Kaç gündür bu odada uyuyordum bimiyordum.Hemde parkede.Kafam çatlayacak gibi acıyordu elimi kafama götürdüğümde kafamdaki kanın kuruduğunu görmemle ağzım aralandı.O kadar iğtenç görünüyordum ki .
Kapının açılmasıyla o aptaş görüş alanıma girdi.“Oo uyanmış prensesimiz ardından evin çalışanı girdi.Kadın orta yaşlıydı ve iyimser bakıyordu.
-Ayla abla sen gerekeni biliyorsun.Kadın başını salladı ve o aptal dışarı çıktı.Ayla abla bana yardım etmek için görevlendirmişti.“Kızım ilm önce duşa gir ben sana temiz kıyafet çıkarayım.”Dediği üzerine onu takip ettim.Banyo kapısının önünde durdu.Ve içeri girdik.“Kızım güzelce duş al kıyafetlerin askıda giyin sonra bana seslenirsin”başımı sallayarak onu onayladım
Duşa girdim ve saçım o kadar yağlanmıştı ki kalıp kalıp olmuştu iyice tarayıp duşumu aldım.Uzun süre taramam üzerine bir avuç saçıma veda etmiştim.İşimi bitirip kıyafetleri giyindim.Sonra ayla ablaya seslendim.Seslenmem üzerine geldi ve beni mutfağa götürdü.O kadar açtım ki önüme koyduğu yemeği yiyip teşekkür ettim Daha sonra beni salona götürdü.
Salonda o aptal oturuyodu.Beni görünce “Otur” diye bağırdı.Geçip karşısına oturdum
“Artık bu evde kalacaksın adamlarım eşyalarını alman için seni evine bırakacaklar.Oğlum senı tanıdı ve seni istiyor.Bu evde kalıp ona bakacaksın.O asla senin onun annesi olduğunu bilmeyecek.
Söyledikleri benim için çok mantıklıydı.Onunla olmam bile bana yeterdi ama annesi olduğunu bilmemesi...Bu canımı acıtıyordu ama oğlum için herşeye vardım.“Kabul ediyorum”
-Güzel şimdi git eşyalarını al adamlarım seninle gelecek.
-Buna gerek yok ben kendim giderim dememle catık kaşlarını görmem anında oldu diyebilirim.Güzel bir yüzü vardı kadınların dibini düşürecek kadar ama bir o kadar da sinirliydi.Onu sadece oğlum kucağında gülerken görmüştüm.Daha biz konuşurken hayatımın anlamı Arenim içeri girdi ve peltek peltek “baabaa”diyerek onun kucağına sarıldı.Ve onu bir kez daha gülerken gördüm.İçim erimişti ne güzel bir tabloydu bu!Cidden bu adamın adı neydi ?Aynı evdeydik ama adını bile bilmiyordum .Ama birgün soracaktım.Sonra oğluma baktım.Gözlerime baktı ve “abaa ben acıktım ”dedi.Allahım! mıncırmamak için kendimi zor tuttum.Babasının kucağından inince sulu sulu öptüm oğlumu.
Bana abla demesi ne kadar üzse de şuan kucağımda olmasının verdiği mutluluk herşeyi unutturmuştu.Kokusunu içime çekerek öptüm ve mutfağın yolunu tutmadan;
-Bu arada adın neydi?Aldığım cevap ise çok netti.
-Sanane!
Bununla birlikte yüzüm düşmüştü.Kötü birşey sormamıştım ki!Yüzümün düştüğünü belli etmeden oğlumla muttfağa ilerlerken arkadan bir ses;
-Aral.
Yüzümde belirsiz bir gülüşle arkamı dönmeden oğlumla mutfağa ilerledim