5.Bölüm

25 2 0
                                    

En özeli nedir sizce? İlk öpücük, ilk sarılma, ilk buluşma... Bence en özeli ilk bakışma. Gözleriniz çatışırken göz bebeklerinin büyümesi, gözlerin içindeki o parıltı, seni içine hapseden bir derinliğin olduğu bakışma.

*******

"Dıııttttt! Dııııtttttt!"
Lanet alarm kafamın içinde ötüyor gibiydi. Alarmı kapatırken bile gözlerimi açamıyordum. Çok yorgundum ve kafam çatlıyordu. Ne olmuştu bana. Zorla doğrulup dün geceyi düşünmeye başladım. Ah tabi ya salak kuzenime uyarak bara gitmiştik ve o da abiliğini konuşturarak içmeme izin vermişti ve kendine kızlar bulup onlarla takılmıştı. İnsan biraz mantıklı olur be Mert. Bana bu yaşta içki de içirdin ya hakkını ödeyemem. Söylenerek yataktan kalktım. Mert'in yanına gittim. Huzurlu huzurlu yatıyordu ta ki sehpanın üzerindeki suyu suratına çarpana kadar. Ani bir sıçramayla uyandı ve korku dolu gözlerle bana baktı. Gülmemek için kendimi sıkıyordum çünkü ona sinirliydim eğer şimdi gülersem yüz bulacaktı. Kaşlarımı çatarak ona baktım." Mert sen salak mısın? Ne diye içmeme izin veriyorsun. Ay bir de dün gece gidip kızlarla takıldın. İnanamıyorum sana Mert. Başım çok ağrıyor. Bir daha seni dinlemeyeceğim görürsün sen. Eğlenelim dedik. Sen ya, bokunu çıkardın. Ben bu kafayla nasıl okula gidicem? Of Mert offf!" Bu kadar konuşmayı tek nefeste yaptığım için derin bir nefes aldım. Mert şaşkın bakışlarını bana atarak konuşmaya başladı. " Kızım ne taramalıya bağladın? Bi dur soluklan. Ne abarttın be! Alt tarafı biraz dağıttık dün. Ne olacak? Sağ salim geldik işte eve. Okula da gitmezsin. Bir günden ölmedin ya. Hem bugünde vakit geçiririz zaten. Teyzemler yarın gelecekler." Sabırla yukarı bakıp tekrar Mert'e döndüm. " Bak hala vakit geçiririz diyor! Kendine gel Mert" "Ya bak yine sinirlendin. Vallaha bu sefer düzgün şeyler yaparız. Vakit geçiririz dışarıda. Hadi be kızım ek bugün okulu." Bana masum ve tatlı olduğunu düşündüğü bakışlarından atmaya başlayınca dayanamayıp güldüm. " Şebeğim benim. Tamam be seni mi kıracam. Gitmem okula." Gülümsemeye başlayıp geri yatağına yattı. "Hadi bana kahvaltı hazırla. Açım kadın açım. " Göz devirip onu bu hayallerinden vazgeçirecek 3 harfli o kelimeyi söyledim. " Nah!" Ardından sırıtıp onu yataktan kaldırdıktan sonra sarılıp "İyiki varsın." Diye mırıldandım. Niye duygusala bağladığını bilmiyorum ama içimden gelmişti işte. " Kuzucuk bir sorun yok demi?" Gülümseyerek ondan ayrıldım. " Yok sadece içimden geldi. " " Sende iyiki varsın güzelim." Deyip sıkıca bana sarıldı. Sanırım bu sarılma bitmeyecekti. Ellerimi göğsüne koyup onu ittirdim." Yeter bu kadar duygusallık!" Gülerek, " Bence de." Birlikte mutfağa ilerledik. Ne yiyebileceğimize bakarken evde bir şey kalmadığını farkettim. "Sanırım aç kaldık. " Mert bakışlarını bana odaklayıp onaylamaz bakışlar yolladı. " Mert varsa orda, aç kalınmaz burda. " Göz devirsem de dayanamayıp kahkahayı bastım. Söylediği şeyin hem kafiyeli hem de saçma olması komiğime gitmişti. " Hazırlan dışarda yiyelim. " Deyip ayaklandı. Ahh benim kahramanım. Yanına gidip yanağına öpücük kondurdum. " Adamsın abim benim." Gülerek, " Yalakalık yapma da hazırlan. Açım ben. " Bu laflarının üzerine odama hızlıca gidip fazla kısa olmayan bir elbise giyip, hafif ruj ve rimel sürüp, bileklik takıp, son olarak yanıma bir çanta almıştım. Hızla aşağıya inerken Mert'in hazır olduğunu gördüm. Ayakkabılarımızı giydikten sonra evden çıktık. Gözüm yan bahçedeki Ardaya takılmıştı.Okul formasını giymiş elinde telefon yürüyordu. Bir süre sonra kafasını kaldırıp bana baktı. Onu incelerken yakalanmanın verdiği utançla önüme döndüm. Okul formasıyla bile ilgi çekici gözüküyordu. Ne diyordum yine ben. Kafamı iki yana sallayarak düşüncelerimden kurtuldum. Hızlanarak benden birazcık uzaklaşmış olan Mert'in yanına adımladım. " Eee ne yapıyoruz bugün?" Düşünür gibi yaptı ve sonra kafasını bana çevirdi. " Bence avmye gidelim. Sinemaya felan gideriz." Ona hızla kafamı çevirip konuşmaya başladım." Saçmalama Mert şurda vakit geçirecez bula bula bunu mu buldun yani." " Neden öyle diyorsun? Ne yapalım hem?" Biraz düşündükten sonra ona döndüm." Filmi her zaman izleriz. Aslında benim aklımda bir şey var. Buraları pek bilmiyorum ama biraz zorlarsam bulabileceğim bir yer var. Oraya gideceğiz seninle. Bence eğlenceli olacak." "Aklından ne geçiyor yine?" Gülümseyerek " Kahvaltıda anlatırım." Biraz daha yürüdükten sonra Mert beni bir yere getirmişti. Güzelce kahvaltı yaptıktan sonra yavaşça yürümeye başladık. Acaba hangi yoldan geçmemiz gerekiyordu. Geçen gün markete doğru ilerlerken sokakları gezmeye başlamıştım ve grafiti yapabileceğimiz mükemmel bir duvar görmüştüm. Öncelikle gidip sprey boya almalıydık. Sonra da o markete doğru gidip yolu bulmalıydım. Kafamı Mert'e çevirdim. "Sprey boya almalıyız. Sonra grafiti yapıcaz. " Dedim gülerek. "Grafiti mi? Bunu mu buldun? Kızım ya. Ne grafitisi? Ben resim mi çiziyorum?" Mert'e kızgın bakışlarımı atarak yürümeye devam ettim. "Çok konuşma Mert! En azından düzgün bir fikrim var. Hem sende adını felan yazarsın. Bir şeyler yaparsın işte. " Mert bana baktı ve sonra konuşmaya başladı. "O zaman sonra da benim istediğim şeyi yapacaz." Göz devirerek Mert'e döndüm. " Neymiş bakalım o isteğin?"  Gidince görürsün." Deyip sırıtmaya başladı... Duvarı bulmuştum. Bir ara sokağın sonundaydı. Başka yazı ve resimler de vardı. Mert boya da almıştı. Niye aldığını sorduğumda söylememişti. Mert'e baktığımda gülmeye başladı. Bakalım aklında ne vardı. Sprey boyalardan birini uzattı. Kırmızı, mavi, siyah ve beyaz renkte sprey boyalar almıştık. Birde sarı renkte boya. Spreylerle duvarda resim çizmeye başladım. Kafamı Mert'e çevirip onun ne yaptığına baktım. O da bir şeyler çizmeye çalışıyordu. Gülerek ona baktım. O da bana bakıp gülmeye başladı. Deli gibi birbirimize bakıp gülüyorduk. Yaklaşık 1 saat kadar resimler yaptık. Güldük, eğlendik. Okulu ektiğime çok seviniyordum. "Artık benim istediğimi   yapalım. " Diye mırıldandı Mert. Doğru ya bir de Mert'in istediğini yapacaktır. Devam etmesini söylercesine kafamı salladım. "Üstündekileri ne kadar seviyorsun?" Dedi. Ne diyor bu çocuk ya."Ne alaka?" Sırıtmaya başlayıp " Söyle işte" Dedi. Gözlerimi devirip, "Ben tüm kıyafetlerimi severim. Niye soruyosun ya." Konuşurken bir yandan da yürüyorduk. Şuan boş bir ara sokaktaydık. Mert bana bakıp bu seferde kahkaha atmaya başladı. Aklından ne geçiyordu acaba. Sonra özür dilerim diye mırıldandı. Kafamı ona döndürürken, kafamdan aşağıya boşalan sarı boyayla çığlığı bastım. Çığlığım boş sokakta yankılanırken Mert kendini yere atmış gülüyordu. Anırmak demek daha doğru ama neyse. Sinirle ona doğru yürüdüm. Ayağa kalkmaya çalıştı ama o kadar şiddetli gülüyordu ki kalkamadı bir türlü. Dayanamadım bende kahkaha atmaya başladım. Sonra da onun yanına oturdum. Üzerimden aldığım boyayla yanağına kalp çizdim. Sonra gülmem daha da şiddetlendi. Mert bana kızgınlıkla bakıp, " Biliyorum bana aşıksın ve kızların dikkatini çekmemi istemiyorsun ama niye  karizmamı yerle bir ediyorsun. Benim için sadece sen varsın güzelim." Gülerek ona baktım. "Ah yakışıklı prensim. Beni onure ettiniz. Aşkımdan ölüyordum. Sizin için özel olmak beni pek gururlandırdı." Mertle tekrar gülmeye başladık. Ayaklanıp eve doğru gitmeye başladık. Eve gidince duş alıp kendimi koltuğa fırlattım. Bir süre sonra Mert de yanıma geldi. Mal mal bakıştıktan sonra ona dönüp, " Ben çok açım. " Dedim. Gülmeye başladı."Sen hep açsın. Seni alana üzülüyorum. Doyuramaz seni." Dedi. Göz devirip ona döndüm. "Hadi kalk yemek yap açım ben. " "Şaka demi?" "Hayır Mert ciddiyim. Hadi!" Mert kahkaha attı. Sonra ciddiyetle bana döndü. "Hazırlan pikaçu yemeğe gidiyoruz." Gülümseyip yukarı uçtum. Hızlıca hazırlandıktan sonra evden çıktık. "Nereye gidiyoruz?" "Bence pizza gömelim." Mantıklıydı aslında. Pizza severdim."Bana uyar. Gömelim pizzaları." Mert beni kendine çekip yürümeye devam etti. Bende gülümseyip ona yaslandım. Mert benim için her zaman çok değerliydi. Çocukluğumdu , abimdi. Pizzacıya geldiğimizde açlıkla gözlerim büyüdü.  İçeri girip bir masada oturduk. Pizza siparişlerimizi verdik ve şuan hunharca pizza yiyoruz. Pizzamı yerken telefonum çalmaya başlamıştı. Yemek yerken aramasınlar beni be." Kim bu densiz?" Diye söylenmeye başladım. Çantamdan telefonumu çıkardım. Annem arıyordu. Gülümseyip, sevecen ses tonuyla açtım telefonu. "Efendim annelerin gülü." Karşıdan gelen sesle donakaldım.

*******
Spoi,
Sonraki bölümde biraz ortalık karışacak.
Dramatik ve kısa bir bölüm gelecek.

ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin