Telefonumun çalmasıyla birlikte ani bir şekilde koltuktan kalkıp yukarı kattaki odama koştum. Bir ara koşu takımına katılmayı düşünmeliydim. Bu hızla Usain Bolt'u bile geçeceğime emindim. Tabi böyle koşmamın bir sebebi vardı. Saat 01.00'dı ve bu saatte beni arayan tek bir kişi olabilirdi: SAPIĞIM. Odama geldiğimde ikiz kardeşimin baş parmağı ile aramayı cevaplamasına ramak kalmıştı.
"Haaayyyıııııııııır!" dedim ve telefonumu elinde tutan Alev'in üzerine adeta bir Hulk edasıyla atladım. Onun ağzından çıkan tek cümle ise:
"BÖBREĞİİİM!" oldu. İkizime kötü bir bakış attım ve telefonu elinden aldığım gibi banyoya koştum. Neyseki telefon hala çalıyordu. Heyecanla telefonu açıp kulağıma götürdüm.
"A-alo."
Ne yani? Şimdi de kekelemeye mi başlamıştım?
"Eee naber küçük hanım?"
Gözlerimi devirip cevap verdim.
"Bak canım artık cidden sıktı bu lakap. Hani böyle daha havalı bir şey olsa neyse.. Sence de küçük hanım çok klişe değilmi?"
Nefes alış verişlerini duyabiliyordum.
"Bence sana gayet yakışıyor."
Sıkıntıyla dişlerimi sıktım.
"Off her neyse."
Birkaç saniye konuşmasını bekledim. O tepkisiz kalınca ben bir şeyler söyleyecektim ki o konuşunca kelimeler ağzımda tıkılı kaldı.
"Poyraz'dan hoşlandın mı?"
Sorduğu soru karşısında hem şaşırmış hemde sapığımın bizim okuldan biri olma ihtimaliyle karşı karşıya kalmıştım. Belki de yalan söyleyip konuyu dağıtmalı ya da sapığıma Poyraz'dan hoşlandığımı yakında evleneceğimizi ve bir daha beni aramamasını söylemeliydim. Bu fazla ergence olan düşünceyi kafamdan atıp sorusuna cevap verdim.
"Yani. Aslında evet hoş çocuk."
Söylediğim her kelimede yanaklarımın kızardığını ve vücudumun gerildiğini hissediyordum.
"Evet. Bence de yakışıklı biri. "
Söylediği cümleyle duraksadım.
"Cinsel tercihlerin hakkında şüphe duymalı mıyım kim olduğunu bilmediğim sapık?"
Ufak çaplı bir kahkaha attı. Komik bir şey söylememiştim ki ben!
"Kesinlikle hayır. Özellikle de sen tercihlerimden şüphe duymamalısın. Ama madem böyle bir endişe var içinde.. Seni biriyle konuşturacağım. "
"Y-yok ben almayayım."
Çabalarım kesinlikle boşunaydı. Çoktan kulağını telefondan çekmişti. Zeminde yürürken çıkardığı ayak seslerini duyabiliyordum.
"Alloooğğ."
Bir dakika b-bu kadın sesiydi. En yakın zamanda Türkçe kursuna gitmesi gereken bir kadın. Söylediği telaffuzdan noksan kelimeye cevap vermeden telefonu yüzüne kapattım. Cinsel tercihlerden konu açılmışken fırsat bu fırsat deyip sapığım bana, telefondaki kadınla yaptıkları fantezileri anlattırabilirdi. Iyk sadece düşünmek bile midemi bulandırıyordu. Telefonumu kapatıp komodine fırlattım ve yaklaşık bir iki saniye sonra yaptığım şeyi fark edip komodinin yanına koştum. Neyse ki telefonuma bir şey olmamıştı.
Aniden duyduğum sesle arkama döndüm. Ses aşağıdan geliyordu. Annem birkaç saat önce iş için gittiği Amerika'dan dönmüştü. Sarılmalar, kucaklaşmalar ve hediyeleşmeden sonra -en iyi kısmı hediyeleşmeydi- annem iyice yorgun düşmüş, fazla zaman kaybetmeden rahat ve sıcacık yatağına gitmişti. Babam da biraz televizyon seyredip uyumuştu. Geriye sadece Alev kalıyordu. Muhtemelen o olmalıydı. Koridorda oyalanmadan hızlı bir şekilde odama geçtim. Alev yatağında kıvrılmış uyuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Telefon Sapığım
TienerfictieHayatımda uğraşacak o kadar çok şey vardı ki.. Baş belası bir ikiz, kendini bir şey sanan yakışıklı sıra arkadaşı, acayip hoşlandığım bir çocuk.. Ah! Az kalsın unutuyordum. Bir de SAPIĞIM!?!?