Uyandığımda üzerimde dünkü kıyafetlerim vardı. Yataktan kalktım. Banyoya gitmeden direk yatak odasına girdim. Yatak bozulmamıştı. Zaten babam da yaşadığı günlerde eve geç gelirdi. Bazen gelmeye zahmet etmezdi bile.
Giysi dolabını açtım. En üst rafta yorganlar, onun altındaki rafta nevresimler, onun altındaki ve en sonuncu rafta kıyafetler, annemin topuklu ayakkabıları vardı. Kıyafetlerin bir tarafa koydum. Bir kutuya rastladım. Büyük ve renkli bir kutuydu.
Kapağını açtım. İçinde bir günlük, bir aile albümü ve bir silah vardı. Günlüğü elime aldım. Kapağını açtım ve okumaya başladım.
10 Ağustos 2000 saat 10.00
Kızım doğdu. Onu ilk kucağıma aldığımda çok heyecanlandım. O kadar beyazdı ki bana kar tanelerini hatırlatıyordu. İlk çocuğumdu.
Daha fazla okumadan kapattım. Çünkü daha fazla okumaya devam edemezdim. Okuyacak gücüm kalmamıştı. Günlüğü kutuya geri koydum. Aile albümüne de kısa bir göz attım. Şimdi sıra tabancadaydı. Tabancayı kaldırdım altında mermilerinin olduğunu gördüm. Demekki boştu. Mermilerin yanında da bir not vardı. Notu açtım ve okudum. Benden sakladıkları bir sırrı öğrenmiş oldum.
Babam kumar oynuyormuş ve bayağıda borçlanmış. Arkadaşı parayı isteyince veremeyeceğini söylemiş. Adamda sinirlenip babama en değerli varlığını elinden alacağını söylemiş.
Notta bir tarih yazıyordu 13 Haziran 2014. Bu annemin ölüm tarihiydi. Demekki annemi bu adam öldürmüştü. Belki öldürtmüşte olabilirdi. Çetesi varsa oradan birisine de öldürtmüş olabilirdi. Kafam karışmıştı. Kutudan aldıklarımı geri yerine koydum. Kutuyu yerine kaldırdım ve dolabın kapağını kapattım. Daha sonra tekrar gelicem. Şimdilik bu kadarı yeterli diye düşündüm. Bu tekrar gelme işi bu akşam olmalıydı.
Yatak odasından çıktım. Aşağı indim. Mutfakta bir şeyler yiyip dışarı çıktım.
Koştum. Çok hızlı hızlı ve daha çok hızlandım. Gizem ve Can'ı görünce durdum. Bir şeyler konuşuyorlar ve gülüyorlardı. Beni görünce hemen başka bir yere gittiler. Demek artık arkadaş değildik. Nazlı ve Nisa zaten başka bir dünyaydılar. Bana tiksintiyle bakıyorlardı artık. Şu katil yada katillerin işini bir bitireyim sonra sıra onlara gelicekti. Terar arkadaş olmak isterseler kabul etmiyeceğim. Ben de onlara tiksintiyle bakacağım ve onları asla affetmeyeceğim. Ben Rüya Güldiken. Arkamdan vuranları asla affetmem ve bir yolunu bulup haksızlık edenlerin canını yakarım. Terar eskisi iyi davranacak kadar salak değilim hiç kusura bakmayın!
Koşmaya tekrar kaldığım yerden devam ettim. O sırada üç tane kız bana doğru geliyordu. Ama onları tanımıyordum. Önlerinde sarışın ve mavi gözlü bir kız, sağ arka tarafında benim gibi siyah saçlı yeşil gözlü bir kız, sol arka tarafında Siyah saçlı su yeşili gözlü bir kız vardı. Onlara harika bir isim bulmuştum üçlü fahişe. Bu lakap onlara cuk oturmuştu.
