Bölüm 3

1K 108 30
                                    

Merdivenlerden gelen patır patır seslerle başını ilk takıldığında beyaz olduğuna emin olduğun sarı kapıya çeviriyorsun. Bu sarı rengin sebebi bakteriler değil elbette -çünkü hastane haftada bir kez tıbbi temizlik malzemeleriyle temizleniyor- , Sudan'ın tozlu havası. 

Leon kapıyı açıp çerçevesine elini dayıyor ve derin nefesler alıp veriyor. 

"O gitti." diyor nefes nefese birlikte. Sert ve sesli bir şekilde yutkunuyorsun. Dudağının titrememesi için gülümserken bir yandan da dişlerini sıkıyorsun. Gözlerin dolmadı ama boğazındaki yumru bunun çok yakında olacağının habercisi ve elbette bükülmek için can atan dudağın. 

"Yolu açık olsun." diyorsun omzunu silkerken. Ne yapabilirsin ki? O senin için belki buradaki çocukların kahramanı ama sen onun için öylesine bir doktorsun. Yalnız kalmamak için konuştuğu bir kadından fazlası değilsin. Bunun için ne ağlamaya ne de gözyaşı dökmeye gerek var mantığına göre ama kalbin elbette söz dinlemek istemiyor. 

Ona aşık olmadığını biliyorsun. Bu sadece geçici bir heves. Tıpkı kardeşinin her sene farklı bir ünlüye aşık olması gibi. Çok mantıksız. Sen bir doktorsun. Mantığınla hareket etmen gerekiyor. Kendine gel! 

"Senin için de onun için de bu kadar basit olmadığını biliyorum. Bana seni sordu. En azından adamı uğurlamak için gelmen gerekirdi." diyor Leon senin umursamıyormuş gibi davranmana karşılık. 

"Hadi ya veda öpücüğü verip arkasından ağlamam da gerekir miydi?" diyorsun alayla. Konuşana kadar sesinin boğazındaki yumru tarafından yutulduğunu sanıyordun şimdi ise sesin oldukça alaycı ve güçlü. Tıpkı senin gibi. 

"Oscarlık oyuncusun resmen ama ben seni fazla iyi tanıyorum." diyor sakince. Ona bakmamak için arkanı dönüyorsun. Çevik bir adımla tekrar önüne geçiyor. 

"Ne yapsaydım arabanın önüne yatıp lütfen beni de götür mü deseydim? Ya da bavulun olayım taşı beni mi deseydim? Ne yapsaydım Leo?" diyorsun tekrar alayla. 

"Bu durumda bile aptal şakalarına devam ediyorsun bravo. Adamdan hoşlandığını biliyorum ben eğer erkeklerden hoşlanıyor olsaydım ben de hoşlanırdım." diyor sesindeki alaya karşılık olarak ve gözlerini deviriyor.

"Senin de dediğin gibi hoşlantı. Aşk falan değil yani. Hem erkekler geçici biri gider diğeri gelir." diyorsun. Bu tam olarak beyninin sana söylediği şey. Keşke kalbin de bu kadar kırılgan olmasa da her an mantığınla hareket edebilsen. 

"Peki sen bilirsin. Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsun peki?" diye soruyor sakince. Konuyu kapatmış olmasından dolayı için rahatlıyor.

"Ne gibi?" diyorsun tek kaşını kaldırarak. Meraklı gözlerle yüzüne bakıyorsun. 

"Hafta sonu izin günlerin başlıyor. Ailenin yanına dönecek misin? Yoksa geçen sene olduğu gibi Kahire'de piramitlere turistik gezi mi yapacaksın?" Leo'nun ailenin yüzünü görmek istememenle ilgili de bir şeyler yapmak istediği çok belli. 

"Leo bak ailemle aramda bir sorun yok. Sadece annemin bana ilk sene gittiğimde yaptığı muamele yüzünden ona kızgınım tamam mı? Burunları sürtsün istiyorum." diyorsun içinden gelen sinire hakim olamayarak. 

"Seni tanıyorum ve sen bu kadar basit bir şekilde ailene kendini özleterek intikam alacak kız değilsin. O yüzden dökül." Seni oldukça iyi tanıdığını her fırsatta belli eden bir arkadaşının olması gerçekten çok güzel. Seni anlaması, içindeki şeytanın ne kadar güçlü olduğunu bilmesi. 

"Etrafımda beni bu kadar  iyi tanıyan biri olması çok güzel bir şey ya. Ayrıca bu kez İstanbul'a gidiyorum, turistik gezi falan yok." diyorsun yüzüne kötü kadın sırıtmanı takarken. 

"Eh senden de bunu beklerdim zaten." diyor başını onaylarca sallayarak. Yarattığın şeytana sırıtıyorsun.

"Gelince detayları alırım." diyor sonra haffiçe gülerken.

"Bundan sonra dönüp dönmeyeceğim belli değil ama..." diye mırıldanıyorsun. Eğer işler İstanbul'da yoluna girerse ve planın tıkırında işlerse biliyorsun ki orada kalacaksın. 

"Sen yoksan benim burada canım sıkılır. Ben de dönerim ülkeme. Artık kazandığım maaştan kalan parayı bağışlarım ne yapayım." diyor omzunu silkerken. 

"Benim durumu biliyorsun. Çalışsam bile alacağım paraya ihtiyacım olmayacak o yüzden ben kazandığım paraya dokunmam galiba. Orada da olsam burada da bu çocuklar için bir şeyler yapmam gerek." diyorsun sakince. Leon başını sallıyor ve dudaklarını birbirine bastırıyor. 

"O zaman birlikte gidelim havaalanına. Sonra da ayrılırız." diyor Leon gülümseyerek başını sallıyorsun ve yıllardır dostluk vazifesini en iyi şekilde yerine getirmiş adama sarlıyorsun. Adam diye buna denir be!

Merhabalar sınav bitti ama bölüm biraz gecikti. Sınavın stresi sebebiyle kaçan ilham periciklerim henüz vazifelerine dönmüş değiller ama bir şeyler yazmaya çalıştım. Bu kısacık bir geçiş bölümüydü bundan sonraki birkaç bölüm de geçiş olacak ve üzgünüm ki çok fazla TWH olmayacak... 

Ama sonra ver elini kayınvalidenle beş çayı!






Doktor // Tom Hiddleston x OkuyucuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin