1.Hala aşktan umudun varsa, aşk da zaten tesadüfen..

361 29 8
                                    

Hayat tesadüflerden oluşur, derlerdi.
Ben sadece omuz silkerdim.
Bilirdim çünkü, bilirdim ki hiçbir tesadüf bana O'nu getirmeyecekti.

Yıllar geçse de, geçmeyen izler vardı.
Yaralar demiyorum, izler vardı; kalbime kazınmış kalıcı dövme gibi.
Hayat, yalnızca bir kez yüzüme gülmüştü, o da on bir ay sürüvermişti.

Herkesin bir hikayesi vardı, benimse bir kalp sızım.
Tam 7 yıldır sol göğsümde taşıyorum O'nu.
Unutmadığım, unutmaya kıyamadığım üç beş anıyla.
Yağmurlu gecelerde, fırtınalı akşamlarda, güneşli sabahlarda..
O hep benimle, O hep bende.
Aklım, fikrim, ruhum O'nunla dolu.
Hayaliyle sarıp sarmalanmak zor olsa da idare ediyorum bir şekilde.

Min YoonGi, en güzel kaybım.
Kalbimin ağrılı köşesi
Ulaşamayacağım kutup yıldızım.

O'nsuz uyandığım sıradan sabahlardan birinde, araba sürerken radyodaki şarkı melodisi gibi sızmıştı işte düşüncelerime.
Çocukluk hayallerimden sadece bir tanesini gerçekleştirebilmiştim.
O'nunla beraber kurduğumuz iki kişilik hayallerden yalnız bir tanesini, tek başıma.
MyungDong İlköğretim Okulu'nda 2B sınıfının, sınıf öğretmeniydim.

Kafamı boşaltmayı deneyerek arabayı park ettim. Serin bir kasım sabahıydı.

"Günaydın!" Taehyung her zamanki enerjikti.

"Sana da günaydın." Gülümseyerek yanına yürüdüm. Okulun beden eğitimi öğretmeniydi ve mesleğine yakışır bir vücudu vardı.

"Akşam takılalım mı? Seokjin'i de çağırırız." Hevesli hevesli sorunca hayır diyememiştim.

"Olabilir, bir planım yok."

"Tamam o zaman, öğretmenler odasında görüşürüz. İşeyip geleceğim." Omzumu patpatlayıp yanımdan ayrılırken gözüm Hye Sun'a takıldı. Yüzü biraz renksizdi sanki.

"İyi misin Hye Sun~ah?"

"Önemli bir şey yok öğretmenim, sadece birazcık karnım ağrıyor. Geçer şimdi."

Buruk bir tebessüm eşliğinde başıyla selam verip sınıfının olduğu koridora ilerlerken içim hala rahat değildi. Gerçekten hassas bir öğretmendim, çocuklarımın hiçbirinin hasta olması fikrine bile dayanamıyordum. İç geçirerek, öğretmenler odasına girdim.

**

"Günaydın çocuklar, oturabilirsiniz."

"Günaydın, öğretmenim."

Çantamı ve birkaç kitabı masanın üstüne koydum.
"Bugün nasılız bakalım? Konuşmak isteyen var mı?"

"Öğretmenim!" Shin Ri'nin heyecanı saçındaki örgüleri titretiyordu.

"Dinliyorum Shin Ri."

"Bugün kendimi büyümüş hissediyorum. Sabah babamla boyumu ölçtük ve 3.5 metre uzamışım."

Söylediğiyle gülümsememe hakim olamadım. Yine de onu düzeltmedim, nasılsa doğrusunu bir gün öğrenecekti.

"Demek öyle. Her gün ölçüm yapıyor musunuz?" Saçlarını düzeltirken devam ediyordum sohbete. Hiçbir zaman direk derse giren bir öğretmen olamamıştım.

"Evet. Çünkü ben çok büyüyünce çikolata ağacı yetiştireceğim."
Söylediği tüm sınıfı kahkahaya boğarken, gülümseyerek oturdu.

"Peki ya sen Hye Sun~ah? Sen ne yapacaksın büyüyünce?"

Hye Sun, beklemiyor olmalıydı ki dalgın bakışları beni bulduğunda afallamış görünüyordu.

"Öğretmenim, ben matematik öğretmeni olmak istiyorum. Tahtada bir sürü soru çözmek ve öğrencilerimin olmasını istiyorum." Sesinde beni rahatsız eden bir şeyler vardı.

Can U Stay? ||| Yoonkook + VMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin