25| başarısız girişim

3.1K 377 156
                                    


Feridun Düzağaç-Tek Başına(wattpad youtube dan şarkı alıyo ama arama motoru olarak neyi kullanıyorsa onu yapan mühendisin

Neyse, şarkı çıkmıyo olan dinlesin çok da önemli değil zaten)

"Bunlar kuruduktan sonra üzerini örtebilirsiniz." Hoseok elindeki boya dolu kabı ortadaki sehpanın üzerine bırakırken iki genç kendisini dinliyor mu diye gözlerini onlara dikti. "Bunlar girmelerini ve sizin evinizin yerini bulmalarını engeller."

"Teşekkürler," dedi Yoongi, bir yandan da güzel duvarındaki kırmızı boyaya bakıyordu. Tabii duvarla kalsa iyiydi, yerdeki halının altı da aynı durumdaydı. Duvarları kırık beyaz renkteydi, kırmızı olabildiğince leke gibi görünüyordu ve içten içe bastırdığı temizlik hastalığı nedeniyle bu onu oldukça rahatsız edecekti.

"Jimin, sen-" Hoseok bir konuşma başlatmaya çalıştı. Ancak Jimin arkasına dönüp odadan ayrıldığında derin bir nefes alıp sözünü kesti. "Pekala."

"Sanırım bir süre daha böyle devam edecek." Yoongi kolunun altına süs yastıklarından birini aldı. "Şimdilik kızgın ama kendine geleceğine inanıyorum."

"Kızgın olması için bir neden yok. Üzgün olabilir ya da kırgın, hayal kırıklığı da dolu olabilir ama kızgın?  Hiç sanmıyorum." Hoseok kollarını göğsünde birleştirdi. "Taehyung suçlu değil."

"Nereden baktığına göre değişir." Yoongi gülümsedi, neşeli değildi. "Bırak şimdilik öfkeli hissetsin ve öfkesi Taehyung'a olsun. Yaşamak için nedenlerini kaybetmiş biri olarak kalmasından iyidir."

"Hiçbir zaman neden bulamadı ki." Hoseok, Jimin'i Yoongi'den daha iyi tanıyordu. "Bir nedeni vardı, Taehyung. Sonra da Nina ama şimdi bak?"

"Pekala, pekala.." Yoongi sessizce mırıldandı. "Bize başka bir şey önerir misin peki? Eğer bir terslik olursa, dışarı çıktığımızda karşılaşırsak falan?"

Hoseok bir şeyler anlattıktan sonra gitmeye yeltendiğinde, Yoongi kapıyı açarken fark etti. Ayakkabılar yoktu. Yeni düzenlenmişti Jimin yerleştiği için ve Jimin çok fazla ayakkabı sahibi değildi. Üç çift ayakkabısı vardı yalnızca, bir bot ve iki spor ayakkabı. Birisinin ortalıkta olmadığını anlamak hiç de zor olmadı.

"Hoseok, sen biz konuşurken kapı sesi falan duydun mu?" Ona soru sorduktan sonra bu sorunun cevabını beklemedi ve iç taraftaki odalara yöneldi. "Jimin!"  Mutfak boştu, yatak odası ve Jimin için ayarladığı o kullanmadığı eşyalarını koyduğu minik oda da öyle. Bomboştu. "Yok."

"Tamam, panik yapma." Hoseok elini telefonuna götürdü ve direkt bir numara tuşladı. Çoktan ezberindeydi. "Onu buluruz."

"Az önce nedenlerin olmadığından bahsederken iyiydi ama!" Yoongi homurdandı. "Kendine bir şey yapmaya gittiyse?"

"Tamam, bu oldukça muhtemel ama hava almaya çıkmış da olabilir?" Hoseok yarım bir şekilde gülümsemeye çalıştı, o sırada telefonun açılmasını bekliyordu. "Tamam, Haneul, olabildiğince en az endişelendirerek Jimin'in evden çıktığını ve şu an nerede olduğunu bilmediğimizi söyle Taehyung'a. Hatta diğerlerine de söyle, arayın."

*

"İnsan ne için yaşar?"

Konu buydu.

Jungkook'la ilk konuştuğunda bir neden aradığını söylemişti. Sevdiği dizinin bir sonraki bölümü, sanatçının bir albümü, sadece bir, ufacık tek bir neden. Bulamadı ve sonra düşündü ki, bir neden bulmasına gerek yoktu. Sonuçta diğer taraf ya da bu taraf fark etmiyordu. Ve yine sonra, Taehyung çıktı. O parkta konuştu. Yaşamak için neden vereceğim, demişti. Mücadele edecek güç vereceğim, demişti yine. Belki bir süre boyunca sözünü tutmuştu Taehyung ve yine bir süre boyunca olabildiğindice iyi olmuştu Jimin'e karşı. Ama sonra o nedenleri onun elinden almış ve onu güçsüz bırakmıştı. Ruhsal olarak.

Take Me To The Sky |vmin&yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin