"Bay Kim! Lütfen buraya gelin!"
Nam Joon elindeki dosyayı incelerken kendi gibi psikiyatrist olan Hwasa'ya baktı.
"Neler oluyor?"
Hwasa "Kim Jennie'nin dosyasını br türlü bulamıyorum. Bana yardımcı ol lütfen."
Jennie'nin adını duymasıyla hemen ayağa kalktı genç adam. Genç kızın adını her duyduğunda kalbi resmen depar atıyordu.
Ayaklanıp dosyayı arayama koyuldu.
Seoul Sinir ve Ruh Sağlığı Hastanesi'nde genç yaşına rağmen oldukça başarılı sonuçlar çıkarmıştı ve kendinden kaç yaş büyük hyunglarını devirip geçiyordu.
Maalesef ki yapmaması gereken bir şey yapmıştı.
Şizofreni tehşisi konan Kim Jennie'ye aşık olmuştu.
Genç kız BLACKPINK adında bir grupta ana rapçi ve lider vokal olduğunu söylüyordu.
Bunu ilk duyduğunda Hwasa "Yazık." demişti.
Kendi gibi şizofreni hastası olan üç kişi daha vardı.
Kim Jisoo, Park Chae Young ve Lalisa Manoban.
Bunlar güya bir gruptu ve dünya çapında ünlüydüler.
Sesleri berbattı ama onlar mükemmel olduğunu iddia ediyordu.
(Hikaye gereği böyle yoksa kızlarım muazzamlar <3)
Ama hastanede güzellikleri ile dikkat çekiyorlardı. Doktorlar bile gözlerini onların üstünden çekmiyordu.
Nam Joon dosyayı bulduğunda mutlu bir şekilde gülümsedi. "Buldum işte. Al." Dosyayı verdiğinde Hwasa'da rahatlamış bir şekilde ona gülümsedi. "Tanrım... kaybettim sanmıştım. Bu benim sonum olurdu sanırım. Yaptığın tedaviler çöpte demekti o zaman." Nam Joon kafasını salladıktan sonra aklına bir şey gelmiş gibi Hwasa'ya döndü. "Onun dosyası sende ne geziyordu ki?"
Genç kadın cevap veremedi. Ne diyebilirdi ki? Onu senden kıskanıyorum ve yaptığınız her aktiviteyi bu dosyaya kaydettiğin için inceledim mi?
Karşıdan gelen Yoongi ile derin bir nefes verdi. Resmen kurtuluş bileti olmuştu.
Yoongi "Hey neler yapıyorsunuz bakalım?"
Hwasa "Hiç, hastaların dosyalarını inceliyorduk."
Yoongi anladım dercesine başını salladı. "Tamam ama ben geldim bırakın bu işleri. Zaten ayda yılda bir gelebiliyorum. Kafede oturup konuşalım özledim sizi."
Üçüde birbirine gülümsedi. Bu sırada, Nam Joon içinden geçirdi;
"En yakın arkadaşım resmen aramızı yapmaya çalışıyor. Ama bir bilse ki şizofreni tanısı konulmuş bir kıza aşığım ben..."
Düşüncelere daldığını gören Hwasa kaşlarını çattı. "Hey, nereye dalıp gittin öyle?"
"Hiiiç." diye geçiştirdi Nam Joon. Hwasa nereye daldığını biliyordu. 'Neden akıl sağlığı yerinde olmayan biri onu bu kadar aşık edebilmişken ben yapamıyorum?' diye iç geçirdi.
Kafeteryaya inerken bir aynanın önünden geçtiler. Kendini incelerken iyice umutsuzluğa kapıldığını hissetti genç kadın.
Kendisinden uzaklaştıklarını gördüğünde arkalarından hızla koştu.
