1-Baran

24 1 0
                                    

multimedia; Hera

Saklandığı duvarın ardından sakince etrafı kolaçan etti Hera.Takip edildiğini hissettiğinden buradaydı ve görünüşe göre yanılmıyordu.
Adliyeden beri onu takip ettiğini düşündüğü iki adam ellerinde Herstal fnx-9 tabancalarla etrafı gözlüyorlardı. Silahlarına bakılırsa ya fazla zengin bir adamın aptal korumasıydılar ya da özel atıcı. Hera ilk seçeneği tercih ederdi.
Sessizce zaten susturucusunu takmış olduğu silahına uzandı. Yeterince yaklaşmalarını beklerken bir yandan da rüzgar açısını hesaplıyordu genç kız. İşini kısa sürede halletmeyi severdi.
Onu görüp silahını doğrultan ilk adamın şah damarını hedef alıp ateş etti.
Asla ıskalamazdı.

Diğer adamın ise bir anlık şaşkınlığından yararlanırken silah olan eline sert bir tekme atıp silahını düşürmesini sağladı. Yine aynı kolunu çevirip dizlerinin arkasına vurdu. Sırtı ona dönmüş şekilde dizlerinin üzerine çökmüştü adam. Kolunu daha çok çevirirken sert ve soğuk bir ses tonuyla sordu genç kız.

" Kim gönderdi seni?"

Adam ses çıkarmadı. Kolunu kırmaya ramak kala diyebileceği bir hale getirdi. Yüksek sesli bir inleme çıkardı.

" Soruları yanlızca 3 kere sorarım. İkincisinde cevap vermezsen kollarını, üçüncüsünde cevap vermezsen canını alırım. Şimdi ben sormadan cevaplasan iyi edersin yanlızca birkaç saniyen var."

Korku dolu bir inleme daha duydu genç kız. Konuşacaktı biliyordu. Onu yanıltmadı.

" Yıldırım Kaya gönderdi. O da biri için çalışıyor kim olduğunu bilmiyorum. Seni öldürmemizi patronu istemiş. Başka birşey bilmiyorum lütfen bırak beni."

Kolunu ileriye doğru iterek bıraktı. Sokaklarda kaybolurken Yıldırım denen herifin onunla ne derdi olabileceğini düşünüyordu. İstihbaratçı olduğunu biliyor olamazdı buna şüphesi yoktu. Ama aldığı davalarla ilgili olabilirdi. Araştırmalıydı.
Düşünceleri evinin kapısına kadar sürdü. Ancak açtığında iliklerine kadar vuran ılık hava dikkatini dağıttı. Rahatlamıştı.
Deri ceketini tekli, kendini de üçlü koltuğa attı. Yorgundu. Çalışma temposu sağolsun uyumaya pek vakti olmuyordu. Yine de halinden memnundu. Sahip olduğu iş sayesinde kendini savunamayanları savunabiliyor, aynı zamanda vatanı için mücadele edebiliyordu. Bu işe yarar bir kadın gibi hissetmesini sağlıyordu.
Belki de ekiptekilerin de dediği gibi tam bir deliydi. Kendi kendine omuz silkti. Pek de umurunda değildi, kim akıllıydı ki?
Gözleri ağır ağır kapanırken yatağına dahi gidemeyecek kadar yorgundu.Uykuya direnmeyi bırakıp ordada uyuyakaldı.

* * *

Sabah uyandığında saat henüz sekizdi. Bir ay sonundaki tek boş gününün bu olduğu düşünülürse oldukça sinir bozucu bir durumdu.
Ama önceki gün yaşanan olayı araştırması gerektiğinden tekrar uyumaya çalışmadı. Uyuşukça yerinden kalktı ve giyinme odasına girdi.

Bu odadan nefret ediyordu, aslında genel olarak evinden nefret ediyordu genç kız ancak bej ve pudra pembesi döşemesiyle tam hanım hanımcık bir avukata yakışacak bir evdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bu odadan nefret ediyordu, aslında genel olarak evinden nefret ediyordu genç kız ancak bej ve pudra pembesi döşemesiyle tam hanım hanımcık bir avukata yakışacak bir evdi. Ortada bulunan altı çekmeceli dolabın en alt çekmecesini açtı ve elini çekmecenin altına doğru uzattı. Parmak izi sensörünü bulduğunda küçük bir tıkırtı duyuldu.
Tekrar ayağa kalktı ve dolabın arkasını açtı. Burası silahlarının ve bilgisayarlarının bulunduğu küçük bir odaya açılıyordu. Asma siyah merdivenlere gerek görmeyerek aşağıya doğru atladı. Karşısında üç adet bilgisayar ve yanındaki duvara küçük boşluklarla asılmış onlarca silah vardı.
İşte bu tam da Hera'nın tarzıydı.
Bilgisayarının başına geçerken Yıldırım Kaya ismini araştırmaya başladı. Hakkında bir çok dava açılmış ancak kanıt yetersizliğinden serbest bırakılmış bir iş adamıydı. Adamın bulunduğu hiç bir davaya katılmamıştı.
Araştırmaya devam ederken gördüğü isimle duraksadı.

Pool Size Zero Holding Company

İşte bunu biliyordu. En büyük hissedarlarını on yıl süreyle içeri tıkmıştı. Görünüşe göre intikam derdine düşmüşlerdi. Biraz daha araştırma yaptıktan sonra oturduğu siyah deri sandalyede gerindi. Başa çıkamayacağı birşey değildi.

O sırada telefonu çaldı.

"Hera, görüşmemiz gerekiyor."

"Ne zaman ve nerde?"

" Yarım saat sonra sende olacağım."

Uzatma gereği görmediler. Telefon konuşmaları genellikle çok uzun olmazdı zaten. Ama günlük yaşamlarında çok iyi arkadaşlardı. Arda ve eşi Deniz onu gerçekten tanıyan nadir insanlardı. Aynı yerde çalışıyorlardı ve birlikte birkaç görevde bulunmuşlardı.
Odadan çıktığında dolabın arka kapağını kapattı ve salona geçip Arda'yı beklemeye başladı.
Sonunda zil çaldığında hızla kapıyı açtı. İçeriye Arda ile birlikte genç bir adam daha girdi ve aceleleri varmış gibi hemen salona geçtiler. Hera da kapıyı kapatıp arkalarından yürüdü.

" Yeni bir göreve başlıyorsun."

"Tahmin ediyordum zaten Arda. Öyle olmasa zaten burada olmazdın. Ne yapıyorum ve bu da kim?"

"Yapıyorsun değil yapıyorsunuz ve bu da birlikte çalışacağın silah arkadaşın Baran."

Genç kız bir anlık şaşkın bir yüz ifadesine büründü ama sonrasında kendini toparlayıp ifadesiz bir bakışla Baran'ı süzdü.

"Peki, ne yapacağız?"

" İkiniz de beni iyi dinleyin ilk ve son kez anlatıyorum.Bir teröristi bulacaksınız. Adamın ismini bilmiyoruz. Kod adı; Gölge. Şu ana kadar yaşanan bir çok terör olayının iplerini elinde tutmuş."

"Adam hakkında ne biliyoruz?"

Diye sordu Baran. Görünüşe göre o da herşeyi onunla aynı anda duyuyordu.

" Aslına bakarsan elimizde işe yarar çok az bilgi var. En işe yarar olanı ise en yakın tanıyanlardan birinin kendine ait bir hukuk şirketi var ve siz avukat olarak oraya kabul edildiniz. Başvurularınız bir hafta önce şirkete yapıldı."

" Bu kendi adımızı kullanacağımız anlamına mı geliyor?"

"Hayır, bahsi geçen şirket Adana'da Hera. Seni tanıyan kimsenin çıkacağını zannetmiyorum. Yeni ismin Dila Balaban. Baran ise Cantekin Yıldırım olacak. Tanıştığınızı saklamanız riskli olacağından nişanlıymış gibi gideceksiniz. Bu da sizin aynı odada çalışmanızı sağlayacak ve birlikte yaptığınız şeyler göze batmayacak. İkiniz de askeri yargı avukatısınız."

Arda her söylediği cümleden sonra dinlediğimizden emin olmak ister gibi ikimizin de suratına bakıyordu. Sonrasında ise cebinden kadife bir kutu çıkardı ve açtı.

" Bunlar da yüzükleriniz. Takip cihazı da yüzüğün içine saklanmış durumda. Herhangi bir sorun olursa destek gelecektir.Sorusu olan var mı?"

Hera başını sağa sola sallarken göz ucuyla Baran'a baktı. Yakışıklı sayılabilecek biriydi. Ama bu adamı gözü gerçekten hiç tutmamıştı.

İlk bölümler her zaman beni heyecanlandırır. Umarım beğenirsiniz😊

Kod adı: GölgeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin