"Nam Joon hemen git buradan!"
İçeriden gelen bağırışmalar yüzünden uyanıyorum.
Jisoo unnienin sinirli bir şekilde kurduğu cümleyle donup kalıyorum.
"Yalvarırım sadece 10 dakika onunla konuşmam gerek! Sonra söz veriyorum zaten bir daha karşısına çıkmayacağım."
Sesler kesilince gözlerimi kapattım.
Jisoo unnie onu kovdu zannederken kapının açılma sesiyle dikkat kesildim. Yüzümde hissettiğim nefesi ile vücudumdan sanki elektrik akımı geçmiş gibi hissettim.
Elleri yüzümdeyken kalbimin aşk ile değilde hayal kırıklığı ile atmasıylaq onun hissetmeyeceği şekilde yüzümde hafif buruk bir gülümseme oluştu.
Yüzümün her noktasına minik öpücükler kondururken dudaklarımı öpmemeye yeminli gibiydi.
"Üzgünüm Jendeukie. Sana, aşkımıza bunları yaşattığım için. Aslında... özür dilemeye de yüzüm yok. Sadece seni çok sevdiğimi bil."
Ellerin bu sefer belimi bulunca çığlık atmamak için zor tuttum, çünkü çok fazla huylanırım belimden.
Elimde olmadan gözlerimi açtım. Karşımda seni görünce şaşırmış gibi bağırdım.
"Senin burada ne işin var?! Nasıl girdin buraya?!"
"Bak, Jisoo'yada dediğim gibi sadece on dakika konuşalım bir daha asla karşına çıkmayacağım."
Sinirle güldüm. "Seninle bir saniye bile konuşmak istemiyorum. Sadece git."
Nam Joon "Jennie yalvarırım bak anlıyorum ama istediğim tek şey on dakikan."
"Tamam. Konuş ve bir daha karşıma çıkma."
Nam Joon "Bak onunla isteyerek yatmadım ilk başta. İkimizde sarhoştuk, seninle tartışmıştık ve bunu iğrenerek söylüyorum ki onu sen zannetmiştim. Ama sabah olup herşey netleştiğinde yemin ediyorum bir hafta kendimi öldürmeyi dahi düşündüm. Tabi hiçbir şekilde şanssızlıklar peşimi bırakmadı. O bu yaşananlardan sonra..... hamile kaldı."
Hamile kaldı.
Sinir bütün vücudumu ele geçirirken yüzüne sert bir tokat attım.
"VE ŞİMDİ SENİ AFFETMEMİ BEKLİYORSUN ÖYLE Mİ?! SİKTİR GİT BURADAN! HAYATIMIN İÇİNE ETTİN!"
Elimde olmadan hıçkıra hıçkıra ağlıyordum ve etrafa zarar vermeye başlamıştım.
Nam Joon "Jennie bebeği aldırdık."
Ne yazık, hiçbir suçu olmayan o can iki tane beyinsizin hormonlarını kontrol edememesinden dolayı uçup gitmişti.
"EEE O HİÇBİR SUÇU OLMAYAN O BEBEĞİ ALDIRDIĞINIZDA BİRŞEY DEĞİŞECEK SANIYORSAN YANILIYORSUN! BENİ UNUT ANLADIN MI?! BENİ U-N-U-T!"
Nefesim kesilmeye başlarken Nam Joon'u itiyordum. Onu odamdan güç bela çıkardıktan sonra kapının önüne doğru resmen yığıldım.
Kulağıma cılız bir şekilde "Seni çok seviyorum Jennie. Yaptıklarımdan dolayı özür dilerim. Sadece seni çok sevdiğimi ve asla sevmekten vazgeçmeyeceğimi unutma." dolan cümleyle ağlamam ikiye katlanıyor.
Üzgün Nam Joon, bunu bin kez söyledim ama, bu aşkın sonunda sadece nefret var.