7.BÖLÜM

15 2 0
                                    

Arda'nın saçma sarılması ve sonrasında gelen resmimizle kafam karışmıştı. Bana sarıldıktan sonra özür de dilemişti. Fotoğrafı o ayarlamamıştır değil mi? Yok ya o kadar yanımda durdu çocuk. Saçma bir mesajla bana bu fotoğrafı gönderip beni üzmezdi. Umarım. Telefona tekrar bakarak mesajı tekrar okudum. "Ailen öldü ama sen hala bahçede aşk yaşıyorsun. NASIL BİR KIZ OLDUĞUNU BELLİ ETTİN. ÖLEN AİLENE ACIYORUM!!" Ya sabır! Telefonu cebime koyarak eve adımlamaya başladım. Ardayla konuşmam gerekiyordu. Eve girince odalara bakmaya başladım. Teyzem beni görünce yanıma geldi. "Ne arıyorsun kuzum?" Aklıma yeşilçam geldi. Ne alaka lan. Neyse,"Arda nerde teyze?" Teyzem merdivenlere ilerleyerek,"Eve gitti." Dedi. Ben çıkıyorum diyerek hızla yanından geçtim ve kapıya çıkıp terliklerimi giydim. Yan bahçeye geçince gerilmiştim. Kapılarını tıklatıp beklemeye başladım. Annesi güler yüzle kapıyı açınca içim ısınmıştı. Ne tatlı kadındı ya. Arda da biraz annesine benzese iyiydi. "Zeynep kızım, hoşgeldin." Çekinerek baktıktan sonra konuşmaya başladım. "Ardayla konuşabilir miyim? Okulla ilgili bir şey soracaktım." Arda birden annesinin arkasında belirdi. "İçeri gel. İçerde konuşuruz. " Kafamı onaylarcasına sallayıp annesine gülümsedim. Odasına girdiğimizde telefonu açıp fotoğrafı gösterdim. "Bu ne?" Güldüm. "Burdan bakınca sarılırken çekilen fotoğrafımız ve aptal bi mesaj gözüküyor. Ordan nasıl duruyor?" Arda sinirle telefonu elimden çekti. "Sen etrafta birini gördün mü? " Kafamı olumsuz anlamda salladım. Bana baktı. Sonra tekrar telefona baktı. "Buraya yeni taşındınız. Kim neden böyle bir şey yapıp senle uğraşır anlamıyorum." "Bende anlamıyorum. Ha bi de sen neden benden özür diledin?" Arda bana bakarak kafasını kaşıdı. "Sana öyle iznin olmadan sarılınca kendimi kötü hissettim." Gülümseyerek ona baktım. Ben de ne düşünmüştüm çocuk hakkında. Kıt kafalı zeyno. "Kendini kötü hissetme. Dostça bir sarılmaydı zaten. " Dost lafını duyan Arda tek kaşını kaldırmış bana bakıyordu. "Ne, neden öyle bakıyorsun? Dost değil miyiz?" Arda bakışlarını devam ettirerek konuşmaya başladı."Dost? Ha tabi ya dostuz. Başka ne olacağız? Arkadaşım zeyno." Arkadaşım zeyno demesine gülmeye başladım. Bu çocuk ne yaşıyordu? Gülmemi gören Arda merakla bana baktı. "Neden gülüyorsun? Söyle bende güleyim." Aklıma direk komik bir şey varsa söyleyin biz de gülelim diyen gıcık hocalar geldi. Ardaya açıklama gereği duyarak bakarken gülmemi durdurmaya çalışıyordum. Çünkü gülerken konuşunca mutasyona uğramış fil gibi sesler çıkıyordu. "Hocalara bağlama Arda. Arkadaşım zeyno diyince, arkadaşım eşek aklıma geldi. Ona güldüm. " Arda da gülerek melodiyle şarkıyı söylemeye başladı. "Arkadaşım zey, arkadaşım nep, arkadaşım zeyneppp. " Kulaklarımın kanaması sonucu Ardaya şirince söylendim. Umarım şirinimdir. "Kulaklarımızın pasını sildin Arda. Sağol yeterli bu kadar." Arda kaşlarını  çatarak baktı. "Sesin bok gibi desen daha az koyardı. Ne diye lafı dolandırıyorsun?" Gülmeye başladım her zamanki gibi. "Öyle deme ya. O kadar da bok değil. Yalnız bir şey sorucam. Arkadaşım eşek şarkısını zeynep diye coverlayıp o sesle söyledin ya. Helal!" Arda: "Tabi kızım. Ne sandın?" Diyince gülümseyerek ona baktım. Sonra klasik lafımı söyledim. "Allah akıl fikir, akıl ve fikir, akıl fikir ve mantık, akıl fikir mantık ve zeka versin. Amin. Cümlemize." Arda benim farklı bir melodi katarak söylediğim bu saçma klasik sözüme bir kahkaha patlatmıştı. Biraz saçma olabilirdi belki ama sonuçta benim lafim ne bekliyordu. "Kızım nasıl bir kafan var?" Göz devirip ona baktım. "Ne varmış kafamda? Hem sen niye bu kadar güldün? Yani lafi ben söylüyorum. Mantıklı olması beklenemezdi." Arda onaylamaz bakışlar atıp "Kendine haksızlık etme. O ka... ya da yok lan doğru söylüyorsun. Sen ve mantık? Yüklemsiz komik bir cümle." Deyip gülmeye başladı. "Lan övüyordun ne güzel. Niye sövüyon şimdi?" Arda sırıtarak baktı."Çok övülecek bir insansın da ben mi övmedim?" Sinirle gözlerimi yumup "İlkokula döndün iyice bu ne laf sokma seviyesi? Oldu olacak sanane felan diyince de saman ye de. Gerçi sen diyosundur." Bu lafı bitirir bitirmez odaya Arda'nın kız kardeşi olarak tahmin ettiğim 6 yaşlarında bir kız girdi. "Arda abi nerdesin sen? Annemle seni görmeye geldik. Sen neden bu kızla konuşuyorsun?" Yavaş gel yavrum ya. En fazla 6 yaşındasın sen. Sakin ol. Arda şaşkınlıkla bakarak konuşmaya başladı. "Hoşgeldin güzelim. Bu abla benim arkadaşım. Hadi gel aşağıya inelim." Birlikte odadan çıktıklarında mal gibi kaldım. Lan ben niye bu odada tekim. Acaba karıştırsam mı odayı ? Yok canım banane sümüklü Arda'nın odasından. Bende odadan çıkıp aşağıya indim. Arda'nın annesi ve bir kadın konuşuyorlardı. Arda ve küçük kız da ortalıkta gözükmüyorlardı. Ardanın annesinin yanına ilerlerken konuşmaya başladım. " Ben eve geçiyorum. İyi günler." Arda'nın annesinin adını öğrenmem lazımdı. Kadına böyle çok resmi olmuştu. Arda'nın annesi bana bakarak konuşmaya başladı. " Kızım otursana biraz seninle tam tanışamadık. Ben Esmira. Bu da kardeşim, Arda'nın teyzesi Çimnaz." Çimnaz hanıma dönerek "Memnun oldum." Dedim. Çimnaz hanım samimi bir gülümsemeyle "Bende" dedi. Esmira hanım konuşmaya başladı. "Bak kızım bizden çekinme tamam mı? Bir ihtiyacın olur, canın sıkılırsa gel kapımızı çal. Sana kapımız hep açık." Gülümseyerek Esmira hanıma baktım. "Teşekkür ederim Esmira hanım." Esmira hanım gülümseyerek baktı. "Esmira teyze de lütfen." Bende gülümsedim. "Tamam Esmira teyze. Ben artık kalkayım. Teyzem merak etmesin." Esmira teyze kafasıyla onayladı. Ayaklanınca, " Ben çıkarım. Rahatsız olmayın lütfen." Dedim. "Peki kızım. Teyzene selam söyle." Onaylayıp evden çıktım. Eve geçtim. Teyzem yemek hazırlıyordu mutfakta. Mutfağa girdim. "Teyzelerin gülü ne hazırlıyorsun?" Teyzem bana baktı. Gülümsedi. "Tavuk attım fırına. Pilâv yapıyorum şimdi. Sen ne yaptın? Ben çıkıyorum dedin. 2 saat oldu." "Ardanın yanına gittim teyzoşum. Esmira teyzenin sana selamı var. Mert nerde ya göremiyorum onu." "Aleykümselam. Salak odana kapandı. Kim bilir ne yapıyor yine. Git bak istersen." Kafamı sallayıp hemen odama uçtum.  Mert umarım yanlış bir şey yapmıyorsundur. Kapıyı açmamla Mert gözlerini büyüterek kutuyu dolaba attı. "Mert! Ne yapıyorsun sen? Lan salak ne işin var senin bu odada. Ulagn iki dakika boş bırakamıyoruz." Mert söylenmeye başladı. " Bu da mı gol değil aga. Ne güzel günlüğünü okuyacaktım akşam dalga geçecektim. Kilidin anahtarını bulamadım. 2 saattir arıyorum. Tam buldum içeri giriyorsun. Of lan of." Gülerek, "Kalbim temiz. Hissettim de geldim. Çık odadan Mert. Bir de aga ne lan. Ergen. Hadi naş naş. Lan niye yediğin boku güzel bir şeymiş gibi anlatıyorsun?" Mert göz devirerek, " Odana çok meraklıyım zaten. Ergen sensin lan. Aga lafi ölmedi ölmeyecek." Bu lafları söylerken kapının önüne gelmişti. Kafasını bana çevirirken odanın kapısının açılmasıyla Mert baygınlık geçirdi. Teyzem çığlıkla Mert'i kaldırmaya çabalarken ben yere yatmış hayvan gibi gülüyordum. Lan ne güzel çarptı o kapı. Teyzem ayağından çıkardığı terlikten kaçardım ama gülmekten kalkamıyordum. Teyzemin terliği atmasıyla popomu ovuşturdum. "Teyze ya bırak ölsün. Niye terlik atıyon?" Teyzem bağırmaya devam etti. En sonunda dayanamayıp kalktım. Odamın köşesindeki masada duran sürahiyi alıp içindeki suyu Mert'in suratına attım. Teyzemin çığlığıyla Mert uyanmakla kalmayıp ayağa fırladı. Ben gülmeye devam edince Mert bana doğru koşmaya başladı.  Lan zaten oda çok büyük değil. Yerden kalkmaya halim olmayınca halıda yuvarlanmaya başladım. Mert de dayanamayıp güldü. "Salak" Deyip odadan çıktı. Teyzem de bana bakıp "Deli kız nasıl da ayılttın oğluşumu?" Deyip gülmeye başladı. " Kuzum gel hadi. Yemek hazır." "Tamam teyzoş geliyorum." Teyzem odadan çıkınca banyoya gidip bir bez aldım. Islak olan parkeyi silip aşağıya indim. Teyzemin yaptığı yemekleri afiyetle yerken bir yandan da sohbet ediyorduk. Teyzem başladı yine Mert'in bir çocukluk anısını anlatmaya. Çocukluğumuz birlikte geçsede bilmediğim anıları vardı. Teyzem de her topladığımızda anlatırdı. "Bir gün Mert'e bakmaya gittim. Bir de ne göreyim? Korku filmi izliyor. O zamanlar 8-9 yaşlarındaydı. Neyse gece gitti uyumaya. Sabah oldu kalktı geldi yanıma. Anne çok değişik bir rüya gördüm dedi.  Beni de biliyorsunuz rüyalara ilgim vardır. Anlat dedim. Mert de anlattı. Rüyasında tuvaletini yaptığını görmüş. Neyse bende korku filmini izledi kafası gitti deyip geçtim. Hazırladım gönderdim okula. Yatağını toplarken bir de ne göreyim? Yatak ıslak. Ben başladım gülmeye. Benim ilerizeka oğluşum tuvaletini yatağına yapmış bir de rüya sanmış. Akşam eve gelince dalga geçmiştik bayağı. "Dedi ve güldü teyzem. "En anlatılacak anıyı seçtin anne. Sağol. " Mert'in bu tepkisiyle ona döndüm. "Sen sus sidikli" deyip gülmeye başladım. Yemeğimiz bitince teyzeme yardım etmeye başladım bulaşıkları yıkarken konuşmaya başladık. " Annem ve babam yarın mı defnedilecek?" "Evet kızım." Başka soru sormayarak bulaşıkları bitirip odama çıktım. Yatağıma girip yorganımı boynuma kadar çektim. Anlaşılan yarın zor bir gün olacaktı. Şükürler olsun Allah'ım. Annem babam yok ama beni seven çok insan var. Ardayı düşündüm. Mert'i, teyzemi, Esmira teyzeyi ve diğer akrabalarım. Hayat benden en kıymetlilerimi aldı ama yalnız kalmadım. En çok buna şükürler olsun Allah'ım...

********

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ACIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin