10.İlkler ve beklenmedik misafirler

79 14 9
                                    

Akşam yemeği, minik sohbetler eşliğinde güzel geçmişti.

Yoongi, yüzünden gülümsemesini bir saniye bile indirmemişti. Tanıma amaçlı sorular soruyor, kendiyle ilgili komik anıları anlatıyordu. JungKook, ikisini izlerken yüreğinde sıcak bir şeyin aktığını hissetti.

"Hye Sun, tatlım senin zevkine göre bir odan olsun istedik. Bu yüzden yarın alışveriş günümüz. Uyumak istersen, misafir odasını hazırlayayım."

Jungkook'un sorusu kızın gözlerine buğu bıraktı.

"Benim bir odam mı olacak?" Parlak gözleri ince bir nem tabakasıyla çevrilirken dudakları yukarıya kıvrıldı.

Yoongi dudağını kemirdi, kızın geçmiş yaşantısı tahmin ettiğinden de zorlu şartlar barındırıyordu belli ki.

"Tabi ki meleğim, bu ev üçümüzün olduğuna göre senin de bir odan olacak. Duvarlar ne renk olsun isterdin, pembe?"

"Yoongi haklı, bu ev artık üçümüzün. Odanın boş haline bakmak ister misin?" Jungkook koltuktan kalkmış, Hye Sun'a elini uzatmıştı. Yoongi'nin evi oldukça büyüktü, 6 tane yatak odası vardı. Jungkook'un evi içinse satış kararı almışlardı, Yoongi yüzünden. Orada yaşananların, kötü şans getireceğine inanıyordu.

"Olur." Yoongi'ye döndü,

"Sen de gelecek misin?"

"Tabi ki." Kızın uzattığı minik eli, kemikli avcunun içine hapsetti Yoongi. Üçü el eleydi.

"Woaa çok kocaman."

"Beğendin mi?" Jungkook, saçlarını okşadı.

"Hem de çok çok çok."

"Aslında ben balkonlu odayı düşünüyordum, fakat Jungkook baban tehlikeli olabileceğini söyledi." Hafif şikayet kokan cümle Jungkook'un kahkaha atmasını sağladı.

"Ben burayı da çok çok sevdim." Jungkook ve Yoongi'nin ortasında duran Hye Sun, gerçekten mutlu olmuştu. Bir anda hayatının seyri değişmişti. İkisine de sarılmak istiyordu,fakat davranışı doğru olur mu bilemiyordu.

"Bir şey mi oldu, miniğim? " Yoongi yere diz çöküp, Hye Sun'la aynı hizaya geldi. Küçük kız önce gözlerini kaçırdı, sonra yavaşça mırıldandı.

"Sarılabilir miyim?"

"Ta-tabi ki." Ani soru, beyaz tenli adamı şaşırtsa da ağlamak istemesine yol açmıştı. Bu minik yavru, şefkate açtı.

"Gel buraya, meleğim." Kısa kollarını,minik bedene doladı. Bir yandan da başını hafifçe yukarı kaldırıp Jungkook'a işaret etti. Esmer adam, mesajı alır almaz yere çökmüş ve kaslı kollarıyla ikisine de sarılmıştı.

"Sizi üzmeyeceğim. Uslu,çalışkan ve başarılı bir çocuk olacağım. Söz veriyorum."

Ortam giderek ağırlaştığı için Jungkook, konu değişikliğine gitti.

"Benim sana vermem gereken bir şey vardı, unutmuşum. Hemen geliyorum." Koşar adım çıktığı odaya, ellerinde poşetlerle girdi.

"Onlar ne Jungkook?"

"Seokjin ve Taehyung'un hediyeleri, Hye Sun için. Aileye hoş geldin hediyesi." Poşetleri Hye Sun'un ellerine tutuşturdu. Küçük kız şaşkınlığını attığında, poşetleri açmaya başladı.

İlkinden pembe peluş bir ayıcık çıkmıştı. İkincisinden pembe bir banyo seti; bornoz,havlu ve terlik. Üçüncüsü hello kittyli pijama takımı ve pofuduk ev terliği, tabi ki pembe.

Can U Stay? ||| Yoonkook + VMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin