1.Bölüm

111 10 1
                                    

...Sinirim yavaş yavaş geçmeye başlamıştı.Çevreme baktığımda  kriz anında araba kullandığımı fark ettim.İyi ki kaza yapmamışım.Gerçi ölsem nolucaktı?Arkamdan bir damla gözyaşı dökücek birisi yoktu.

      O şokla tam anlamıyla sudan çıkmış balık gibiydim.Kulaklarımın çınlaması azaldıkça tekerleklerin çakıl taşlarını ezme sesi ağır basmaya başlamıştı.Kendime geldiğimde  deliler gibi uçsuz bucaksız bir ormanın derinliklerine doğru ilerlediğimin farkına vardım.Kolay korkan biri olmasamda bu ortam beni bile ürkütmeye başlamıştı.

    Arabadan gelen "tik tak tik tak" sesleri yanılmıyorsam yakında benzinin biteceğine işaretti.Bardan çıkarken depo neredeyse full'dü.Demek ki en az 2-3 saattir direksiyon başındaydım.Ne yani gecenin bilmem kaçında benzinsiz, tek başıma bu siktiğimin yerinde mi kalmıştım?Neyse moralimi bozmayacaktim.El  frenini çekip anahtari elime aldıktan sonra arabadan indim.Çantamıda koluma taktıktan sonra ilerlemeye başladım.Ormanın içinden gelen yarasa seslerinden korktuğumu kim söyledi ki?

    Birkaç dakika yürüdükten sonra ileride gördüğüm şey çatı  mıydı acaba ?O heyecanla gördüğüm şeye  doğru  koşmaya başladım.  Çatı diye adlandırdığım yere vardığımda buranın  küçük bir kulübe olduğunu gördüm.Garip olansa kapının  dokunduğum anda açılmasıydı.Telefonun flashını açıp kulübenin içini taradım.Şükürler olsun ki içeride kimse yoktu,sonunda rahatça kafamı dinleyebileceğim bir yer bulmuştum.Kulübenin içini tararken en çok hoşuma giden  şey kesinlikle kenarda bana göz kırpan çift kişilik yataktı.Yatağa ulaştığımda telefonun flashını kapatıp komidinin üstüne koydum.Ardından kafamı yastığın altına gömdüm.Tam yerime yerleşmeye çalışırken kapıdan gelen gıcırtı sesiyle kıpırdanmayı kesip sesleri dinlemeyi başladım.2-3 adım sesinin ardından kapı sertçe kapandı.Bu kadar sert kapandığına göre gelen bir erkekti.Bu fikir bile  beni ürkütmeye yetmişti.

"Tak tak" gelen seslerin ardindan çakmak sesi olduğunu tahmin ettiğim bir şeyler duydum.Bu adam evi yakmak falan mı istiyordu acaba?Bende ki bu şansla herif psikopatın teki çıkardı zaten .Yaklaşık 30 saniye sonra yatağın diğer tarafında hissettiğim ağırlıkla çığlığı bastım.Daha ne olduğunu anlayamadan kafamda hissettiğim acıyla kendimi yerde buldum.Ayağa kalkmaya çalışırken elime batan parçalar yüzünden tekrar yere kapaklandım.Bu psikopat herif benim kafamda ne kırdı acaba?Ben hala kalkmaya çalışırken içerisi aydınlanmıştı. 

Karşımda benim yaşlarımda bir erkek  duruyordu.Yüzünde ilk göze çarpan belirgin kemik yapısıydı.İtiraf etmem gerekirse tapılası elmacık kemikleri vardı.

"Sen kimsin?"

"Pardon ben boş olduğunu zannetmiştim."

" Kulübemde ne işin var?"

"Arabamın benzini bitti bende kalıcak bir yer ararken burayı buldum.Bir gecelik misafir kabul edersin heralde."

İyi mi şimdi de kimseye hesap vermeyen ben daha birkaç saniye önce tanıştığım çocuğa hesap veriyordum.

"Tamam neyse bir gecelik idare ederiz."

Hesap vermenin ardından verdiği ukalaca yanıt iyice gerilmeme sebep olmuştu açıkcası .

"Öyle olucak artık.Bir gecelik koltukta yatarsın."

"Misafir olan sensin.Asıl sen koltukta yat."

"Dediğin gibi misafir olan benim istersen yastık verebilirim."

"Herneyse ben koltukta yatıyorum tamam iyi geceler."

Tamam mı?Bu kadar kolay pes ediceğini tahmin etmemiştim açıkcası.Neyse.Yatağa yattıktan bir kaç dakika sonra yorgunluktan uyuya kalmıştım zaten.

Sabah uyandığımda bir ahtapot misali bedenimi saran kollar ve bacaklarla karşı karşıyaydım.Hani koltukta yatıcaktı bu çocuk?Dürtüklemeye başladım.

"Kalk."
"Kalksana"
"Kalk artık "

Yavaşça gözlerini açtı.İlk birkaç saniye öylece gölerimin içine baktı.Daha sonra bulunduğumuz  pozisyonu fark etmiş olmalı ki seri hareketlerle yataktan kalkıp beni izlemeye başladı.Bende aynı onun gibi hızlıca yataktan kalktım.Yatağın bir ucunda o bir ucunda ben birbirimize bakıyorduk.

"Hani koltukta yatıcaktın?"

" Özür dilerim.Gece kalkıp gelmişim galiba."

Hıhı bende yedim zaten.

"Neyse.Araban var mı?"

"Evet var .Ne oldu ki?"

"Beni eve bırakıcaksın."

Cevap vermesini beklemeden çantamı alıp kendimi dışarı attım.Yeni uyandığım için saçlarım biraz kabarmış olmalıydı.Ellerimle kabaran yerleri yatıştırmaya çalıştım.Artık ne kadar olursa.Ben hala saçlarımla savaşırken o da gelmiş önümde ilerliyordu.Az sonra siyah bir Range Rover 'ın içindeydim.Adresi söyledikten sonra camdan dışarıyı seyretmeye başlamıştım en son hatırladığım hızla geçen ağaçlardı.

    Gözümü açtıktan 10 dakika sonra ancak kendime gelmiştim.Her zaman böyleydim ben uyandıktan sonraki ilk 10 dakika etrafı boş boş izler sessiz bir hayalet gibi dururdum .Üzerimde hissettiğim gözlerle bakışlarım sürücü koltuğuna çevirdim.Göz göze gelince hemen bakışlarını kaçıran adamı incelemeye başladım tam karşımızda kalan güneş ışığı elmacık kemiklerini daha da ön plana çıkartmıştı.
Gözleri kısılmış büyük bir dikkatle yolu izlerken dudakları farkında olmadan biraz büzülmüştü.İzlendiğini hissettiği için bana bir bakış atıp ardından konuşmaya başladı.

"Kaç yaşındasın?"

"20 sen?"

"19"

"Hangi okuldasın?"

"Okumuyorum."

Kısa bir an bakışlarını yoldan ayırıp bana baktı .Sonra tekrar yola odaklandı.Tekrar konuşmaya başlıycakken evimin önüne gelmiştik nihayet.Hiçbir şey söylemeden arabadan indim .Valiz gibi çantamın içinden anahtarı bulmak her ne kadar zor olsa da sonuç olarak bulmuştum.Kendimi içeri atp kapıyı kapattım.Sanırım biraz fazla sert olmuştu sokakta sesi yankılandığına göre.Aman neyse.Çantamı ve anahtarları bir köşeye fırlatıp salona ilerledim.Krem rengi,aşırı derecede rahat koltuğa kendimi attığımda huzuru bulmuştum.Dün oldukça saçma geçmişti.Ama şuan hiçbir şeyin önemi yoktu koltuk  o kadar yumuşaktı ki oturduğum zaman içine gömülüyordum.Düşünmeyi kesip sessizliği dinledim.Güzeldi.Her ne kadar kabul etmesemde bu sessizliği seviyordum galiba yanlızlık da güzeldi.

KurtuluşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin