Bölüm 1 KANINI KABUL ET

11 2 0
                                    

                                                                       



                                                                        1632-ORTA AVRUPA


Bahçe Kapısını sessizce açıp sokağa doğru bir göz attım. Duvarların arkasındaki evlerden gelen cılız ışıklardan başka sokakta bir hayat belirtisi yoktu. Ay bir bulut kütlesinin arkasına saklanmıştı. Sokakta kimsenin olmadığından emin olduktan sonra bahçe kapısını arkamdan çekip, sessizce sokağın sonuna doğru yürümeye başladım.

Sokağın sonuna geldiğimde evlerden gelen ışıklar iyice görünmez hale gelmeye başlamıştı. Arkamı kolaçan ederek hızlıca ormana doğru yürüyordum. Sık böğürtlen çalılarının yanından geçerken pelerinimin şapkasını kafama geçirdim. Tam olarak nereye gideceğimi bilmiyordum. Ayaklarım ve iç sesim bana yön veriyordu. Bir süre yürüdükten sonra ağaçların arasından gelen cılız bir ateş gördüm. Gelmem gereken yere ulaşmıştım. Yüzümün iyice örtük olduğundan emin olduktan sonra ateşe doğru yürüdüm. Kalbim göğüs kafesimi parçalayıp çıkacak gibi atıyordu.

Ateşin başında oturan 5 kişi saydım, iki kişilik de yer boştu. Ateşin etrafında halka oluşturmuş oturuyorlardı. Hepsinin yüzü benimki gibi pelerinleriyle örtülmüştü. Uzaktan hepsi aynı insan gibi duruyordu. Ateşin yanında duran boş yerlerden birisine sessizce oturdum. Son boşluğu dolduracak kişinin gelmesini bekliyorduk. O gelmezse ne olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu. Burada da ne yaptığım konusunda bir fikrim yoktu.

Çocukluğumdan beri içimde bir şeylerin kıpırdadığını biliyordum. Ne olduğunu bilmediğim bir kıpırtıydı bu. Üzerine toprak atılmış bir ateşti içimdeki. Kadın olmak için vücudum da başlayan hareketlenme o toprak altındaki ateşin de kıvılcımlanmasına neden olmuştu. Başlarda sadece rüyalarımda bazı şeyleri görür olmuştum. Gelecekten ve geçmişten görüntüler bütün rüyalarımı kapsar olmuştu. Lanetli bir kanım olduğunu düşündüğüm için korkuyordum. Bundan kimseye bahsetmemem gerektiğini biliyordum. Bu kıpırtı hiç yokmuş gibi davrandım yıllarca. Kimseye tek kelime etmedim, edemedim. Beni anlayacak kimse yoktu etrafımda.

İlk reglimi olduktan sonra babamın benim için uygun gördüğü birisi ile evlendim. Başlarda bana karşı nazik ve anlayışlı davranıyordu. Bir buçuk senenin sonunda hala hamile kalamamış olmam bana karşı olan bütün davranışlarının değişmesine neden olmuştu. Hakaretler ve kötü sözleri, şiddet ve işkence takip eder olmuştu. Bir gece yine beni döverken, yapmaması için yalvarıyordum. Beni dinlemiyor tekrar tekrar vuruyordu. O kadar çok vurmuştu ki artık yalvarmak bir yana nefes almak bile canımı yakıyordu. Yerde, soğuk taş zeminde beni o gece ölüme terk etmişti. Ama ölmemiş hayata tutunmuştum. Bugüne kadar yok saydığım içimdeki kıvılcım parlamış ve hayata sıkıca tutunmamı sağlamıştı. Gece beni ölüme terk edip uyumak için yatağına giden kocam sabah o yataktan sağ çıkamamıştı. Ölmüştü. Bizi, o sabah eve gelen komşumuz bulmuştu. Beni yerde baygın halde bulan komşum bağırarak sokağa çıkmış, evde olan her şeyi köylülere haykırmıştı. Köylüler bizim o gece birisi tarafından saldırıya uğradığımıza kanaat getirdiler. Bende gerçeği hiçbir zaman söylemedim. Aksi takdirde kocamın şüpheli ölümünü açıklamayacaktım. Hayatın benimle dalga geçme şekli midir bilmem kocam öldükten 7 ay sonra bembeyaz bir kız çocuğum oldu. Lanetli bir kanım olduğuna o gece inanmıştım. Rüyalarım ve böyle açıklayamayacağım olaylar olmaya devam etti. Kızım 5 yaşına geldiğinde rüyalarım değişmeye başlamıştı. Bir tapınağın önünde duran pelerinli bir kadın bana onu bulmamı, kanımı kabul etmemi söylüyordu. Ormana gittiğim geceden önceki gece rüyamda o kadın bana ''vakti geldi, bizi bul, ayaklarına güven, kanına güven'' demişti. Gitmem gerektiğini biliyordum. İçimde karşı konulmaz bir ateş yanar olmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 23, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TAPINAK KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin