Bölüm 4- Tutsak

226 34 36
                                    

(Bölüm şarkısı: Ezhel- Geceler)

Direksiyondaki Özgür'ün koluna vuruyorum.

-Geri sür hemen!

Özgür sözümü dinliyor ve arabayı geriye doğru hızlıca sürüyor. Ani bir frenle öne doğru savruluyorum. Özgür'ün dudaklarından bir küfür firar ediyor.

-Siktir!

Yüzüme düşen nemli saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp arkaya bakıyorum. Siyah bir araba farlarını yakmış öylece duruyor. Kahretsin! Köşeye sıkışıyoruz.

Arkadaki siyah arabadan inen adamlar Özgür'ün camına vuruyor ve arabanın kapısını açmasını söylüyorlar. Özgür açmıyor. Adamın biri tekrar arabaya gidiyor ve kalınca bir sopayla geri dönüyor. Adamın camı kıracağından değil de sonrasında olacaklardan korkuyorum.

Adam sopayı elinde sıkıp arkaya doğru gerildiğinde ellerimi yüzüme siper ediyorum. Büyük bir gürültüyle cam kırılırken korkuyla gözlerimi kapatıyorum.

Adam kırık olan camdan elini uzatıyor ve Özgür'ün kapısını açıyor. Özgür'ü sürükleyerek dışarı çıkarıyorlar. Hemen arabadan iniyorum.

-Bırakın onu!

Adamlar birbirine bakıp gülüyorlar.

-Emredersiniz başka bir isteğiniz var mı küçük hanım?

-Var. Buradan siktirip gitmeniz!

Kolumda hissettiğim sıcak elle yanıma bakıyorum. Ege kaşlarını çatmış bana bakıyor. "Sakin ol be kızım manyak mısın sen?" demek istediğini anlıyorum. Derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalışıyorum.

Özgür adamların boşluğundan faydalanıp ellerinden kurtuluyor ve koşmaya başlıyor hemen arkasından ben ve Ege...

Çevrede hiç evin olmamasına üzülüyorum ve bir umutla yol boyu koşmaya başlıyorum. Ege birden bileğimden kavrıyor.

-Salak mısın kızım sen? Adamların arabası var, seni paket gibi bulsunlar diye mi uğraşıyorsun?

Bir cevap vermemi beklemeden beni yolun alt tarafındaki ormanlık alana sürüklüyor. Birkaç kez ayağımı burkuyorum. Ayağımı ovalamak için Ege'nin elinden bileğimi kurtarıyorum. Sadece birkaç saniye bileğimi ovabiliyorum. Koşmaya devam ediyorum. Ege hemen önümdeydi ve ben nereye gittiğimi bilmeden onu takip ediyorum.

Aniden saç diplerimde hissettiğim sızıyla geriye doğru yalpalıyorum. Adamın biri elini saçlarıma geçirmişti ve hayvan gibi çekiyordu. Kuvvetli bir çığlık atıyorum. Ege aniden durup bana bakıyor.

-Aslı!

Hızla bana doğru gelip arkamdaki adama bir yumruk atıyor. Adam Ege'ye karşılık verebilmek için saçımı bırakıyor. Birkaç adım gerileyip sızlayan saç diplerimi ovalıyorum.

Ege adamın üzerine çıkıp ardı arkasına yumruklarını indiriyor.

-Ege yeter bu kadar, diğer köpekler gelmeden gidelim.

Ege başıyla beni onaylıyor. Tam adamın üzerinden kalkarken aniden duruyor. Neye baktığına anlamaya çalışıyorum. Adamın elinde bir tutam saçım kalmıştı. Ege bir küfür mırıldanıp adamın parmaklarını geriye doğru kıvırıyor. Duyduğum çıtırtı sesinin üzerine bastığım daldan gelmiş olmasını umuyorum.

Ege ayağa kalkıyor ve bileğimi tutuyor. Koşmaya başlıyoruz. Birkaç metre gidiyoruz ve bir silah sesi duyuluyor. Korkuyla Ege'ye bakıyorum.

-İyi misin?

-İyi misin?

Aynı anda soruyoruz. Birbirimizin iyi olduğunu anlayıp derin bir nefes alıyoruz. Aklıma Özgür geliyor. Onu birşey olmamıştı değil mi? Buraya sadece benim için gelmişti. Eğer yaralandıysabu  yine benim yüzümden olurdu.

Gece KarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin