Selim

1.8K 124 5
                                    



Omzumun üstünden arkaya doğru baktım. Babamgil arabasına binip gitmişlerdi. Derin bir nefes aldım ve içeriye girdim. "Dilay odanı gösteriyim sana." Yanımdaki kıza tebessüm ettim. Ve onu takip etmeye başladım. Merdivenlerden yavaşça çıkıyordum. Bir kapıda durmuştuk. "Aslında bu oda misafirler için. Birkaç gün burda yatarsın. Abimle zaten ayrı eve çıkacaksınız." Kafamı olumluca salladım. "Adın neydi?" Tebessüm etti. "Demet." Burukça güldüm. "Memnun oldum, demet." Elini sıkmıştım. "İyi geceler." Demet yanımdan uzaklaşmıştı. Odaya girip,kendimi yatağa attım. Ve düşünmeye başladım. Babam tokat atmıştı üstüne üstülük beni satmıştı. Ama ona saygımdan değer verdiğimden bu evliliği kabul etmiştim. Gözlerimi kapattım. Uyusam iyi olucaktı. Kapı tıklanmıştı. "Gir." Demet elindeki kıyafetleri bana uzatmıştı. "Teşekkür ederim." Demet yanıma geldi. "Asıl biz teşekkür ederiz." Ağlamam durmuyordu. "Ailem için yapıyorum." Demet bana sarıldı sıkıca. Ve gözlerimd baktı. "Tekrardan teşekkür ederiz." diyerek odadan çıktı. Üstümü değiştirip yatağa girdim. Tam gözlerim kapanacakken bir ağlama sesi duydum. Yataktan kalkıp şalımı kafama dolamıştım ve demetin üzerime verdiği uzun hırkayı giymiştim. Kapıyı açıp koridorda dolaşıyordum. Sesin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Kapıyı açtığımda, demetin kucağındaydı, bu selimdi. Demet beni fark etmemişti. Kapıyı hafifçe örtüp, odama geri döndüm. Musab yatağımdaydı. Kaşlarımı çattım. "Ne işin var burda." Musab yatakta doğruldu. "Konuşmak istiyorum,dilay." Ayakta durmuş onun diyeceklerini bekliyordum. "Bak dilay, iki gün sonra ayrı eve çıkıcaz. Sen ben birde selim olucak. Bak bu bir anlaşmalı evlilik senden istediğim sadece selime bakman. Birbirmize karışmayacağız tamam mı?" Kafamı olumluca salladım. "Peki." Musab kaşlarını çattı. "Bu kadar basit olacağını düşünmemiştim." Gözlerimi devirdim. "Ne dememi bekliyordun. Dediklerinde haklısın. Neyse şimdi odamdan çık ve bende uyuyum." Kafasını olumluca salladı. "İyi geceler." Burukça güldüm. Musab odadan çıkınca kapıyı kitledim. Ve yatağa girip kendimi uykuya teslim ettim.

Sabah sıcacık yatağımdan kalkıp, dün ki üzerime giydiğim elbiseyi tekrar giydim. Ve odadan çıktım. Merdivenlerden inerken ayağım takılmıştı. Tam düşüyordum ki. Arkadan biri belime sarılmıştı. Hemen geri çekildim. "Dikkat et." Musaba teşekkür etmeden hızlıca salona doğru yürüdüm. Herkes burdaydı. Kadının biri bana gelip sıkıca sarıldı. "Eltim, nasılsın?" Kaşlarımı çattım. "İyiyim siz." Kadın kahkaha attı. "Ben pervin. Musabın yengesiyim. Bu da eşim ahmet." Tebessüm ettim. "Memnun oldum." Kadın koluma girdi. "Oğlun nerde?" Musab kolumdan tuttu. "Hayatım bir gelsene." Mutfağa gelmiştik. Hizmetliler mutfaktan çıkmıştı. "Yengem gerçekleri bilmiyor, abimde öyle. O yüzden ağızından birşey kaçırma olur mu?" Kaşlarımı çattım. "Ama onlarda ailen sayılır neden onlar bilmiyorlar." Musab ellerini birbirine doladı. "Güvenmiyoruzda ondan." Kafamı olumluca salladım. "Hadi gidelim." Mutfaktan çıkıp, salona yürümüştük. Demet selimle birlikte aşağıya iniyordu. "Almak ister misin?" Selime bakmadan cevap vermiştim. "İstemiyorum." dedim ve salona yürüdüm. Pervin yanımdan geçerek selimi kucağına aldı. "Sana hiç benzemiyor dilay." Güldüm. "Babasına çekmiş, işte." Musaba baktığımda gülmemişti,bile. "Bana değil annesine benziyor." Kaşlarımı çattım. Burda lafı bana değil selimin gerçek öz annesineydi. Masaya oturup, kahvaltımızı yapmaya başlamıştık. Pervinin bakışlarını üstümde hissediyordum. "Kaç aylık?" Musaba bakmıştım. Demet bizden önce cevap vermişti. "Altı aylık." zoraki güldüm. "Ay demet sana sormadım ki annesine sordum." Pervine sırıtarak baktım. "Ha ben cevaplamışım ha halası ne fark eder." Anladığım kadarıyla bu kadından baya çekicektim. En azından hemen ayrı eve çıkacaktık. Musab bana dönmüştü. "Bugün selim annemgilde dursun bizde eve bakmaya çıkalım." Ben daha birşey diyemeden pervin araya girdi. "Musab inanmıyorum. Ne ayrı evi beraber kalalım işte." Musab güldü. "Ya yenge merak etme. Burda da kalırız ama bir ayrı evimiz olsun." Kadın kafasını olumluca salladı. Kahvaltımızı yaptıktan sonra, musab beni kendi evime getirmişti. İçeriye girdiğimde tüm mahalledeki kadınlar vardı. Olduğum yerde dona kalmıştım. "Gelin kızda geldi." Ablam yanıma gelip, sıkıca sarıldı. "Duyumlarıma göre vaktimiz az. Hızlı ol, Dilay." Ablam kolumdan çekiştirip, odama götürmüştü. Elindekileri uzattı. "Hafi giy." Elimdekileri yere attım. "Ne giymesi abla ne giymesi. Zorla evleniyorum ve zorla kına gecesi yapıyorsunuz. Neden seni değilde beni seçti
bu güzel ailem." Ablam ağlamaya başladı. "Çünkü kısır bir gelin istemezler,dilay. Dul bşr gelin istemezler, dilay. Anladın mı neden beni değilde seni seçtiklerini." Ablamın gözlerinin içine baktım. "Özür dilerim, abla." Ablam elinin tersiyle göz yaşlarını sildi. "Beni kırma hadi." Yerdeki kıyafetleri aldım ve üstüme giydim. Ablam güzelce makyaj yapmıştı. Onu kıramamıştım. İçeriye girdiğimizde herkes alkışlıyordu, bir sandalye otutturdular. Ve hepsi birden türküyü söylemeye başladı. Ağlamaya başlamıştım. Dudaklarımı ısırıyordum. Ablam elime güzelce kınayı sürmüştü ve beni alnımdan öptü. Oyun havası açıp, oynamaya başladılar. Ablam zorla benide oynatıyordu. Annem misafirlerle ilgileniyordu. Bende artık daha fazla ayakta durmaya mecalim kalmamıştı ve boş yer bulup, oturdum. Zaman hızlı geçiyordu, misafirlerin bir çoğu gitmişti. Ablam artık en sona kalan misafirleri güzelce evden kovmuştu. Onun bu haline gülmüştüm. Banyoya gidip, kınalı olan elimi yıkadım. Ve hemen duşa girmiştim. Güzelce duşumu alıp, çıkmıştım. Odaya girip, üstümü giyinmiştim. Saçlarımı taramadan direk topladım ve şalımı bağladım. Odadan çıktığımda musabı görmüştüm. Yanında birde imam vardı. "İmam nihakınızı kıyalım dimi." Annem yine uyanıklık etmişti. Musabın yanına oturdum ve imam nikahımızı kıymaya başlamıştı...

AŞK-I MUAMMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin