~ ÇEK ŞU HOĞRTUMU ~

189 16 27
                                    



Kahvaltıyı yarım yamalak yaptıktan sonra Diegoyla beraber salona geçtik.

-"Diego sence babam neden böyle birşey yapmıştır?"

-"Bilmiyorum güzelim. Belki soyunu devam ettirebilmek için yapmıştır."

-"Affedilemez birşey ama bu."

-"Evet haklısın. Ama ne yaşarsan yaşa doğru veya yanlış her şekilde arkanda olucağımı bil."

-"Biliyorum. Zaten sen olmasan bende büyük ihtimal olmazdım, olamazdım.."

-"İstersen biraz dışarı çıkalım. Kaç gündür gün yüzü görmedik. Gerçi sen uyuyodun ama.."

-"Dışarı çıkalım ama birşey dicem."

-"Ne diceksin bakalım?"

-"Bahçeye çıkalım ve sen bana birkaç bişey öğret."

-"Emin misin güzelim daha sonra da çalışabilirdik?"

-"Eminim. Hangi güçlere sahip olduğumu merak ediyorum."

-"Tamam o zaman sen git hazırlan bende sana çalışmalarında not vermek için bir çizelge hazırlayayım."

-"Tamam örtmenim." diyip yanağıma küçük bir buse kondurdum.

Saçlarımı toplayıp uyandığım odaya doğru yürümeye başladım. Odaya gelir gelmez bana olabilecek birkaç kıyafet aradım. Biraz bol eşofman takımı bulur bulmaz üstüme geçirdim.

Diego'nun yanına geldiğimde hızlıca ellerinden tutuğ bahçeye çıkarttım.

-"Uu fazla hırslısınız güzel bayan."

-"Yeni şeyler öğrenicem. Tabi hırslanırım."

-"Tamam o zaman ilk kolaydan zora doğru gidelim."

-"Direk zora geçsek?"

-"Olmaz. Bu çok tehlikeli. Zor birşeyi alıştırma yapmadan denersen beynini kontrol edemezsin ve bu yüzden en kolay olan hareketleri bile yapamazsın."

-"Anladım. Peki o zaman ilk neyden başlıyoruz?"

-"ilk gücünü kullanabilmeden başlıyıcaz."

-"Başlayalımm."

-"Şimdi senin ellerini ve ayaklarını bağlayacağım ama ilk olarak sandalyeye oturman gerek." diyip beni renkli bir sandalyeye oturttu.

-"Şimdi senin en sinir olduğun anıları veya başka bişeyleri zihin yoluyla öğrenicem. Sende bu sinirle ipleri koparabilecek misin onu görücez tamam mı?"

...

Biraz zaman geçtikten sonra kafamın içinde birşeylerin hareketlendiğini hissettim. Kulaklarım tıkanmış sadece iç sesime odaklanmıştım.

-"Demek en nefret ettiğin şeylerden biri sakızı şapurdatarak çiğnemek."

İç sesim sandığım ses meğerse Diego'nun sesiymiş. En sevmediğim şeylerle beni vurmaya çalışıyordu.

-"Annenle dalga geçilmesini sevmezsin demek.."

Sinirim git gide artıyordu. Ellerim ipleri sıkmaktan acımaya başlamıştı.

-"Vee en nefret ettiğin şey birisinin sanaaa kaşar, sürtük tarzı şeyler demesiymişş."

Dediğin gibi iplerin hepsini parçaladığımı hissettim. En nefret ettiğim şey gerçektende o tür kelimelerdi. Beynimin rahatladığını hissettiğimde Diego'nun zihnimden çıktığını anladım. Gözlerimin renginin değiştiğini Diego'nun uzaylı görmüş gibi bakmasından anladım.

-"Ne oldu? Başarabildim mi?"

-"Benim 3 günde başardığım çalışmayı 3 cümlede başardın. Bu inanılmaz bişeydi."

-"Eh işte bende öyle çok yetenekliyimdir."

-"Egonda tavan yanii"

-"Bırakta olsun yani. Kendin dedin 3 günde yaptığım şeyi 3 kelimede yaptın diye."

-"Tamam tamam haklısın. Biraz egolanabilirsin izin veriyorum."

-"Sanki vermesen yapamıcam küçük kurt."

-"Küçük kurt mu yoksa mükemmel,yakışıklı, karanlık,kaslı, tatlı kurt mu dicektin?"

-"Direkt küçük kurt dicektim. Dedim de.."

-"İç sesin öyle demiyor." diyip sinsice sırıttı.

-"Ya benden izin almadan neden aklımdan geçenleri okuyosun?"

-"Okumadım ki. Öylesine söylemiştim ama söylediğime kandın. Öğrenmiş oldum."

-"Kertenkele bku!!"

"Küçük melezzz!"

Biz bahçede kavga ederken birden üstümüze su atılmıştı. Buz gibi olan suyla vücudumuz tir tir titremişti. Suyu atan kişilere baktığımızda Marcus'u ve Daisy'i eşek gibi gülümserken bulduk.

Diegoyla birbirimize baktıktan sonra Diego ikisini tutmak için yanlarına fırlamıştı. İkiside ne olduğunu anlamadan ben bahçede bulunan hortumu görür görmez alıp onlara doğru koştum.

Diegoya kaş göz işareti yapıp onları bırakmasını söyledim. Diego çekilir çekilmez hortumu onlara doğru tutup ıslanmalarını izledim. Diego gülmekten yerleri öperken bende büyük keyif alıyordum.

-"Siz kimsiniz de bize su fırlatırsınız he!" diye bağırmıştım.

-"Linaa! Sırıl sıklam oldum çek şu hortu..." demesine fırsat bırakmadan Daisy'nin ağzına doğru tutmuştum hortumu. Marcus'un buna güldüğünü görünce Daisy'i bırakıp bu seferde ona tuttum.

-"Lina! Manyak mısn kızm. Çek şu hoğrttumuu"

-"Efendim Marcuscuğum anlayamadım bidaha söyle?!"

-"Çek şu hoğrtmu!"

İnadına hortumu daha çok yakınlaştırmıştım. Diego'nun gülmekten yeşerdiği gözlerine baktığımda bir eliyle karnını tutup diğer eliyle beni işaret ettiğini gördüm.

-"İşte benim sevgilim." diyip övmüştü.

Bende bu kadar yeteceğini düşünüp suyu kapattım. Hortumu da onlardan uzak bir yere attıktan sonra Diego'nun yanına gidip çimlere oturdum.

Diego da kolunu omzuma atıp beni kendine daha çok çekip ;

-"Bizle uğraşmamanız gerektiğini öğrenemediniz mi?" dedi.

Marcus'ta ; "Daisy'nin aklına uydum dostum. Şuan ki aklım olsa yapmazdım." demişti.

Diegoyla kahkahayı attıktan sonra Daisy'nin akan makyajını temizlediğini gördüm. Marcus'un dediğinden sonra gözlerinden akan rimeli Marcus'un beyaz t-shirt'e sürdüğünü gördüm.

-"Harbi manyak olan Lina'dan sonra sensin kanıtlandı." dedi Marcus.

-"Kapa çeneni!" diye hönkürdü Daisy'de.

Bu günde böyle bitmişti. Umarım kimse hasta olmazdı...


BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMLER BİRAZ GEÇ GELEBİLİR. ZATEN BEĞENİLER DÜŞMÜŞ 😢


İYİ OKUMALAR 💕

MELEZ ISIRIĞI #Wattys2018 (KISA SÜRELİĞİNE ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin