Tüm yaşananlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçerken son kez yıllarca acı çektiğim harabeye baktım. Yıllardır hayalini bile kuramadığım o anı şu an yaşıyordum işte. Yaşanmışlıkları bırakıp, gidiyordum...
Arkamdan kapıyı çarparak evden çıktım. Evin önünde beni bekleyen arabaya atladım. "GİDELİM."
1 YIL ÖNCE
Rutin olan çantamı yere fırlatıp yatağa zıplama olayını bugün daha da isteksizce yaptım. Şu ergenlik fazla uzadı diye düşündüm birkaç dakika. Cenin pozisyonu alarak doğum günümde hediye gelen yastığa sarıldım. Ne kadar lanet bir günde doğduğum aklıma gelince tekrar nefret ettim kendimden.
'
"Anne, özür dilerim. Bak bana lütfen. Kim o amcalar ne yaptılar sana. Kalk lütfen şimdi babam gelecek. Seni böyle görmesin. ANNE!!"Bir yetişkin için her şeyden haberdar olup inkar etmek ne kadar zorsa benim için de bir o kadar kolaydı. Dokuz yaşındaki bir kız çocuğu her şeyi inkar etmek dışında ne yapabilirdi ki zaten?
Daha da sokuldum anneme üzerime kanın bulaşmasını umursamadan. Şimdi nasıl başa çıkacaktım onca acıyla tek başıma. Nasıl uyuyacaktım her gece babam gelir de beni döver, anneme yaptıklarının aynısını bana yapar korkusuyla?'
Gözümden akan yaşı fark edince hemen yatakta doğruldum. Unutmak istiyordum. Daha fazla ağlamak istemediğimden sahile gitmeye karar verdim. İçimi dalgalara dökmeye, beni dinleyen tek yere gidicektim.
Montumu üzerime geçirdikten sonra yavaşça kapıyı kapattım. Bir dayağı daha kaldıramaz durumdayım. İçtiğinden yine sızmıştı babam dediğim adam.
Dalmış bir şekilde yolda yürürken önümden bir süilet geçti. Korkuyla geri çekildim. Paten kayan çocuk arkasını döndüğünde ona öfkeyle baktım.
"Önüne baksana!". Sırıtarak "Asıl sen önüne bak." dediğinde daha da öfkelendim.
Yanına doğru ilerleyip, onu geçiştirmek arasında gidip gelirken geçiştirmeyi seçtim. Daha fazlasını ne bünyem kaldırırdı ne de bedenim.
Onu ardımda bırakıp yürümeye başladığımda peşimden geldiğini patenlerinin çıkardığı sesten anladım. Etrafımda daireler çizmeye başlayınca aniden durdum. "Ne yapmaya çalışıyorsun sen!?"
O da olduğu yerde durup aptal bir yüz ifadesiyle beni izlemeye devam ettiğinde gözlerimi devirdim ve babamın arkadaşları var mı diye etrafa baktım.
Numan denen pisliği görünce gözlerim doldu. Tecavüze uğrayacakken beni kurtaran abim geldi aklıma. Bir yıl önce tüm bunlara dayanamayıp kaçan abim. Her aklıma geldiğinde daha da nefret ediyordum kendimden. O günden sonra binlerce kez sordum kendime neden onunla gitmediğimi, neden bir yıl , her gün dayak yemeyi göze aldığımı.
Numan bana sırıtınca ona çok baktığımı fark edip gözlerimi o çocuğa doğru çevirdim.
"Git!" dedim yanağımdan bir damla firar ederken.
"Ağlıyor musun? Özür dilerim, seni incitmek istemedim. " dedi ne yapacağını bilemeyerek.
"Git, sadece git." fazladan dayak yiyeceğim için ağlamıyordum. Özlemimden, abime, anneme olan özlemimden ağlıyordum.
"Seni bir daha nasıl göreceğim?"
Bu sorudan sonra ne yapacağımı bilemeyerek etrafa tekrar baktım.
Elindeki son model telefonu alarak numaramı yazdım. Daha sonra koşarak oradan uzaklaştım. Numan beni yakalamadan saklanmam gerekiyordu.
☠️☠️☠️☠️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaldırım
Chick-Lit"Kaldırımın bittiği yer. Gitmek zorundayım." "Gitme desem, yine de gider misin?" "Bu korkuyla yaşayamam." dediğimde bir damla yaş aktı yanağımdan her şey böylece bitmiş miydi yani? Kaybetmeye alışmış olan ben, neden bunu kaldıramıyordum? Yüzüne bakt...