Bölüm 2

1.1K 131 39
                                    

Hikayenin gidişatı ile ilgili yorumlar yaparsanız çok sevinirim ve yazım tarzım hakkında da... 

Tom, insanlarla sohbet etmekten ve fotoğraf çekilmekten vakit buldukça yanına uğrayıp seninle konuşuyor. Onunla konuşmanın sana iyi geldiğini hissediyorsun. Burada yalnız değilsin ama onunla konuşmak farklı hissettiriyor. 

Kendinizden bahsediyorsunuz, o buradaki yaşamını ve öncesini merak ediyor. Neden buraya geldiğini merak ediyor. Şimdi ise derme çatma hastanenin penceresinden çocuklarla oynarken onu izliyorsun. Fark ediyorsun ki onun otuz beş yaşındaki adam vücudunda beş yaşında bir çocuk saklı. Aynı dili konuşmasalar bile aynı şeylere gülüp, aynı şeylere seviniyorlar ve bu ona karşı içinin daha çok ısınmasını sağlıyor. 

O sadece kendi prestiji için buraya gelmeyi tercih eden bir adam değil bunu hissediyorsun. Çünkü prestij için gelen hangi adam çocuklarla etrafta koşuşturup, onlarla birlikte güler ki? Başını cama yaslayıp hafifçe gülümsüyorsun.  Sonra ne yaptığını fark edip yüzündeki aptal gülümsemeyi siliyorsun. Asla sahip olamayacağın bir adam için aşk acısı çekmek istemezsin değil mi?

"(İ) burada mıydın? Ben de seni arıyordum." Arkanı dönüp arkadaşın Leon'a bakıyorsun. O burada pediatri doktorlarından biri. 

"Sorun mu var?" diyorsun başını yana eğerken. Gözlerinde endişe kırıntıları beliriyor. Leon başını iki yana sallayıp omzunu silkiyor.

"Sorun yok sadece günlük kontrolleri yapmaya başlayalım mı diyecektim." diyor. Başını sallayarak onu onaylıyorsun çünkü aklını İngiliz adamdan başka yöne çekmen gerekiyor.

"Tamam geliyorum." diyorsun yavaşça pencerenin dışındaki oldukça eğlenen adama son bir kez bakıp, Leon'ın peşinden gidiyorsun.

---

Günlük kontrolleri yaptıktan sonra her hafta yaptığınız ilaç sayımını yapıyorsunuz. Leon ilaçları sayarken sen de ilaç isimlerini karşısına kaç tane kaldığını yazıyorsun. Son söylediği ilacın sayısını da yazdıktan sonra başını kaldırıp senden birkaç yaş büyük adama bakıyorsun. 

"Bu kadar." diyor ellerini iki yana açarak. Derin bir nefes verip kalemin arkasındaki düğmeye basarak kalemin ucunun içine kaçmasını sağlıyorsun. 

"Sen sanki şu aktörle fazla mı yakınsın?" diye soruyor Leon çekingence. Onunla üç yıldır arkadaşsınız ve onun bu soruyu kötü bir amaçla sormadığını biliyorsun.

"Dışarıdan nasıl göründüğü hakkında bir fikrim yok. Sadece sohbet ediyoruz." diyorsun dürüstçe. koskoca Hollywood yıldızının seninle flört etmesini beklemiyorsun elbette. Güzel olmadığın için değil. Onun etrafında bir sürü güzel kadın olduğunu biliyorsun. İstediği her kadına sahip olabilecek bir adam neden seni istesin ki? Gönüllü bir doktoru. Seninle muhtemelen sadece yalnız kalmamak için konuşuyordur. İşte hayatın gerçekleri. 

"Dışarıdan seninle ilgileniyormuş gibi görünüyor. Sen ona heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyorsun ve o da gözlerini senin üzerinden asla ayırmıyor." diyor, ela gözleri aklını okumak isterce üzerinde geziniyor. Sen oturduğun yerde rahatsızca kıpırdanıyorsun.

"O dünyaca ünlü bir film yıldızı. Ben ise gönüllü bir doktorum. Sence bizim için bir gelecek var mı?" diyorsun alayla. Ayağa kalkıp dizlerindeki dosyayı ve üzerindeki kağıdı tekerlekli metal masaya bırakıyorsun. Sonra sesindeki alay tüm yüzüne yansımış bir halde arkadaşına dönüyorsun.

"Kim bilebilir ki?" diyor umutla. O kesinlikle ilk görüşte aşka inanan ve bunu savunan biri. Sense bunu saçma buluyorsun. İnsan birbirine güvenmeden nasıl aşık olabilir ki? 

"Ben umutsuz aşık olmak istemiyorum Leo. Aksi halde bu ruhsal intihar olur." diyorsun. Bunu kendine ilk sesli söyleşin ve kalbini kırıyor. Yine de bu büyük bir olay değilmiş gibi davranıyorsun, gülümsüyorsun fark etmemesini dileyerek. Leon seni o kadar iyi tanıyor ki, yüzündeki gülümsemedeki acıyı hemen fark ediyor, üstelememeyi tercih ediyor ve depodan çıkıyorsunuz.

Doktor // Tom Hiddleston x OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin