GÜLÜMSE KADIN

Yapraklar Solmaz!

Sanırım gece boyu uyumamıştım. Beynim durmuş gibiydi. Tek düşündüğüm 'Neden?' oluyordu. Ona ulaşmam gerekiyordu. Acilen telefonumu aldım. Rehberimde adını görünce gözyaşları yanağımdan usulca süzüldü. 'Kelebeğim' Kahretsin! Bu numara artık kullanılamıyor de ne demek! Saatlerde bütün sosyal medya hesaplarını baktım hepsini kapatmıştı.
Biraz yürümeye ihtiyacım vardı. Anneme seslendim ve hemen evden çıktım birkaç arkadaşı ile karşılaştım, ve bana değişik baktılar. Bir şeyler bildiklerimden emindim ama onlarla muhattap olma ya hiç niyetim yoktu. Onların sokağına girerken derin bir nefes aldım. Kendimi hazır hissettiğinde ise emince bir adım attım. Ama şimdi... şimdi buradan koşarak uzaklaşmak istiyordum onun odasının penceresinden kocaman bir 'SATILIK' yazısı asılıydı.
Gördüklerimden sonrasını hatırlamıyorum , ama şu an odadaydım. Yatağımda... Ne ara eve geldim. Kendimi aklımı kaçırmış gibi hissediyordum. Ben düşüncelerim ile boğuşurken annem odaya girdi. Elindeki tepside portakal suyu ve birkaç atıştırmalık vardı. Sanırım artık eve nasıl geldiğime bir anlam verebiliyordum. Annem ; "Bana neler olduğunu anlatacak mısın yaprak?" dedi. Bunları anneme anlatabilirdim sanırım. Hem nihayetinde Doruk'un varlığını biliyordu zaten. Cevap vermek yerine usulca başımı salladım. Hemen yatağımın yanındaki çekmeceden bir kutu çıkardım. Kutu bembeyaz ve kapağında ise 'Çirkinime..' yazıyordu. Bana hep böyle hitap ederdi. Kutunun içi ise bugüne kadar bütün hatıralarımız ile doluydu. Beraber yediğimiz pamuk şekerlerin , şekerlerini çubuğundan Sevgililer Günü'nde başından aşağı döktüğü gül yapraklarına kadar her şey ile doluydu.
Kutunun içinden o mektubu çıkarıp anneme uzattım. Meraklı gözlerle bir bana birde kağıda bakıyordu. Yüzünde merak dışında bir de endişe ve korku vardı. Daha sonra elimden aldı ve hemencik bir çırpıda okudu.
Okuması bittiğinde kağıdı özenle katladı. Kutunun içine koyup kutuyla çekmeceye yerleştirdi. Yatağımın üzerindeki anahtarı alıp çekmeceyi kilitledi. Daha sonra ise anahtarı cebine koydu. Sonra ise bana sarıldı ve şunları söyledi; "Annesi ile konuştum birkaç gün önce babası içki ile araba kullanırken birine çarpmış ve şimdi de Doruk babasının suçunu üstlenmeye gitti.
Güldüm , çünkü komikti! ....

-BÖLÜM SONU-