Uyandığımda başımda şiddetli bir ağrı vardı. O kadar ağladıktan sonra bu çok doğal bence. Bugün 15 Haziran annemin ölümü üzerinden iki gün geçmişti. 21 Haziran da sınav sonucu açıklanacaktı. Ankara Fen Lisesine gitmek istiyordum. Neyse bugünü böyle düşünerek daha fazla geçirmeyecektim.
Aşağı indim. Mutfağa girdim ve bir şeyler atıştırdım. Karnımın doyduğunu düşününce mutfaktan çıktım. Salona gittim. Koltuğa yayılarak oturdum ve televizyonu açtım. En sonunda E2 kanalında durdum. Daha önce hiç izlemediğim bir diziydi. Ama umurumda bile değildi. Benim için maksat zaman öldürmekti. Bunu gayet de iyi yapıyordum. Dizi reklama girince gidip cips ve kola aldım. Oturdum ve dizinin başlamasını bekledim. Dizi başlıyınca cipsimi yemeyeğe ve kolamı içmeye başladım. Dizi bitince cipsi bitirip kolayı kafama diktim. Televizyonu kapattım ve koltuğa uzandım. Yaklaşık bir saat sonra uyandım. Şimdi kendimi daha iyi hissediyordum. Yukarı çıktım. Odama gittim ve kapıyı kapattım. Üstümü giyindim ve odamdan çıktım. Kapıyı da arkamdan kapattım. Aşağı indim.
Dışarı çıktım. Yürüyüş yapmak iyi gelirdi, diye düşündüm. Bir süre daha yürüdükten sonra eve geldim. Ece teyze beni fark edince el salladı. Ben de ona. Kapıyı açtım ve eve geldim. Babam evdeydi. Hayret, onu son zamanlarda ilk defa evde görüyordum. Genelde eve geç gelirdi. Babam salonda televizyon izliyordu. Yanına oturdum. Beni fark edince bana döndü ve gülümsedi. Kızım dün için çok üzgünüm, dedi. Bende babama bir özür borçluydum. Baba özür dilerim, dedim. Kızım özür dileme senin suçun yok, dedi. Ağlayarak babama sarıldım. Babamı affetmeliydim. Yoksa bugünleri kolay kolay atlatamazdım. Babam da atlatamazdı. Ona bir şans daha vermeye karar verdim.
Akşam olduğunda yemek hazırladık. Çokta güzel oldu bence. Yemek yedikten sonra bulaşıkları duruladım ve makineye koydum ve çalıştırdım. Makinenin işi bitince tabakları, çatalları ve bıçakları makineden çıkarıp yerlerine koydum. Saat 12.00'dı. Yukarı çıktım ve odama girdim. Kapıyı kapatıp giyindikten sonra yatağımı açtım ve yorganın altına girdim. Bir süre sonra uykuya daldım.
Sabah saat 9.00'dı kaltım. Banyoya gittim ve elimi yüzümü yıkadım. 16 Haziran dı bugün. Resmen günleri sayar olmuştum. Banyodan çıktım. Aşağı indim ve mutfağa gittim. Babam yine evde yoktu. İşe gitmiştir diye düşündüm. Kahvaltımı yaptım. Yukarı çıktım ve odama girdim. Kapımı kilitledim. Telefonu elime alınca 5 yeni mesaj vardı. Mesajlarımı okumadan sildim. Çünkü cevap vermeye hazır değildim. Zamanı gelince anlatırım diye düşündüm. Oturduğum Bahçeli Evler sitesinde pek tanıdığım yoktu. Ece teyzenin kızı Gizem, Yasemin teyzenin kızı Nazlı, Zeynep teyzenin kızı Nisa tanıdığım sayılı insanlar arasındaydı. Gizem, Nazlı ve Nisa en iyi arkadaşlarımdı. Üçünüde çok seviyordum.
Öğlen saat 12.00'dı. Zaman sanki çok yavaş geçiyordu. Tik tak tik tak. Şimdi ise saatin tik taklarını dinliyordum. Zaman geçirecek bir şey bulamayınca - HOW I MET YOUR MOTHER - ı telefonumdan izlemeye karar verdim. İki bölüm izledim. Toplam da geçen sadece 80 dakikaydı.
Nihayet akşam olduğunda kapı çaldı. Kapıya koşarak gittim. Kapıyı açtığımda karşıma benim yaşımda siyah saçlı yeşil gözlü bir oğlan çıktı. Sen kimsin ?, diye sordum. Ben baban arkadaşının oğluyum, adım Can, dedi. Tanıştığıma memnun oldum Can, ben de Rüya, dedim. İyi birine benziyordu. İçeri gelsene, dedim. Olur, dedi.
Gece 12.00'a gelene kadar konuştuk. Film izledik. Birbimize yaşamlarımızdan bahsettik. O gittikten sonra yukarı çıktım. Odama girdim. Kapıyı kapattım ve kilitledim. Üstümü değiştirdim ve yatağımı açıp yorganın altına girdim. Ve bir günümde böylece bitti. Uyuyakaldım.
