3.Çarpıp duran şu kalbimde... Hala senin izin var...

151 28 5
                                    

Denize gittiğinizde kumdan kaleler yaptınız mı hiç? Hani sahilden kumları kovalara doldurup, yavaş yavaş inşa edersiniz.Ve tam da bittiği anda çoğunlukla bir dalga saniyeler içinde yıkar eritir, kumdan kalenizi. Boş gözlerle, önceden kalenizin olduğu yeri izlersiniz önce. Sonrasında belki dalgalara belki de biraz daha uzak yapmadığınız için kendinize kızarsınız.

Min Yoongi, şuan tam da öyle bir şaşkınlık-öfke-kızgınlık-kabullenme evresindeydi işte. Jeon Jungkook, azgın bir dalga gibi gelmiş, kalesini yıkıp geçmişti. Sessiz araba yolculuğu sinirini zıplattığında, parmakları radyo düğmesine ulaştı. Rastgele açtığı kanalın sesini yükseltti.

Evine geldiğinde, kalp atışları hala hızlıydı. 3 saniyelik o anı, zihninde dönüp duruyor, zevkle acıyı karıştırıp veriyordu. Saçlarını, elleriyle dağıtacağı sırada elindeki buketi fark etti. Bir hışımla koltuğa fırlatacak gibi kolunu kaldırdıysa da,yenilmişlikle geri indirdi. Çiçeğin ne suçu vardı ki? Jungkook'a olan sinirini zavallı bir çiçekten çıkartmak çocukça geldi bir an. Ne yapacağını bilmiyordu. Biyolojik saati şaşmış, kafası karışmış ve beyni işlevsizleşmişti. Birkaç dakika amaçsız dikildikten sonra banyoya girmeye karar verdi. Sıcak su vücudundan kayıp, zemine karıştığında stresinden arındığını düşünürdü hep.

Öyle de olmuştu. 45 dakikalık banyo seansı bitip, cildini nemlendirirken daha sakinleşmişti.

Üstüne rahat bir şeyler geçirmiş- sadece bir eşofman altı ve siyah atlet- 3 dakikalık noodlelardan pişirmiş, yemişti. Şimdiyse televizyonda kanal zaplarken bugün olanlar zihninden silinmiş gibi gevşekti.

Zaman ilerleyip gece yarısına yaklaştığında televizyonu kapatmış, sosyal medyada turlamıştı. Dişlerini fırçalayıp yatmayı düşündüğü sırada telefonun melodisi odaya yayıldı.

"Efendim Jiminie?" Neşeli sayılabilecek bir ses tonuyla açmıştı.

"Yoongi Hyung, nasılsın ne yapıyorsun?" Bu sorularda bir terslik vardı, Yoongi hissetmişti.

"Ne olduğunu söyleyebilirsin Jimin, dolaylara girme." Kanepeye oturdu yavaşça.

"Hyung, seni ilgilendirmiyor biliyorum ama yakını olarak ulaşabileceğimiz kimse olup olmadığını bilmiyoruz. Bu yüzden seni aradım. Jungkook, ameliyata hazırlanıyor şuanda. Acil serviste karışıklık çıkmıştı ve J-Ju-Jungkook vuruldu hyung."

Jimin'in her cümlesi Yoongi'nin yüreğine balyoz misali iniyordu.

Derin bir nefes aldı.

Jungkook vurulmuştu.

Kalbi korkuyla tekledi.

Ameliyata hazırlanıyordu.

Sol gözünden bir damla kaydı.

Ölme ihtimali mi vardı?

"Geliyorum Jiminie. Ben gelene kadar ameliyatı başlatmayın." Titreyen sadece sesi değildi ki.

"Hyung, taksi göndereceğim bu halde araba sürmek kazaya sebep olabilir." Endişeliydi küçük.

"Ben gelebilirim, korkma tamam mı? Yarım saate oradayım. Gelince detayları öğrenmek istiyorum."

Telefon kapandı. Titreyen elleriyle yüzünü ısıtan ve ıslatan yaşları temizledi.

Kader miydi bu gerçekten? Nasıl bir kader geç verdiği mutluluğu birkaç saat içinde geri alırdı ki?

Başını ellerinin arasına aldı, sakinleşmek için bildiği tüm yöntemleri denedi. Titremesi hafiflediğinde eşofmanını pantolonla değiştirip, bir gömlek geçirdi üstüne. Arabasının anahtarı ve cüzdanını alıp, evden ayrıldı.

Can U Stay? ||| Yoonkook + VMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin