ç/m 16

656 3 0
                                    

"Fazla vaktimiz yok! Acele et." Diye fısıldadım egeye doğru.

Kafasını hafifçe sallayıp odanın içerisindeki aramasını devam ettirdi.

Kaçışımın üzerinden 4 gün geçmişti. Garip ki ortalık çok sakindi.

Bu benim veya da grubun gözünden kaçmamıştı. Elbet bir şekilde, bir şeyler patlak verecekti. Ama burda olmamızın asıl sebebi -ki şuanda annemin çalışma odasındayız- kaçtığım gün, annemin arkadaki bağırışlarıydı.  

Annemin beni sevmediğini biliyordum. Ama beni satmaya kalkışacağı aklımın ucundan bile geçmemişti.

O zamandan beri annemi takibe almıştım. Her haretini.

Evine daha sık gidiyordu, ara ara evinden birileri çıkıyordu. Ve şimdi ise yeni kurdurttuğu çalışma odasındaydık.

Çekmeceleri karıştırmaya devam eden ege'ye döndüm," bir şey buldun mu?" Diye sordum. Çok geçmeden fısıldadı" Hayır." Göz devirdim. Masanın önüne geçip kalem kutusuna kadar her şeyi karıştırdım.

Yere düşen anahtarın çıkardığı metalik sese doğru döndüm." Bence daha sessiz olmalıydınız." Sıçradım.

Işığı açan araz, oturduğu tekli koltuktan kalkıp yanıma geldi. Hafif eğilip anahtarı eline aldı ve elime odanın güvenlik kamerasını tutuşturdu. Bakışlarımı ege'ye çevirdim" kamera mı vardı?" Diye şaşkınca sordum. Araz kıkırdadı.

Kafamı hemen yüzüne çevirdim. Ani hareketim sonucu, düştük. Ben gülmeye başladım. Araz da beni üzerinden kaldırmaya çalışıyordu. Kolumdan geriye doğru çekilmemle ayağı kalkmak zorunda(!) kaldım. Ege  " bırakın ulan zevzekliği, anahtarı alın da gidelim." Diye sessizce çıkıştı.

Gözlerimi devirip üstümü düzelttim. Hafif öksürüp boğazımı temizledim." Doğru hadi işimize dönelim." Dedim.
Ege göz devirip anahtarı sertçe elimden aldı. Sert çektiği içinde düştü. Umutsuz vakasınız dermiş gibi kafa sallayan araz'a umursamazca baktım. Ama ege'nin düşerken çarptığı şeye baktığımda onun bir kasa olduğunu anladım. Hızla ilerleyip ege'yi yakasından çekip geriye doğru savurdum, ve onun yerine oturdum.

Örtüyü hafif kaldırıp gördüğüm şeyin kasa olduğunu doğrulamış oldum. Elimi geriye doğru uzatıp," anahtar?" Diyerek anahtarı istedim. Egenin uzattığı anahtarı alıp kasayı zorladım.
Araz," ters tutuyorsu" dedi. Sinirle soluyup" lan salak göremiyorum!" Diye sessizce bağırdım. Anahtarı çevirip yerine soktum. İki çevirişte "klik" sesinin gelmesinin ardından kapısı açıldı.

İçinde; bir kaç deste para ve evraklar vardı. Cebimden telefonumu çıkardım. Hepsinin yakından fotoğraflarını çektim, Daha sonra incelemek için. Hepsini aldığım gibi yerine yerleştirdim. Ayağa kalkıp araz ve ege'ye bakmadan cama doğru ilerledim. Geldiğimiz gibi geri gidecektik tabikide.

Peşimden geldiklerini hissediyordum. Aşağı atlayıp, arka bahçe çitlerinden atladım. Arabaya doğru ilerleyip öndeki yolcu  koltuğuna oturup onların gelmesini bekledim.

Devam edecek...

Çakıltaşı MabediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin