Koku ➰

43 3 0
                                    


Gözlerimi açmaya çalışıyordum. Resmen tüm gücüm çekilmişti. Beynim zonkluyor desem yeriydi. Gözlerimi biraz daha açıp elimi başıma götürdüm. Karanlık bi odada olduğumu anladığımda yattığım yerden hafif doğruldum. Üst tarafım çıplaktı. Hızlıca etrafa göz gezdirince karşı koltukta uyuyakalmış birini gördüm.

Roza. Uyuyakalmış. Çok hafif bi sırıtma isteği geldi. Yavaş yavaş hatırladım. Baya dayak yemise dönmüşüm. Her yerim ağrıyor kemiklerim sızlıyordu.

En son onu sakinleştirmek için üstüne yürümek hiç iyi bi fikir değildi. Ilk defa bi gücü olduğunu farketmisti üstelik fena bi öfke problemi vardı bu kızın.

Yatağın ucuna oturup dirseklerimi dizlerime koydum. Rozayı izlemeye başladım.

Onun ne kadar güçlü olduğunu yakınındayken daha çok hissettim. Aynı zamanda ne kadar kırılgan olduğunu da. Tam anlamıyla korunmaya muhtaç bi kızdı. Bi anda öfke nöbeti geçirmesi deli gücü gelmesi normal değildi. Tahminimce varis ilan edildiği günden sonra vücudu da psikolojiside ona oyunlar oynuyordu. Biraz daha izledim onu ve ayağa kalkmaya çalışıp pencere kenarına gittim.

Beni evine getirmişti. Tahminimce ilaç falan vermişti. Nasıl getirdi acaba eve ? Dönüp ona baktım yine. Saçları koltuğa dağılmış cenin pozisyonunda saf saf uyuyordu. Kim derdi ki beni hallac pamuguna çeviren kız bu uyuyan kedi diye. Kızı izlemeyi kesip önüme döndüm.

Her ne kadar bulunduğum duruma aptal gibi sırıtsam da olmak istediğim son yer bile bu kızın yanı değildi.

Hiçbir zaman dünyadaki bu sianaları korumak zorunda olmamız beni memnun etmemişti. Aksine onları korumakla görevlendirilmemiz büyük haksızlıktı. Elimi pencerenin kenarına koyup alnımı cama dayadım. Gözlerimi kapatıp dünyayı aydınlatan ay ışığını hissetmek istedim.

Buydu iste. Tüm sebep buydu. Dünyanın bu paha biçilemez nimetlerinden yararlanmak istemem beni bu kıza mecbur kılıyordu. Zaten beni mahveden de buydu ya.

Onu korumayı kabul etmezsem asla dünyaya gelemez asla müzik dinleyemez temiz nefes alamaz ay ışığını hissedemez güzel kokular duyamazdım. Yoktu bizim dünyamızda güzel kokular yoktu sıcak güneş serin denizler ya da atan kalpler...

Bunları yaşamak için bu kendinden bile aciz kıza mecbur kalmak kafayı yememe sebepti. Üstelik daha ne olduğunu bilmeyip deli cesareti taşıyan soğuk ıkı kelimeden fazla etmeyen üstüne beni yaralamaya çalışan sıradan bi siana bozmasıydı.

Derin bi nefes alıp kafamı camdan çektim. Bi kaç dakika önceki sözlerini hatırladım kızın. Ben uyanmadan tam önce fısıltı gibi sesiyle kendini bana duyurmayı başarmıştı.

'Lütfen nefes al Alaz ,benim için. Sen al ki bende alabileyim'

Maalesef bu ayaklı alev topuna ihtiyacım vardı. Bi nebzede olsa insan gibi yaşamak adına. Bide buna herşeyi anlatma derdi vardı dimi. Bu kız resmen full paket bela içeriyordu. Herşey dahil dedikleri buydu iste. Yavaşça ona yönelip yanına iyice yaklaştım.

Ay ışığı yüzüne vuruyor burnunun gölgesi beyaz yanağına düşmüştü. Gözlerimi ıkı saniye kapatıp açtım. Eğilip onu kaldırmak için kollarımı vücudunun altından geçirdim ve havaya kaldırdım.

Yatağa yaklaşıp onu yatırdım. Üstünden kalkarken kulağına eğilip fısıldadım

'Alacağım Roza. Kendim için'

F I S I L T IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin