Bakın kızlar kimler varmış burada?, diye ciyakladı sarı yelloz. Ah kızlar bu bizim yetim değil mi, dedi siyah saçlı olan. Yazık ya kıyamam(!), dedi su yeşili gözlü olan.
Boşuna fahişe demiyorum işte! Şunlar bir cevap yapıştırımda benimle uğraşmak neymiş görsünler!!
Evet ben oyum,yetimim. Ne olmuş yani?
Ergen tribindesin galiba?, dedi üçü birden.
Herkese anladığı dilden konuşuyorum. Siz de hangi dilden anlarsanız öyle konuşurum, dedim sakin bir sesle.
Büyümüşte laf sokuyomuş! Yemezler yerden bitme!
Sen kim oluyosunda bana yerden bitme diyorsun. Çıkar o topukluları kim uzunmuş görürüz!, dedim. Artık sinirlenmeye başlıyordum.
Terbiyesiz! Annen sana öğretmedimi insanlara saygılı olmanı!
Başka söyleyecek lafın yok değil mi? Yetim olmak güçsüz olmak demek değildir. Bunu kafana sok!
Kız mal gibi kalmıştı. Tabi lafı yoktu. Yazık ya(!)
Bana bak seninle sonra görüşücez, dedi yelloz.
Herkes bizim yanımızda sen yalnızsın, dedi siyah kafa.
Gittiklerin de derin bir oh çektim. O yelloz tek başına gelmeyi cesaret edemezdi. Yanında o iki beyinsizi de getiridi. Bakalım nasıl dövüşüyor?
Eve geldiğimde akşam olmuştu. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim. Ev telefonu çalınca gidip açtım.
- Alo!
Bu Can'ın sesiydi. Bir hışımla telefonu kapattım. Önce sırtımdan bıçakla sonra da hiç bir şey olmamış gibi ara. Yemezler Can bey yemezler!!!
Telefonu yerine bıraktım. Koşarak medivenleri çıktım. Çok yorulmuştum yatak odasına gitmekten vaz geçip odama gittim. Kendimi yatağıma bıraktım ve öylece uyuya kaldım.