ŞARKIYI DİNLE..
Bahar,
Bir Paris sabahına uyanmıştım yine.
Mutlu bir sabaha. Buraya tatil için gelmiştim. Ve tanıştığım bir arkadaşım oldu. Eylem Mercier.Çok tatlı bir kızdı. Perçem ona çok yakışıyordu. Onunla Hilton kulesinin karşısındaki kafede tanışmıştık. Kısacası kardeş gibi olduk. Üzüntülü dertli vakitlerimde o çağırır ben çağırır sohbetleşirdik.
Benim dert ortağımdı. Hayatımın en güzel zamanlarıydı ama hep dert hep tasa.Yine normal bir Paris sabahına uyandım. Kahvaltımı hazırladım. Kilo almamak için Türkiye'den çantama lifalifimi koymuştum. Yoğurtla beraber onu yedim. Evde sıkılınca dışarı çıkmak istedim. Ressamların şeklinde olan bordo şapkalarından vardı bendede. Onu taktım, sarı kabanımı giyip yola çıktım bile. Sonbahar yaprakları tüm Paris sokaklarını sarmıştı. Onların arasında dolaşıyordum. Huzuru bu ülkede bulmuştum sanki. Gökyüzüne bakıp iç çektim. Ruhum aydınlandı, rahatladım. Başımı gökten eğip önüme bakıncaki Allah Allah, her yeri mavi görüyorum ben. Böyle iki çift gökyüzü. Masmavi. Saçları, altın rengi.
Kurban olduğum özene bezene yaratmış. Boyu, posu herşeyiyle güzel. Allah'ım ne diyorum ben! Ya yabancıysa? Hadi onu geçtim daha adamı tanımıyorum bile.
Nefes alışverişimi kontrol ederek yoluma devam ettim. Tabiki yolumdan ona bakmadan gidecektim. Ona yaklaşınca terlemeye başladım. Noluyor bana böyle!Yavuz,
Son zamanlarda kafamı dağıtmak için en uygun ülkenin Paris olduğunu düşündüm. Doğruda düşünmüşüm. Huzurun ülkesi. Sessiz sakin Paris sokakları. Huzurum. Seviyorum. ALLAH'ım bir kor düştü içime. Karşımda bir Peri. Kıpkısa saçları, gülünce kısılan gözleri.Mavi gözlerim parlıyor,başım dönüyor, zangır zangır titriyor ellerim.
Hiçbir kız Merve'den sonra etkilememişti beni. O öldükten sonra benim gözlerim yeniden canlandı. Kim bu şeker portakalı? Yanımdan geçti usul usul. Kalp atışlarım hızlandı. Ah güzel kızım. Kimsin sen? Beni benden alan çekik gözlerin, kıpkısa saçların..Gece olduğunda yatağa uzandım. Allahım aklımda. Hala aklımda. Çıkmıyor bir türlü. ALLAH'ım kim bu kadar güzel gülebilir? Kim bu kadar masum olabilir? Aşıkmı oldum yoksa? Yok canım, Merve'den sonra aşk yok bana. Varmı yoksa? Yok. Yok. Aman! Belkide vardır. Ben insan değilmiyim?
O değilde bir daha görecekmiyim o Şeker portakalını?ALLAH'ım onu bir daha karşıma çıkar. Bir daha göreyim gülünce kısılan gözlerini.
Neyse. Artık hayır duamıda ettiğime göre uyuyabilirim.2 saat sonra.
Hay anasını. Uyku tutmuyor. Noluyo lan sana böyle! Uyu lan hödük! Kızı düşünmekten yedin bitirdin!
Lan böyle iç sesin.. Ne edepsizim anasını satayım. Dur Şeker portakalını düşüneyim. Edepsizsem edepsizim iç ses. Sanane lan!
Bahar,Gece bitmiyor sanki. Mavilerinde kaybolduğum. Onu düşünüyorum. Ay böyle sevgiliymişiz.. Aman ben ne zaman böyle edepsiz oldum yaa! Ay ama içim bir hoş olmadı değil.
Sabaha onu düşünerek zor çıksamda uykumu aldım. Yine dışarıya çıktım. Onu görebilmek için. Tam o sırada iki adam üzerime gelmeye başladı. Korkmaya başlamıştım. Tam o sırada Mavilerinde kaybolduğum geldi. Adamları dövmeye başladı. T edirgindim.
SELAM! İLK BÖLÜMÜ BEĞENDİYSENIZ YORUMLARA YAZABILIRSINIZ:) SİZLERI SEVIYORUM. 🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nefes #Wattys2018 Tamamlandı
FanfikceTutkulu aşk dolu içinizi ürperten, hoş tutan İmkânsız aşkın hikayesi.