ikinci kısım

2K 10 0
                                    

" ne demek ezel geldi!!?" Sakin tavrım onlara bir bağırış misali gelirken, gözlerini kısa bir anlığına kapayıp açtı ikizler. Sarp elindeki bilgisayarı bırakıp " dinle çakıl, sistemimizi ele geçirdi ve kısa bir anlığına devre dışı bıraktı..." Cümlesini tamamlamasına izin vermeden, alaycı bir gülüş atıp " ve sende böyle bir şey olmasına göz yumdun." Surat ifadesi anında değişirken " bilmiyordum! Yemin ederim bilmiyordum!" Diye çıkıştı sarp. Elimle durması için bir işaret yaptım. Arkamı dönüp pencereye yaklaştım." Ben kimden öğrendim sizce?" Tek kaşım havalanırken " yağızdan...BİNGO!" Güldüm yeniden. Rahat bir pozisyon bulamayan ege sürekli kıpırdanıyordu." Ne yapacaksın?" Gözlerimi devirdim." Ben çakıl kırdarım.. Elbette yapacak bir şey bulurum..." Ciddi bir yüz ifadesi takındım " LEDEYNA'yı ara sarp" gözlerini büyüterek baktı. Ardından telefonuna uzandı.

#_%

" işin düştü demek çakıl kırdar" gülümseyip sarıldı. Sarılışına yarım bir şekilde karşılık verip, onu koltuğa oturttum." Ezel gelmiş" ağzı o şeklini alırken " NEE!" Diye çığlık attı. Göz devirdim." Devrim, en kötüsüde devrimle iş birliği içersinde. Ve gerçekten şuanda... Hak ettiği tek yer..." Gecenin karanlığının çökmüş olduğu sokağı görmek için pencereye yaslandım." Hak ettiği tek yer çakıltaşı mabedimdeki çakıltaşı mezarlığıdır!" Dişlerimi sıkıp gözlerimi daha da koyu hale getirdim. Gözlerimde birikmiş kin ve öfke dışarı çıkmak için kendini zor tutuyordu. Ledeyna " çakıl, ezel seni bulursa.." Güldüm şeytani bir şekilde." Bence bu çok göreceli... Sadece şunu bil; o çakıltaşı mabedimde kutsayacağım biri olmayacak! Onu en acı şekilde çakıltaşı mezarlığıma gömeceğim! Ve o zaman yalvarışları kulağıma müzik gibi gelecek. Anlıyorsun değil mi?" Kafasını yavaşça sallayınca onları yalnız bırakıp evden ayrıldım.

Soğuk hava cildime işkence ederken, karşıda onu gördüm araz... Ona doğru gidip yaslandığı arabaya şöyle bir baktım. Gülümsedim ve onun benimle konuşmasını bekledim.

Fakat cevap vermek yerine ön koltuğa geçip oturdu. Ardından da ben yan koltuğuna oturdum.

Araba çalıştığından beri konuşmuyordu. Arazın sessizliği beni boğarken, kendimi rahatsız hissettim. Neredeyse bana ölüm sessizliğini andıran dakikalardan sonra elim radyoya gitti. Sarstgele bit tuşa bastım. Ortamı dolduran hışırtılı sesin ardından çığlıklar yükseldi...

#_*

Genç kız, kardeşinin ölüm çığlıklarını duyunca kaskatı kesildi. Titremeye başladı... Nefesi sıklaştı, nefes alamıyordu... Zihninde o anı tekrar tekrar canlandırıyordu. Öldüğü o gün, çakıltaşı mabedi oluşmuştu. Onun kırık gözyaşlarından yarattığı mabed... Kıza söylediği son sözünü yutmuştu " gökyüzüde ağlıyor biliyorum... Seni almak zorunda olduğu için lanet ediyorum... Gökyüzüde ağlıyor biliyorum..."

O gün o kız ölürken yemin etmişti ölü bedene:

" sana söz veriyorum merve* ,kırık gözyaşlarındaki çakıltaşı mabedine suçlu herkesi hapsedeceğim... "
-

Araz hâlâ ne olduğunu idrak etmeye çalışıyordu. Yanağını kaşıdı kısa bir süre devam eden çığlıklar bitmek bilmiyordu. Kız nefes alamayıp tüm gücüyle çığlık atınca araz radyonun CD kısmına yumruğu geçirdi. Yavaş bir biçimde çıkan CD'yi , çakılın açtığı camdan fırlatıverdi...

Çakıl öylece kulaklarınızı kapatıp ileri geri sallanırken arabayı bit kenara çekip çakılı kendine dönderdi. Hemen ardından da hızlı bir biçimde sarıldı.

Düşünmeyi bir kenara bırakan çakıl, iyice araza sokuldu. Artık düşündüğü tek şey;

Arazın badem kokan teniydi...

Merve* : çakıltaşı anlamına gelir. Çakıltaşı mabedi ismi de burdan gelir zaten.:)

Çakıltaşı MabediHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin