Hasbelkader

3.6K 136 16
                                    


Yatakta bir taraftan diğer tarafa atıyor, sinirden uyuyamıyordum. Gözlerimi sıkıca kapadım. Derin bir nefes aldım. "Uyu artık  ." Gözlerimi devirdim. "Abla sanane." Ablam kafama yastık fırtlatmıştı. "Düzgün konuş benimle." Onun ağızına ökelenerek taklitini yaptım. "Uykum yok abla." Ablam yataktan kalkıp, yanıma geldi. "Neyin var?" Dudağımı ısırdım. "Abla, resmen beni çocuklu bir adamla evlendiriyorlar." Ablam bana sıkıca sarıldı. "Babama birşey diyemeyiz." Kafamı olumluca salladım. "Benim için çok zor olucak." Ablam derin nefes aldı. "Bak benim gamzeli kardeşim, haklısın.  Ama o bebeğinde annesi ortalıkta yok. Bir konuda şansız olabilirsin ama rahat ediceksin dilay. Bana inan." Yataktan hışımla kalktım. "Parasında değilim. İsterse çöpcü olsun isterse müdür ama benim için önemli olan beni seven birisiyle evlenmek istiyordum, abla. Bana değer veren. Ama ben tanımadığım daha yüz yüze oturup konuşmadığım bir insanla evlenicem." Gözyaşlarımı elimin tersiyle sildim. Ablam yanıma geldi. "Bu konuda yardımcı olamıyorum, dilay özür dillerim." Ablama zoraki güldüm. "İyi geceler, abla."  Yatağa girip, yorganı üstüme çektim. Gözlerimi kapatıp, kendimi uykuya teslim ettim...

"Dilay!"

"Beş dakika daha anne."

"Kızım uyan uyan."

Gözlerimi açıp, anneme sertçe baktım. "Evde son günlerim zaten bırakta biraz daha uyuyum." Annem bakışlarını çevirdi. "Peki kızım.." diyerek odadan çıktı. Derin nefes aldım. Dayan dilay dayan. Herkese karşı güçlü dur. Üzüntünü belli etme. Yataktan çıkıp, banyoya girdim. Kısa bir duş aldıktan sonra banyodan çıktım. Üstümü giyindim. "Anne!" Diye bağırdım. Annem yanıma geldi. "Ne oldu?" Elimdeki tarağı anneme uzattım. "Saçımı tarar mısın?" Annem tebessüm etti. "Tabi kızım." Annem yatağa oturdu bende yere oturdum. Sırtımı yatağa dayamıştım. Annem saçlarımı yavaşça tarıyordu. Ağladığını biliyordum. Bende göz yaşlarımın akmasına izin verdim. "Bugün damat tarafına yemeğe gidicez." Kafamı sadece olumluca salladım. Kapı sertçe açılmıştı. Ablam elindeki poşetlerle içeri zor girdi. Ağlamamın yerine gülme tutmuştu. "Bunlar ne?" Ablam poşetteki eşyaları gösteriyordu. "Kınan için alışveriş yaptım, madem düğün olmuyacak kına yapalım bari dimi." Gülmüştüm. "Sonuçta istemiyorum o yüzden yapmasanızda olur." Ablam kaşlarını çattı. "Sen sus. Büyüklerin var burda." Annem saçıma öpücük kondurmuştu. "Ablan haklı kızım." Kafamı olumluca salladım. Ve onların yalnız konuşması için odadan çıktım. Mutfağa gidip, bir kaç şey atıştırdım. Kafama yemeniyi örtülkten sonra balkona çamaşır asmaya çıktım. O sırada karşı binadan emine teyze çıktı. Gözlerimi devirdim. "Hayırlı olsun,dilay evleniyor musun?" Zoraki tebessüm ettim. "Ya evleniyorum." Emine teyze beni süzdü. "Bizi düğüne davet etmiyecek misin?" Ablam yanıma gelmişti. "Kınaya gelin, emine teyze siz. Düğün sadece aile yakınları ile olucak." Emine teyze suratını büzdü. "Kalbimi kırdın, merve. Ben aileden sayılmazmıyım." Ablam derin bir nefes aldı. Ablamın konuşmasına fırsat vermeden araya girdim. "Kan bağı olan kişiler gelicek. Ben sana düğünden videolar atarım." diyerek balkondan içeri girdim. Ablamda arkadan geliyordu. "Hadi hazırlanalım, dilay." Kafamı olumluca salladım. "Ney giymeliyimSen , sence?" Ablama kafamı çevirdim. "Bilmem ki." dolabın karşısında ikimizde öylece duruyorduk. Ben en sonunda kararımı vermiştim. Siyah ince bir elbise üstünde çiçek desenleri vardı. Onu üstüme geçirdim. Bordo şalımıda yaptıktan sonra hazırdım. Aynada kendime baktığımda solgun görünüyordum.  "Makyaj yapmıyacak mısın?" Kafamı olumsuzca salladım. "Gerek yok." Ablam dudaklarını birbirine bastırdı. "Peki dilay." Ablam benden daha hevesliydi. Makyajına kadar yapmıştı, süslenmişti. Babam gelince arabaya binip, yola koyulduk. Babamın suratına dahi bakmıyordum. Bakasım gelmiyordu. Yakşalık bir buçuk saat yolcuğun sonunda evleneceğim adamın evine varmıştık. Kapıda durmuş,bekliyorduk. Ponçik bir teyze kapıyı açmıştı. Tebessüm ettim. Oda bana bakarak tebessüm etti. İçeri girdiğimizde ablama bakıyorlardı. "Gelin kızımızda pek güzelmiş." Ablama bakarak güldüm. "Ben gelininiz değilim, küçük kardeşim dilay." Ablam parmağıyla beni gösterdi. Merdivenlerden ses gelince Kafamı oraya çevirdim. Kalbimin bu hızlı atışı gözlerimi kapatıp, açtım. Hemen yere çevirdim. "Hoşgeldiniz, ben musab." Babam yanına gitti. "Bizim damat bu da." Musabın gözlerini
üzerimde hissedebiliyordum. "İçeri geçelim, o zaman." Herkes salona doğru yürüyordu. Gözlerimle etrafa baktığımda, güzel bir evdi. Sade ve şıktı. Koltuğa geçip, oturmuştuk. "Biliyorsunuz düğün olmasını istemiyoruz." Bakışlarımı orta yaşlı kadına çevirmiştim. Sanırsam musabın annesiydi. "Bizim için sıkıntı yok." Babama gözlerimi devirdim. Bakışlarını bana çevirdiler. "Benim içinde bir sıkıntı yok." Ablam kolumu cimciklemişti. Suratımı buruşturdum. Sertçe ona baktım. "Ve birşey söylemek istiyoruz." Bakışalırımızı annesine çevirmiştik. Musab yerinden kalmıştı ve içeri gitmişti. Annesi arkasından bakmıştı ve tekrardan bakışlarını bize çevirdi. "Dilay selimin annesi sensin. Yani musabla senin çocuğun." Kaşlarımı çattım. "Demek istediğim bizim çevremiz o çocuğu senden biliyor. Musabla sevgiliydin birşeyler yaşadınız ve ona söylemedin hamile olduğunu. Sonradan bakıcak durumun olmadı ve bize getirdin." Ayağa kalkıp, annesini alkışlamaya başladım. "Mükemmel bir hikaye. Tebrik ediyorum." Babam bana sertçe baktı. "Dilay sus!" Gözlerimden yaşlar akıyordu. "Bakın hanımefendi ben bu yaşıma kadar edebimle yaşadım. Elime bir erkek eli bile değmemişken bana bu damgayı atamazsınız. Gidin kendinize başka bir kız bulun. Ben bunu kaldıramam." Arkamı hızlıca döndüm ve musabla göz göze geldim. Hızlıca dışarı koştum. Ağlıyordum gökyüzüde benimle birlikte ağlıyordu. "Özür dilerim." Zoraki güldüm. "Neyin özrü bu anne neyin." Babam hızlıca yanıma gelip tokadı yapıştırdı. Kafam yana dönmüştü. Dudağımda acı bir tat hissetmiştim. "Evleneceksin dilay." Babam karşı çıktım. "Ev len mi yo rum." Babam yanıma yaklaştı. "Dilay evlen lütfen." Babamı çaresizce gördüm. Annem araya girdi. "Kızım özür dilleriz. Ama baban gitti borç üstüne borç yaptı. O yüzden yardımcı ol bize." Sinirle bağırdım. "Borçunuzu ödemek için beni sattınız öyle mi? İstediğiniz gibi olsun." diyerek. Onların suratına bakmadan. Musaba doğru yürüdüm. Ailesi ile bizi izliyordu. "Seninle evlenmeye hazırım." Musab bakışlarını benden ayırmadı. Sessiz bir şekilde bana baktı, ve ağızından şu kelimeler döküldü. "Teşekkür ederim,dilay."

AŞK-I MUAMMA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin