(Bölüm şarkıları;
Nil Karaibrahimgil- Yaş 18
İmagine Dragons- Believer)Uzaklardan gelen siren seslerini belli belirsiz duyuyorum. Adam giysi dolabına sert bir yumruk atıyor.
-Ahh! Nerden çıktı bunlar!
Adım seslerini duyuyorum.
-Toparlanın, polisler gelmeden çıkıyoruz!
Sertçe kapanan kapıyı duyuyorum. Başımı kaldırıp Ege'ye bakıyorum. Hâlâ kaşlarını çatıktı ve elindeki silahı sımsıkı tutuyordu.
-Ege.
Refleks olarak başını bana doğru eğdiğinde gözgöze geliyoruz. Başını hemen yukarı kaldırıyor. Adem elmasının hareketinden yutkunduğunu farkediyorum. Elini omzumun üzerinden geçiriyor kapıyı açıyor.
Ne yani elini omzumdan kapıyı açmak için mi geçirmişti?
Açılan kapıyla içeri oksijen giriyor âdeta. O ana kadar içerinin ne kadar havasız olduğunu fark etmemiştim bile.
Derin bir nefes alıp kıyafetlerin üzerine basa basa dolaba benzer şeyden çıkıyorum. Ege de çıkıp kapıyı kapatıyor ve bozulan kıyafetleri düzeltiyor.
-Biraz önce az kalsın ölüyorduk. Şimdi sen burada kıyafet mi düzeltiyorsun?
Bana cevap verme zahmetinde bulunmayan Ege kıyafetleri özenle katlamaya devam ediyor. Bahçe kapısının sesiyle aniden doğruluyor. Giysi dolabının kapağını kapatıyor. Bileğimi tutup odadan çıkarıyor.
-Kolumu bırak.
Duymazlıktan gelip merdivenlere doğru ilerliyor. Diğer elindeki silahını omuz hizasında tutan Ege nihayet konuşuyor.
-Arkamda kal.
Merdivenlerin yarısına geldiğimizde gözlerim kocaman açılıyor. Koltuklar devrilmiş, masaların üzerinde ne varsa yere serpilmiş, dolaplar boşaltılmış, pencereler kırılmıştı. Kırık olan pencerelerden sızan rüzgar uzun siyah perdeleri dalgalandırıyordu.
Aralık olan kapının gıcırdayarak açıldığını fark eden Ege hemen önüme geçiyor. Korkuyla Ege'nin tişörtünü sıkıyorum.
İçeri üniformalı birkaç polis memuru bağırarak giriyor.
-At silahını at!
Ege elindeki silahı yere atıyor ve ellerini havaya kaldırıyor. Yavaşça Ege'nin arkasından çıkıp ben de ellerimi kaldırıyorum. Sert bir şekilde üzerimizi arayan polisler bizi sürükleyerek evden çıkarıyorlar.
Polis arabasına tıkılırken gerçeği anlatmaya çalışıyorum ancak kimse beni dinlemiyor.
-Bakın biz masumuz. Bize ateş eden kişiler kaçtı. Ege sadece bizi korumak için o silahı aldı. O silah gerçek bile değil ki!
Beni dinlemek bir yana dursun yüzüme bile bakmıyorlar.
Geçmek bilmeyen bir yolculuktan sonra karakola varıyoruz. Korku dolu gözlerle etrafı süzüyorum. Ege birden duruyor.
-Bakın memur bey sevgilim çok korkmuş durumda. Üstelik bu olanların onunla hiçbir alakası yok. Müsaade edin, iki çift laf edeyim.
Polis memuru önce Ege'yi sonra da beni süzüyor. Bana baktığı sırada daha çok korkmuş gibi yapıp ellerimi titretiyorum.
-Sadece iki dakikan var. Ben varken söyleyeceksin ne söyleyeceksen.
Ege başını sallıyor ve bana doğru geliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Karası
ActionÇok büyük bir bilinmezliğin içindeyken kime sığınırsınız?Herşeyi bilene mi yoksa sizin gibi hiçbir şey bilmeyene mi? Aslı Korkusuz...Anılarla yaşamayı öğrenmiş bir kadın. Ege Aslan üzerine tonlarca yük sarılmış bir adam. Ve iki ayrı dünya, iki ayrı...