2. Bölüm

70 4 0
                                    

BULUT

Şerefsiz Mete 2 haftadır okulda yoktu. Tabii Bodrum'da karı kesmek varken neden okula gelsin ki. Hak veriyorum gelmemesine. Onun olmadığı bu süreçte insanlarla konuşma gereği duydum. Anıl ve Efe adında iki yeni arkadaş edindim. İkisiyle de bu iki hafta içinde çok yakın olmuştuk. Mete bunu duyunca hiç sevinmeyecekti. İkimiz sonsuza kadar en iyi arkadaş olma sözünü 2. sınıfa giderken vermiştik. Bu iki haftalık süreçte Ezgi diye bir kızla çıkmaya başladım. Aslında pek de hoşlanmıyordum. Boşluğuma denk gelmişti. O boşluğu doldurmak için onunla çıkmıştım. Mete'ye ulaşamadığım için ona da haber veremedim. Muhtemelen duyduğunda bana çok kızacak ve onun onaylamadığı bir kız ile çıktığım için bana trip atacaktı. Neyse ki iki hafta sonra Mete okula geri döndü. Beni aradığında gecikeceğimi söyledim. Yolda kaza olmuştu. Ulaşlı civarında bir motor tırın altında kalmıştı. Okula varmamla sınıfa koşmam bir oldu. Merhaba! Yıkışıklınız geldi. Birde ne göreyim. Ezgi ve Mete birşeyler konuşuyordu. Mete'nin surat ifadesinden bıkkınlığı belliydi. Ortamı düzeltmek için "Hay gays bro!" diyerek içeri girdim ve arizona kertenkelesinin çiftleşme dansını Mete'yle beraber yapmaya başladık.

Yaklaşık iki ders sonra Anıl ile Efe'yi gördüm. Onlara selam verip yanımıza gelmelerini söyledim. Fakat yaptıkları tek şey bana bön bön bakmak oldu. Heralde Mete'den çekiniyorlardı. Mete de onlardan haz alıyor değildi. Birbirlerine her an dalacak öküzler gibi bakıyorlardı. Ezgi'nin yanına geçtim. Nasılsın diye sorduğumda "Kötüyüm Bulut. Bunu nasıl soruyorsun?"
O an için sevgilisini umursayan erkek rolü oynayarak "Neden?" diye sordum. "Neden olabilir! Maçı kaybettik. Hep Volkanın artislikleri yüzünden. Piç kaleden neden çıkıyor ki..." Konuştuğumuz çoğu şey bundan ibaretti.

O sırada Mete'nin bize doğru geldiğini fark  ettim. Tam ağzını açacakken Irmak onun yanına gelip bişeyler söyledi ve anında yön değiştirdi. Bu işte bi bokluk vardı. Ya bu Mete'yi ayartmaya çalışıyordu, ya da birşey için ondan yardım isteyecekti. Ezgi'nin adımı sayıklamasıyla kendime geldim. "Bulut? İyi misin? Deminden beri o yöne bakıp duruyorsun. Anlamadım ne var orda. Biraz benimle ilgilenip beni dinlesen?". "Ezgi, cidden seninle uğraşamam. Biraz hava almaya çıkıyorum. Çıkma sınıftan.". Hemen kantine doğru indim. İnmemle beraber Irmak ve Mete'nin aynı masada oturduğunu gördüm. Cinlerim tepeme çıktı. Bu kız bundan ne istiyordu acaba. Kaşar. Hızlıca oraya yürüdüm. Benim oraya vardığımı gördüğü anda Irmak masadan kalkıp uzaklaştı. Mete ise çok rahat bir şekilde bitmiş tostunun paketini çöp kutusuna bir basketçi gibi atmaya çalışıyordu. Irmağın yerine oturup "Isıtmış" dedim. Gülmeye başladı. "Ne işin var senin bunla?". "Bir işim yok. Seni sordu. Ezgi kim falan" Bir anda sinirlendim. Kim beni neden merak etsin ki. Ayrıca özel hayatımdan ona neydi. En çok sevmediğim şeyde bana karışılmasıdır. Kimse burnunu benim hayatıma sokamaz. Derin bir iç çekip Mete'ye döndüm. "Aslında Ezgi'den şüphelenmiyor değilim. Neredeyse hiç okula gelmiyor. Neden devamsızlık yapıyor acaba?". Mete'nin cevabı beni hoşnut etmişti. "O zaman araştıralım. Ben şu Irmak'tan herşeyi öğrenirim. Nasıl olsa okulun dedikodu ağının yöneticisi. Bir şeyler biliyordur." Bu doğruydu. Irmak'a bir şey söylerseniz 15 dakika içinde bütün okulun bundan haberi olurdu. Bunu sevmiştim. Mete bu kızı öttürebilirdi. Zilin çalmasıyla sınıfa geçtik.

Ders o kadar sıkıcıydı ki sıkıntıdan yerdeki karelerin sinüs ve kosinüslerini alıyordum. Mete'ye döndüğümde ise duvarı deldiğini gördüm. Böyle sakat işleri çok sever. Resmen yan sınıfla aramızda bir delik vardı. Bu sanat eserinden dolayı onu tebrik ettim. Zil çaldığında ise Mete'nin masadaki herşeyini gelişigüzel çantasına fırlattığını ve koşarak sınıftan çıktığını gördüm. Bende eve doğru yola koyuldum. Eve vardığımda aklıma gelen ilk şey Ezgi oldu. Çok vıcık vıcıktı. Konuştuğumuz şeyler sınırlıydı. Onunla neden çıktığımı biliyordu. Ve buna devam etmek istiyordu. Ama sonunun ne olacağını bilmiyordu. Ve şu Irmak ve Metenin ne iş çevirdiği. Siktir et! Yarın düşünürüm...


YaşayamayanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin