Aptal

49 5 3
                                    

Derin bir karanlık, sokak lambalarıyla aydınlanıyor etraf. Yol kenarında uzayan ağaçlar. Issız bir yol , upuzun git git bitmeyen. Sessizliğiyle huzura boğan. Ruhu ferahlatan. Zeynep'in hayatı da böyle işte. Çevresinde kimse yok. Yolun sonu görünmüyor ama aynı karanlıkta devam ediyor. Karanlığından çekip kurtulursa bir gün etraf mı aydınlanır? Ölüm mü yaklaşır?

*****
Aşağıdan sesler geliyordu ama bakmak istemiyordum. Zorlayarak gözlerimi açtım. Kapıyı resmen alacaklı gibi çalıyorlardı. Terliklerimi giyip rahat halimle aşağıya indim delikten baktım. Gözlerim açıldı o an. Bu manyağın ne işi var burda. Nerden biliyordu bu Arda benim evimi. Belki açmazsam giderdi. En iyisi biraz beklemekti. Yaklaşık 5 dakika sonra kapıyı çalmayı bıraktı. Bende huzurla mutfağa gittim. Bir şeyler atıştırsam iyi olacaktı. Aç ayılığımı konuşturup mutfağı talan etmem 1 saat sürmüştü. Annem nerede kaldı ya. Onu da arasam iyi olacaktı. Yine her zamanki saçma yürüyüşümle odama çıktım. Telefonumu alınca bir numaradan mesaj geldiğini farkettim. Kimdi ki bu numara.
0556*******
"Kapıyı aç. "
"Kızım aç şu kapıyı "

Ne diyor ya bu? Benim numaramı nerden buldu? Kafamda deli sorular. "Kızım sen salaksın. " Başlıyoruz yine. Hoşgeldin iç ses bir sen eksiktin. Gel sen de gel. Kafamı hızla iki yana sallayıp kendime geldim. Telefonumu da alıp aşağıya indim. Pencereleri kontrol etmeye başladım. Açık yoktu ama pencerenin kenarında oturan bir Arda fark etmiştim. Kendimi çizgi film de gibi hissetmiştim. Bir kedi gördüm sanki. Ay ben ne düşünüyorum yine. Anahtarımı alıp kapıyı açıp evden çıktım. Bahçenin arka tarafına doğru ilerlemeye başladım. "Arda" Kafasını bana doğru çevirdi. Hızla ayağa kalkıp yanıma geldi." Mesajlarıma neden cevap vermiyorsun? " diye bağırdı. Yok yok bayağı kükredi. Allahım bu ne ya? Nerden geliyor bu hak buna. Sabırla gözlerimi yumup sakin bir ses tonuyla "Ne istiyorsun benden? Ne yapmaya çalışıyorsun? Bunları sorma hakkı sana nerden geliyor ? Sen beni nerden tanıyorsun? Sen ne yaşıyorsun? " Sonlara doğru sesim yükselmeye başlamıştı. Sabır da bir yere kadar. " Seninle bir derdim yok. Annen annemi aramış. Sana bakmamı istemiş. Numaranı da anneme vermiş. Sen telefonlarını açmayınca merak etmiş kadın. Ben de sana mesaj attım. Kapıyı çaldım. Şimdi de son çare pencerelere bakıyordum. Meraklı değiliz sana." Nasıl ya annem ne ara komşularla tanıştı. Bu çocuk niye benim komşum? "Kusura bakma ben öyle mesaj felan da atınca sinirlendim biraz." Çocuğa da rezil olmuştum neyse olan oldu artık. "Bana baktığına göre eve gidebilirsin. Kusura bakma tekrardan." Arkamı dönüp eve doğru yürümeye başladım. Eve girdim. Annemi aradım. Kısa bir konuşma yaptık. Bugün eve gelemeyeceklerini söylediler. Beni evde asla tek bırakmazlardı. Bir sorun vardı herhalde. Fazla düşünmeden sıcacık yatağıma girdim. Kapadım gözlerimi sessizliği dinledim. Huzuru buldum. Mutlulukla doldum. Kafiye yaptım lan . Neyse işte sonra zıbardım.

SABAH

8.alarmı kapatıp küfrederek kalktım. Neden ben 1.alarmda uyanamıyorum. Telefonu elime aldım. Kalan 5 alarmı sildim. Evet tam 13 alarmım var. Beşer dakika arayla çalıyorlar. Evet uyku aşığıyım. Evet biliyorum tamam. "Allah akıl fikir versin." Hoşgelmedin iç ses. Yine saçma düşüncelere daldım gittim. Sürünerek yataktan indim demek isterdim ama süründüğüm için inemedim ve mükemmel bir düşüş sergiledim. Sabah sabah oyalanmıştım yine. Hazırlanıp, bir şeyler atıştırıp çıktım evden. Sabah sabah koşmak iyi gelir mi acaba? Bence gelir. Sokakta deli danalar gibi koşmaya başladım. İnsanlar mükemmel bir asillikle ve tempoyla koşarken ben bir hızlanıp bir yavaşlıyordum. Sonuç olarak ufak çaplı bir kalp krizi geçirdim. Biraz soluklandıktan sonra okula doğru yürümeye başladım. Bugün erken çıkmıştım. Koştuğum için de okula erken gelmiştim. Çantamı boş bir sıraya koyduktan sonra okulun etrafını gezmeye başladım. Köşe de bir yer vardı. Sanki okulun çıkışındaydı. Yavaşça oraya yaklaştım. Aslında yavaş değil ama.. Neyse yine saçmalamayayım. Köşenin çaprazında okuldan çıkmak için demirler vardı. Demirlerin arkasında toprak düz bir arazi ve onun aşağı kısmı da engebelli bir yol. Bu okul nasıl bir yere yapılmış ya. Okuldan çıkıp engebelli yolda dikkatlice yürümeye başladım. Biraz aşağı indikten sonra arkamı dönüp yukarı çıkıyordum ama köşede bir şey vardı. Ah bu köşeler beni niye kendilerine çekerler. Adımlarımı hızlandırıp o köşeye geçtim. Bir ağaç var tam köşenin önünde yan tarafa geçmek zor ağaç ve taşın arasından geçmek gerekiyor dikkatlice taşa çıkıp karşıya geçtim ve minik bir çukur vardı. Çukurun içine girdim. Çok rahattı kimsenin göremeyeceği bir yer. Burayı çok sevmiştim. Biraz daha oturduktan sonra ağacın orda bir hareketlenme hissettim. Ve bilin bakalım kim? Arda. Beni görünce şaşırdı ama tepki vermeden yanıma geldi. "Sen de iyi alıştın benim bulunduğum ortamlara gelmeye." Yine saçmalamaya başlamıştı Arda. " Ne alakası var? Ben senden önce geldim." Güldü. Gülüşü güzeldi. Çok güzeldi. Ne diyorum ben. Çocuk ne diyor ben ne düşünüyorum. "Ben burayı senden önce keşfettim. Kabul et Zeynep birbirimize çekiliyoruz. " Dedi ünlü düşünür Arda." Aptal niye birbirimize çekilelim. Neyse sana iyi günler. Ben gidiyorum. " Bir şey söylemesine fırsat vermeden ordan ayrıldım demek isterdim ama yine diyemiyorum. Ayağımın takılmasıyla Arda'nın üzerine uçmam bir oldu. Evet düşmedim. Uçtum. Arda sımsıkı tuttu beni. Bir süre sonra, " İyi misin?" Dedi. " Ee-evet iyiyim. Kusura bakma. Görüşürüz."Dedim ve bu sefer bir kaza yaşamadan üzerinden kalkıp sınıfa ilerledim. Okul boş geçmişti. Arda bir şey dememişti sonra ben de dün oturduğum kızla oturmuştum. Adı Aslıydı. İyi bir kıza benziyordu ama çok konuşmamıştık. Son derste bitince okuldan çıkmıştım. Müzik dinleyerek eve doğru yürüyordum. Birden omzuma biri vurdu. Arkamı dönüp yine Arda olmasını beklerken şokla gözlerimi açtım. Ne işi vardı bunun burada?

******

ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin