Genç kız orda huzurlu bir uyku için savaş verirken bir diğer şehirde olanları hala idrak edemeyen genç adam, kızın terk ettiği evinin önünde kamp kurmuştu resmen. Nasıl bu hale gelmişlerdi, nasıl bir anda kızın izini kaybetmişti anlayamıyordu. 5 aydır onsuzdu ve son iki aydır olanları idrak edebiliyordu.
Hepsi kendi suçuydu! Ne yapmıştı? Sevdiği kadını hiçe saymış ondan ayrılmış ve başka biriyle saçma sapan bir evlilik yapmıştı. Neden? Sırf lanet gururundan! Hazmedemiyordu! Sevdiği kadına başkasının dokunmuş olmasını bir türlü kendine yediremiyordu. Oysaki biliyordu kadının suçu olmadığını. Gözleriyle görmüştü neler olduğunu ama inatla kızın kalbini kırmış, ondan ayrılmıştı.
Ekim'de kendine inanmadığını düşündüğü adama sırtını dönmüştü haklı olarak. Şimdiye kadar etmedikleri kadar şiddetli kavga etmişlerdi ve bu onların sonu olmuştu. Adam kendi elleriyle yapmıştı bunu biliyordu ama bu pişman olduğu, onu hala deli gibi sevdiği gerçeğini değiştirmiyordu. Evliliğine ihanet olarak bile göremiyordu genç adam bunu. O kadın bunu bile bile evlenmişti kendisiyle! Annesi ve babası onu zorla evlendirmek isterken onunla yalnız konuşmak istemiş, kendinin kimseyi ikna edemediğini, onun vazgeçmesini asla onu sevmeyeceğini her şeyiyle anlatmıştı.
Ama kadın ısrarla evlenmek istediğini belirtmiş vazgeçmemişti. Şimdi de bu saçma sapan evlilik içindeydi ikisi de. Aklı kalbi her şeyi Ekim'deyken o kadının yüzüne bile bakmak istemiyordu. İşe gitmesi gerekmediği zamanlarda soluğu Ekim'in kapısında alıyordu.
Bugünde o günlerden biriydi ama evde gariplik vardı. Kaç saattir arabanın içinde eve bakıyordu ama hiç ışık yoktu evde. Zaten onun bu evde tek yaşamaya başlamasına hiç razı olmamıştı ama yapabileceği bir şey olmadığından mecbur susmuştu. Korkardı o bir kere. Neden hiç ışık yanmıyordu ki?
Arabası evdeydi, zaten bu saatte dışarı çıkmazdı o. Saat nerdeyse gece 11'e geliyordu. İçini bir panik dalgası sardı. Bir şey olmuş olabilir miydi? 5 aydır ayrı olsalardı genç adam onun neler yapmış olduğunu biliyordu. Geçen hafta sonu gördüğünde bir kez daha anlamıştı çok kilo verdiğini. 60 kilo olan kız son gördüğünde resmen erimiş 40 kilo gibi görünüyordu. Bunu ona kendinin yapmış olduğunu bilmek genç adamı daha çok yaralıyordu.
Sonunda ona bir şey olmuş olma ihtimaline dayanamayıp kapısını çalmaya gitti. Arabadan çıkıp garajdan geçti ve dış kapının yanında bulunan zili çalmaya başladı. Açılmayınca bu defa demir kapıyı yumrukladı. Bağıramıyordu, etraftakiler kendini tanıyordu ve bu durumda görürlerse kız hakkında hiç hoş olmayan şeyler söyleyip onu lekeleyebilirlerdi. Deli gibi yumrukladığı kapı açılmadıkça daha çok vuruyordu ama o lanet kapı bir türlü açılmıyordu!
Sonunda yumruklamayı kesip evin arkasında dolandı. Odasının penceresi bahçeye bakıyordu, perdeleri genelde çekerdi ama çekmediyse bir ihtimal görürüm diyerek bahçedeki ağaca tırmandı ve pencerenin önünce geldi. Perdenin açık olduğunu görüp bir umut diyerek odanın içine baktı ama kimse yoktu. Odayı incelerken gözüne dolap kapağı ve kızın yatağı takıldı. Çarşafları sökülmüştü yatağın ve dolabın kapakları açıktı. Ama içinde genç kadının kıyafetleri görünmüyordu. Aklına gelen şeyle 'Lütfen, lütfen...' diye sayıklamaya başladı.
Gitmiş olamazdı. Kendinin saçma sapan bir hatası yüzünden onu bu lanet şehirde nefes alamaz biçimde bırakıp gitmiş olamazdı! Ağaçtan inip arabasına gitti. Kapıyı açıp bineceği sırada tekrar evin dış kapısına geldi ve bir kez daha deli gibi yumruklamaya başladı. Ama yoktu, hiçbir ses yoktu kıza dair.
En sonunda kapıya sert bir yumruk daha indirip kapı önünde dizlerinin üstüne çöktü ve daha fazla tutamadığı yaşlarını serbest bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hata
Teen FictionBu hikayede hiçbir şey göründüğü gibi değil. Her seven sevdiğine kavuşamaz, her zoraki evliliğin sonu aşkla bitmez ve bazen yaptığın oyunlar, seni sevmesini istediğin adam için ellerinle ördüğün kader ayaklarına dolanır...