.
Kılıcını geri koydu. Alucard' a elini uzattı:
- Memnum oldum.
- Bende
Alex:
- Bize bir açıklama gerekmiyor mu Dracula? Bağlılık yoktu. Cezanı biliyorsun Dracula. Kim izlemek istiyor.
Herkes evet diye çığlık atar. Ceza ölümdür. En acı verici şekilde. Hayabusa:
- Ceza ne?
- Derimi yüzüp öldürecekler.
- Olmaz. Kagura'yı bulmadım.
Alucard ve Hayabusa kaybolur.
##################
Alucard tüm yaşananları 5 yaşında annesinin öldüğünü sandığı andan itibaren anlatır. Hayabusa da aldığı eğitimi ve Kagura'yı koruması gerektiğini ve ona aşık olduğunu ama görevi gereği aşık olmamaya söz verdiğini olsa bile itiraf etmeyeceğini. Aslında Kagura'nın onu tanıdığını ama maske taktığından onu tanıyamayacağını falan filan. Alucard önemli kısımları dinlemişti. Alucard Miya'yı anlatmamıştı ama anlatması gerekteğini hissetti ve anlattı. Nasıl ilk defa gördüğünü birbirleriyle hep sırt sırta savaştıklarını ilk öpüşmlerini bile ve son olayların hepsi. Miya'nın hamile olması ve patlama. Alucard:
- Bizimkide böyleydi Haya.
- Anladım Alu. Patlama çıkarmak ve böylesine büyük bir patlama. Yi sun Shin' den olabilir ama o ıskalamaz ve bir taneyle yetinmezdi. Zaten iz de yok. Bruno desen senden yana. Tigreal de aynı şekilde. Layla imkansız çünkü o duvarı parçalasa orda tozu dahi kalmazdı. Bunu yapabilecek kişi bu dünyadan değil.
- Bilmiyorum bu da imkansız geliyor.
Seleflerle uzun zaman savaştık ama böyle büyük bir patlama yapmadılar bu kadar büyük bir patlama kabiliyetleri de yok ve zaten barış içindeyiz ama Selefler en mantıklısı gibi.
- Aslında mümkün. Onlar yeni bir yetenekten bahsediyorlardı. Her şeyi değiştirecek. Çok güçlü bir yetenek.
- Haya eğer bu doğruysa yapacağım şey o kişiyi yani krallarını öldürmek olacak sen istersen gidebilirsin ama gitme derim.
- Neden? Gidecek değilim ama neden?
- Kagura büyük ihtimalle onların elinde.
- Nasıl?
- Kagura'nın kaöırılıp ben suçlanıyorum. Buda tam olarak Miya'ya zarar verilip o kişinin peşine düştüğüm zaman oluyor ve sen beni durdurmak istiyorsun. Sence de biraz mantıklı düşünmüşler demeli miyiz?
- Hayır. Şuan yapabilecekleri en kötü şeyi yapmışlar. Oraya gitmeliyiz.
- O iş bende Zilong bizi götürür. Adam paralel evrenlerde geziyo gel.
###############
- Burdan beyler. Bu arada senle tanıştığıma sevindim Hayabusa.
- Ben de.
Freya:
- Zilong sen gitmeyeceksin değil mi?
- Gitmeyeceğim çünkü 1. Sen varsın. 2.
Alucard izin vermez.
- Beni iyi tanıyosun.
- Geri gelirken ben sizi alacağım. Sizi biraz uzağa götüreceğim. Geleceğim yere vaktinde gelin.
- Tamam.
Ve portala girdiler.
Bu gezegen çok farklıydı. Her taraf kayaydı ama moe renkliydi. Hiç buraya gelmemişti hep savunmada kalmışlardı. Ağaca dağir hiç bir şey yoktu. Canlı ise çok fazlaydı. Selefler cehennem yumurtası lakabıyla küçük yaratıklar salar bunlarda gördüğü şeyi tanıyamazsa saldırırdı. Gizlice gitmeleri gerekecekti ki Hayabusa:
- Oigi!
Hızlıca 40-50 beş tane şurda gitti afedersin 55, 5 tane de şurda 60. 10 tanede şöyle yetmiş. Yetmiş mi yetmemiş tabiki daha bir sürü var.
Alucard:
- Hayabusa bana bırak.
Kılıcını çeker. Aklında sadece Miya vardı. Miya'ya bunlar zarar vermişti. Sinirlendi. Kılıcı parlamaya başlamıştı ama o buna aldırmıyordu daha doğrusu umursamıyordu şuan sadece Miya'ya zarar veren her şeyi öldürmek istiyordu. Kılıcını her savurduğunda arkasındaki her şey kızıl bir füzyon dalgasıyla eriyor, parçalanıyor ya da havaya savruluyordu. Hayabusa bir ara bir kayanın tuzla buz olduğunu gördü. Şuan yer mor renkli kan ile kaplıydı. İğrenç ve vıcık vıcıktı. Alucard'ın yanına gölge tekniğiyle gitti. Hayabusa:
- Dostum bu... muhteşemdi.
- Ne yaptım ki
- Dostum kılıcına bir baksana.
Kılıcını yavaşça döndürdü ama gölgesi havada asılı kalıyor birkaç saniye sonra kayboluyordu:
- İnanılmaz.
- Bence de bana da öğretsene.
- Sinirleniyorsun aşırı fazla sinirleniyorsun.
#############
- Efendim durmuyorlar
- Durduracaksın.
- Her şeyi denedik olmuyor efendim.
- Her şeyi denemedin kumandan.
- Efendim emin misiniz?
- Evet.
Kumandan telsize gider:
- Cehennem Selef'ini yollayın!
#################
- Bunlar güçsüz.
- Kendinden emin konuşma Haya.
- Ama güçsüzler ne denir ki.
- Haya senle ilk tanıştığımızda güçsüz dedin mi deseydim burda benle olmazdın herlalde.
- Haklısın Alu. Bakalım daha ne var.
Onlar konuşurken sesizce yaklaşan biri vardır.
- Buraya kadar iyi geldiniz beyler.
Alucard sen kimsin?
- Birazdan sizi öldürecek olan kişi ama siz adımı sorduysan Zhask.
- Zhask mi?
- Alu bu adam kim oluyo?
- Gezegenlerin selefi oluyo. Geldiği her gezegeni yok etmesiyle ünlü ama burayı yok edemedi.
- Doğru söylüyorsun Alucard ve eşine geçmiş olsun dileğimi ilet.
- Sen nerden...
- Biliyorsun. Bende biliyorum. O işi ben yaptırdım. Kendi inanılmaz gücümle.
- Ha ha ha güldürme Zhask sende öyle bir güç yok.
- O zaman neden burdasın?
- Haklısın göster bakalım bir kere daha yeneyim.
- Cehennem yumurtası gel buraya.
- Aynı numaramı bunlardan on binlercesini indirdik.
- Selef!
Cehennem yumurtası Alucard'ın üç katı boyut alır ve bir lazer atar. Alucard kılıcıyla durdurmak ister ama lazer güçlüdür ve Alucard metrelerce ileri uçar.
- Alu!
- Hayabusa yap şunu.
- Tamam dostum. Oigi!
Hayabusa ard arda hızlı hızlı saldırır ama işlemez yaratığın zırhı çok güçlüdür. Şimdi ne yapacaklardır.

Ay Işığında(Bitti) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin