ç/m 7

1.3K 3 0
                                    

Nefesim düzene girerken, olayı idrak etmemi sağlayan kurtarıcı telefonumu elime aldım. Arayanın sarp olduğunu gördüğümde direk açtım:
" çakıl, şimdi sesi olabildiğince kıs!"
Ses tuşunu zorlayıp sonuna kadar kıstım.
" şimdi o arabadan inin çabuk!"

Yüzümü buruşturdum.

" ne oluyor sarp?"

" arabada çip varmış alıcılarımıza takıldı çabuk inin!"

Telefonu kapatıp direk indim. Araz da hemen ardımdan inerken ne olduğunu sorgulamadan beni uzak bir köşe bulana kadar takip etti.

Bir taş bulup üzerine oturdum. Araz tepemde dikilmeyi yeğledi. Sinirlerim alt üst olmuş ve kafamda sonu ölüme dayalı ve baş karakteri ezel olan bir sürü senaryo var. Kötü bir haldeyim. Bunu bir şaşırtmaca olarak kullanacaklardı. Evet şaşırdığım doğruydu. Ama bunun acısını fena çıkaracağımda kesindi.

Araz yanıma oturup " ezel cidden iyi bir cezayı hak ediyor... Ne düşünüyorsun?" Gülümsedim " düşünebileceğim en güzel şeyi." Sırıtışıma karşılık verip benimle beraber ayağı kalktı.

#_+

Kafamı dayadığım duvardan çekip şöyle bir baktım çevreme. Dağınık ev, oraya buraya saçılmış cips paketleri. Şekilden şekile girmiş oğuzlar.

Göz devirdim. Ortada araz görünmüyordu. Kafamı balkona çevirince orda olduğunu gördüm.

Bir yere odaklanmıştı. Ve sakince oraya bakıyordu. Cenesi kasılmış ve bu sayede daha yakışıklı olmuştu.

Bu gün onu bulacağım en önemli yere gidiyordum.

Arazın yanına ilerleyip, balkona adım attım. Soğuk üzerimdeki ince şeylerden içime daha kolay girerken titrememi sağladı. Gözlerimi ovuşturup " dün olanlar sadece bir uyarıydı değil mi?" Dedim. Kafasını hafif çevirip " bunu anlamış olman ne güzel" dedi. Gayet sakin ve mesafeli konuşma tarzı hoşuma gitmezken" merak etme ölümcüm ben asla kaybetmem!" Konuşmam bitince içeri geçtim.

Sarpı yattığı kanepeden aşağı atıp, uyanmasını sağladım. Kısa bir küfür savurup " çakıl derdin ne?" Gülümsedim." İşimiz olduğunu biliyorsun. " kafasını salladı " öyleyse acele et!" Ayağı kalkıp egenin odasına doğru yol aldı.

Herkese emir vermek pek hoş olmasada bu işlerde biraz dikkatli ve mükemmeliyetçi olmam gerektiğinden emir vermem sıklaşıyordu. Bunu onlar da biliyordu zaten.
%_^

Herkes toplandığında ledeyna söze atladı " planın ne?" Diye ortaya atıldı. Sarplar da ledeyna'yı destekleyen mırıltılar çıkardığında gözüm araza kaydı, hiç bir tepkime göstermeden izliyordu. Ellerimi birleştirip " hepimiz gülsereni tanıyoruz." Kafalarını salladılar sanki önceden anlaşmış gibi hepsi aynı hareketi yapıyordu. Ahh araz hariç!

Kimse konuşmayınca devam ettim." O kadın... Babamla 2 sene boyunca bilindik işler yapmış. Anlarsınız ya..." Kimse çıtını çıkarmıyordu. " gülseren yapmaması gereken bir şey yapmış" sarp hemen atıldı " evet duymuştum" kafamı sallayıp devam ettim " muhbirlik yapmış... Bütün kanıtlar ve deliller suçlu zanlısı olarak gülsereni gösteriyor ama tek bir ayrıntı bu olayı açığa verdi" sarpın bilgisayarına girip ek aldığım dosyayı açtım." Olay günü... Yani babamın kaybolduğu gün. Gülseren yeni görevini almak için arel'in yanındaydı..." Ledeyna atılıp " yani bu demek oluyor ki.. Gülseren kimin yaptığını biliyor" gülümsedim " BİNGO..! Biliyor evet bu yüzden de bu gün ona gidiyoruz" konuşma boyu sessizliğini koruyan araz " ruz... Kim kim?" " ledeyna ve ben" dedim soğukça. Kafasını yavaş bir biçimde sallayıp önüne döndü.

Gün içinde yapmam gerekenler zaten hep aynıydı. Annemin evlilik haberlerini gözlemleyip tekrardan küfürler yağdırdım.

Binanın en üstünde, yeni yeni kararan etrafa bakınıyordum. Gökyüzünün mavisi soluklaşmış ve kararmıştı. Sokak lambaları açılmaya başlamış ve sevimsiz bir görüntü oluşturmuştu. Gözlerimi devirdim.

Elimdeki sigara küllerini bacağıma dökerken, esen rüzgar da onları aldı götürdü. Aşağıdaki birini önemsemeden sigaramı aşağı fırlatıverdim.

Saçlarımı karıştırıp babama olan net özlemimi aklıma getirdim. Nerdeydi allah aşkına...

Özlemiştim. Bu özlem kafamda her kim varsa onun planlarını daha ölümcül hâle getiriyordu. Ve durum bu olunca karşımdaki kişi zarar görüyordu. Acıma duygum zaten körelmişti. Biraz varsada merve gittikten sonra yok olmuştu. Bunun yerine hastalıklı bir mazoşist gelmişti sanki...

Kulağıma dolan adım sesleri gerilmeme sebep oldu. Eski rahatlığımı bir kenara bırakıp " sarp burda ne arıyorsun?" Yalancı bir öksürük sesi çıkarttı " gidecektiniz..." Güldüm. Ayağı kalkıp sarpa doğru ilerledim ve elimi beline attım. Bu hareketim onu biraz rahatlatmış olsa gerekki elini benim omzuma attı. Aşağıya inip ledeynanın yanına ilerledim. Bana nazaran çok daha şaşaalı giyinmişti. Gözlerimi devirdim. Asla öyle şeyler giymeyecektim.

Dışarı adımımı atıp, ledeynanın gelmesini beklemeden merdivenlerden indim.

-_^

Oldukça gizli ve dikkat çekmeyen gece klübünde ilerledik. Her tür iğrenç kişiler burdaydı. Bana sıradan gelsede diğerleri için aynı şeyi söyleyemediğim bu ortam fazlasıyla bitmişlerin yeriydi.

Bar kısmına geçip bir yere oturduk. Oldukça umursamaz olduğunu belli eden barmen yanımıza gelip " ne isterdiniz?" Ledeynaya bakıp ' gönder şunu!' Bakışımı attım.

Bişeyler söyleyip barmeni uzaklaştırdı. Gözlerim içeriyi tararken, aradığım şeyi bulmamla sırıtışım yüzüme peydahlandı. Tüm dikkatimi ona verip ne işler peşinde olduğu izledim. Anladığım kadarıyla kendine yeni bir yem arıyordu. Aptal kadın! Bedenini satmak için ne çok uğraşıyordu öyle!

Ledeyna bakışlarımı takip edip gülserene odaklandı." Planın ne çakıl?"....

Çakıltaşı MabediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin