Kahve Dramı

101 15 13
                                    

Rüzgarın bana dediklerine hala şaşkındım. Neden bana yorulduğumu söyledi ki? Yani neden o söyledi? Zeynep abla veya Aişe abla da söyleyebilirdi yani... İçeride sohbet baya koyuydu. Babam da Rüzgara iyi ısınmıştı. Babam Rüzgara ne söylese utanıp kendisini çekiyordu,ve çok az konuşuyordu. Rüzgarın ağzındaki kelimeleri cımbızla çekiyorduk:)) Demek ki çok utangaç ve çekingen birisi. Ben de öyleyimdir. Yani herkes öyle bence. Kim ilk tanıştığı birisiyle canım cicim olur ki zaten? Biraz daha sohbet ettikten sonra Nehirle beraber mutfağa gittik. Nehire Rüzgarın bana söylediklerini anlattım. Bunun ne anlama geldiğini sordum. Nehir benden de şaşkındı. " Kumsaaal! Bu basbayağı seni seviyor işte. Hangi tür erkek bir kadının yorulmamasını ister? Cevap : Seven erkek tabi. Vaay Rüzgar efendiye bak sen ne yere bakan yürej yakanmış." Nehir deme öyle ayıp. "Ayy! Sevdiğini de savunurmuş. Yerim kız seni gel buraya." Nehir bırak yanaklarım sündü ya! Nehir tam mutfaktan çıkacaktı ki "Kumsal bu arada.." Efendim ne oldu? "İki kalp severse adı aşk oluuur. Ha bi de ille de aşk." Nehiiiir! "Kumsal ne kokuyor burası?" Ne kokuyor? Bir şey mi yandı acaba? Ben koku alamıyorum." Havada aşk kokusu var." Defol Nehir! Gülerek gitti mutfaktan. Nehirin bu sözleri beni çok utandırmıştı. Yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Rüzgar da ben mutfaktan çıkınca mutfağa girip su içti. Ben rahatsız olmayayım diye gelmemiş,çıkmamı beklemiş demek ki. Hayalı çocukmuş takdir ettim doğrusu. Merdivenlerden inerken gözüm anneme kaydı ağızıyla hareketler yapıyordu ve kaşlarıyla mutfağı gösteriyordu. Haaa! Şimdi anladım. Annem kahve yap mesajı veriyordu. Mutfağa gittim, Nehir gülme krizindeydi, nedenini sordum." Annen kahve yap dedi ya anlamıyordun. Surat ifaden çok komikti. Sanki matematik sınavındaydın. Allah hayrını versin Kumsal."
Güldüm. Tamam hadi gel kahveleri yapalım bari. "Kumsaaal" Efendim Nehir? " Rüzgarın kahvesine tuz mu atacaksın, yoksa biber mi?" Nehiiir! "İkisini de mi atacaksın yani. Kız yazık kız. Acı ona biraz." Nehir terlik orada ha! " Üff! Tamam ya şaka da mı yapmayalım?" Şakanın da bir dozu var ama değil mi Nehircimm. "Yav he he tamam." Bu kız Antep şivesi konuşunca çok tatlı oluyor ya. Yani nedenini bilmiyorum ama beni hep güldürür. O da bunu biliyor. Canım ne zaman sıkılsa veya suratım asık olsa Nehir bana Antep şivesi yapar. E tabi moraller tavan yapıyor yine:)) Kahveleri yapmıştık. Elim ayağım titriyordu. Sanki beni istemeye gelmişler gibiydi. Tövbe estağfirullah tövbe:) Nehir kulağıma eğilerek " Merak etme baban everir seni Rüzgarla." Dedi. Ayağına bir tane vurdum. Yine aynı sıralamayı yaptım. Önce büyükler ve erkekler. Sıra yine ondaydı. Rüzgara vermek için arkamı döndüm, o da ayağa kalktı ve beni farketmemişti. Kahve Rüzgarın üstüne döküldü maalesef. Rüzgar yansa da hiç belli etmemişti. Aişe abla hemen yanına geldi,üzerini falan sildi. Ben de mahcup olmuştum tabii. Özür diler dedim. Aişe abla gülümsedi birşey diyecekti ki Rüzgar "Yok ya senin suçun değil,benim dikkatsizliğim
Senin kahve dağıttığını görmedim ve ayağa kalktım. Asıl ben özür dilerim. Senin üstüne dökülmedi değil mi?" Yok yok. Bana birşey olmadı dedim ve başımı eğdim hemen. Haramım olan erkekle göz teması kurmaktan Rabbime sığınırım. Olur da karşımdaki erkeğin şehvetini uyandırırım. Eğer bilmeden veya unutarak yaparsam bu günahı Rabbim beni affetsin. Kahveleri içip kalkmışlardı. Ben Zeynep abla ve Aişe ablayla selamlaştım. Aişe abla " Bize de bekleriz." Dedi. Rüzgar da babamın elini öpmeye çalıştı ama babam vermedi. Bayağı direndiler. Sonunda Rüzgar öptü ve gitti,gitmişlerdi. Nehir ve ailesi de gitmişlerdi. Yorucu bir gündü. Şaşırtıcı, sevinçli,üzgün geçti. Karışık duygular bir süre aramızda yoklardı yine geldiler,Hoşgeldiler. Uyumak için odama çıktım. Pijamalarımı giydim ve ÖZGÜRLÜK BUDUR:)))

İyi Ki HayatımdasınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin