~ KARANLIK KURT ~

386 39 34
                                    





~MULTİMEDİA'DA BARNES VAR~



Dün gece Diego'nun 'prenses' kelimesinden sonra 1 saat uyuyamamıştım. Zaten yeni okulum ve içindeki doğaüstü canlıları göreceğim için stresliydim birde Diego bana 'prenses' demişti.. Aslında bu kelimeyi başkası söylese bu kadar heyecanlanmazdım ama o Diegoydu. Ve galiba ben ondan hoşlanıyordum..
Ders saati 8 de başlayacaktı ama ben alarmı 6.30'a kurmuştum. Uykumun ağır olduğunu biliyorsunuz. O yüzden 5 dakikada bir alarm çalıyordu mecburen kalkmak zorunda kalmıştım. Yeni okulum için biraz süslensem fena olmazdı. Kalkar kalkmaz duşa girdim..

Duştan çıktıktan sonra saçlarımı kurutup hafif uçlarını dalgalandırdım. Gözlerim renkli olduğu için eyeliner çok yakışıyordu. Yani bana göre öyleydi. 30 dakika geçtikten sonra eyeliner'ımı iki gözümede eşit miktarda çekmeyi başarabilmiştim. Kirpiklerimi kıvırıp rimel sürmeyide unutmamıştım tabi.. Dudaklarım için abartılı birşey sürmeyecektim. Hafif ten rengi mat rujumu da sürüp okul formamı giyindim. Saat 7.30 olmuştu. 30 dakikam kalmıştııı!! Nasıl yetişecektim ben!!

-"Lina hazır mısın Jackson amca bizi okula bırakacakmışşş."

-"Evett hazırımm. Çantamı alıp geliyorum bekleyin 2 dakika."

İçime su serpilmişti. Okulumun yolunu bilmiyordum. Zaten bizim evin bulunduğu yer ormanlık olduğu için toplu taşıma araçları yoktu. Yeni aldığım çantamın içine 2 tane defter ve kalemliğimi atıp aşağıya indim. Daisy benim aksime yüzünü 3-4 kat boyamıştı. Parfümünün kokusunu tanımasam Daisy'nin karşımdaki boya küpü olduğunu anlamayabilirdim.

-"Daisy yanlışlıkla boyanın içine falan mı düştün?"

-"Ne var be. Alt tarafi biraz makyaj yapmışım yanii."

-"Biraz?"

-"Öf tamam abartmış olabilirim ama yeni okul yeni erkekler haniii."

-"Anladım ben senin derdini."

Dedikten sonra Daisy de çantasını aldı ve koluma girdi. Babamın arabasının yanına giderken annem bizi uğurlamıştı. Daisyle aynı anda öpücük atıp ellerimizi sallamıştık. Babam okulun yolunu hiç şaşırmadan bulmuştu. Sanki sürekli geldiği yermiş gibi. Babamın da yanağına bir buse kondurduktan sonra arabadan indik. Bahçenin giriş kapısının önüne geldiğimizde Daisyle göz göze geldik. İkimizde çok heycanlıydık. Bunu kalp atış seslerimizden de anlayabilirsiniz. Derin bir nefes alıp Daisynin koluna cesaret verircesine girip ilerlettim. Sınıfımızın önüne geldiğimizde bütün gözler bizim üstümüzdeydi. Bakışlara aldırış etmeden iki kişilik boş bir sıra arıyordum ama yoktu. Daisy'e ;

-"Boş sıra yok ya ben senden ayrı oturmak istemiyorum."

-"Aynen ya. Bak şu en arka cam kenarında bi çocuk uyuyo sen onun yanına otur bende sizin önünüzdeki çocuğun yanına oturayım."

-"Tamam olur."

Daisy'nin dediği yerlere oturduğumuzda bizi izleyen gözlerden rahatsız olup bende kafamı sıraya gömdüm. Yanımdaki çocuk ben kafamı gömdükten sonra rahatsız olmuş şekilde birden sıradan sıçradı. Kafamı kaldırmadan ;

-"Pardon rahatsızlık vermek istemezdim."

-"S-sorun değil L-lina."

Kafamı kaldırıp yanımda oturan tanıdık sesin sahibine odaklandım.

-"Di-diegoo!! Senin ne işin var b-bu o-okulda!!"

-"Asıl senin ne işin var?!"

-"Bu okul doğaüstü canlılar için değil mi?"

MELEZ ISIRIĞI #Wattys2018 (KISA SÜRELİĞİNE ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin