Kütüphane

25 2 2
                                    

-Haziran-
Okulun bitmesine sayılı günler kalmıştı. Sınav haftası başlamıştı.
Kızlar ile çoktan barışmıştık. Selin bizi barıştırmaya çalışmıştı ve başarmıştı. Birbirimizi özlemişiz ama. Eskisi gibi olmuştuk ama bi fark vardı. Artık 5 kişiydik. Kızlarla barışınca Meyra'da bizimle takılmaya başlamıştı. En mükemmel grup bizdik sanki.
——
Seçmeli resim dersinde hocamız bir fotoğraf seçmemizi ve o fotoğrafın devamını çizmemizi istedi.
Mert: aha gene sıçtık

Ben, Mert ve Selin üçümüzde yaşlı bi kadın fotoğrafı seçtik.
Mert: bu teyze benim sevgilim
Selin: oo çok yakışıyorsunuz
Mert: tabi ne sandın
İlayda: düğününe çağırırsın artık
Mert: köpekleri çağırmak yasak kusura bakma

Mert'in tam koluna çok sert bi şekilde vurmuştum.

Mert: ah anam ne biçim vurdun lan sen
Selin: adaaaam

Mert fotoğrafı öpmeye falan başladı. Normal bi insan yok mu bu okulda?

İlayda: resim hocasıyla nasıl gidiyor?
Mert: sorma yaa ayrıldık
Selin: niye ya çok yakışıyordunuz
Mert: niye bu kadar gerizekalısınız siz ya yok öyle bi şey
İlayda: tüh ya
Selin: çok üzüldüm
İlayda: yak aga yak
Mert: Sizi çok pis döverim
İlayda: sen mi? Sen? Sen dövücen?
Selin: hahahaahahah
——
Öğle teneffüsü gelmişti. Yemekhanede hem yemek yiyip hem de sohbet ediyorduk.

Aleyna: kızlar benim matematiğim çok kötü okuldan sonra kütüphaneye gidelim mi?
Mira: hay hay seni mi kırıcaz
Selin: benim flamancam berbat
İlayda: benim biyolojim öldü
Meyra: benim fizik dersim ellerinizden öper
Selin: yaa Mira sen çok zekisin biliyorsun değil mi?
İlayda: canım kankam yaa
Aleyna: en çok Mirayı seviyorum ben
Meyra: çok tatlısın sen yaa
Mira: tamam ben çalıştırırım sizi
Selin: adaaaam
İlayda: helaaaal
Aleyna: canım kankim yaa
Meyra: seni çok seviyoooom
Mira: yeter bu kadar yalakalık çıkışta bekleyin gidelim

——
Sonunda ders bitmişti. Kızları okulun kapısının önünde beklerken arkamdan Barış gelip hızlı bi hareketle beni yere düşürmüştü. Ona söverken kızlar gelmişti. Kütüphane çok uzakta değildi.
Vardığımızda masalardan birine oturduk. Ve başladık çalışmaya. İlk 10 dakika süperdi sonra ise kendimizi dedikodu yaparken bulduk.

Mira: ders çalışıyoruz şurda hadi tempo tempo tempo
Aleyna: spor mu yapıyoz amk tempo ne

Tekrar başladık çalışmaya. Ve birden içeri Barış, Mert ve Ali girdi.
Mira:çüş
İlayda: yuh
Aleyna: oha
Selin: hass
Meyra: noluyo amk

Tabi Meyra bilmiyordu olanları. Anlatmamıştık daha.

Barış: vayyy kimleri görüyorum
Mert: ooo kankiiii
Ali: ben acıktım

Bizden tek kelime bile çıkmadı. O kadar boş masa varken onlar yanımızdaki masaya oturdu.

Mira: başka masaya oturun
Barış: sanane
İlayda: rahatsız ediyorsunuz
Mert: bizene
Aleyna: siktirin gidin
Meyra: noluyo amk
Mert: bizde ders çalışıcaz sizene kardeşim
Barış: çok haklısın mertçim
Mert: ne sandın canım
Selin: uzatmayın gidin amk
Barış-Mert: Hayıııııır
Ali: ben acıktım

görevli: sessiz olalım burası bi kütüphane!

Yarım saat insan gibi kalmayı başarmıştık ama sonunda kavga etmeye başlamıştık.
Barış: senin suçun mal Mira
Mira: sen başlattın
İlayda: sen kaşındın
Aleyna: hak ettin
Meyra: noluyo amk
Mert: o gün ben nerdeydim amk
Ali: acıktım ben
Barış: Hocaya niye şikayet ediyon salak
Selin: canı istemiştir sanane
Meyra: ne oldu o gün amk

Ve....

Mert taş gibi sert olan silgisini bize doğru attı. Biz kafamızı eğdik. Ama arkamızdaki cam kırılmıştı. Mert silgiyi öküz gibi atmıştı. Ya bizim kafamız kırılacaktı ya da cam.

Meyra: çabuk eşyaları toplayın kaçıyoruz

Görevli gelmeden kaçmayı başarmıştık.
Erkeklerde bizim gibi düşünmüş galiba. 8 kişi sokakta salak gibi koşuyorduk.
Görevli peşimizden geliyordu.

Meyra: koşun amk koşun
İlayda: ölüyoooom
Mira: hepsi senin yüzünden Mert
Mert: siz kaşındınız
Selin: yuh amk bu sefer gerçekten sizin yüzünüzden
Barış: kavganın sırası değil koşun!!
İlayda: bi sonraki sokaktan sağa dönelim
Aleyna: Çok yoruldum
Ali: çok acıktım

Ara sokaklardan birine girdik. En sonunda görevli izimizi kaybetti. Hepimiz yorgunluktan ölmüştük. 15 dakika hiç durmadan hızlıca koşmuştuk.

Aleyna: şimdi nolcak?
Barış: boku yedik.
İlayda: niye geldiniz ya
Mira: annemler beni kesicek
Mert: babam beni geberticek
Ali: açlıktan ölücem
Barış: biri şu çocuğu doyursun
Selin: Polisler karışmaz dimi?
Meyra: kimse bişey demicek! Aramızda kalıcak. Ailenize belli etmeyin. Birimiz yanarsa hepimiz yanarız.
Aleyna: abartmayın ya adam mı öldürdük?
İlayda: cam kırdık ve kaçtık.
Selin: biz kırmadık Mert kırdı.
Mira: biz niye kaçtık o zaman?
Meyra: bu salaklar suçu bize atardı.
Mert: çok zekisin
Barış: kamera kayıtlarından bizi bulmazlar dimi?
Meyra: bi arkadaşım ordaki kameraların bozulduğunu söylemişti
Barış: oh iyi yırttık.
Meyra: şimdi herkes evine gitsin kimse de bir şey belli etmesin. Normal olun.
İlayda: nasıl bu kadar sakinsin sanki her gün başına gelen bi olay gibi
Meyra: mal mısın sen?
Ali: önce yemek yiyelim

Bi bu eksikti. Belki de olay biz kaçınca büyüdü. Kaçmasaydık böyle olmazdı belki de. Ama o anki korkudan kaçmak en mantıklı fikir gibi gelmişti. Oranın sahibi çok sinirli biriydi. Hiç sevmezdim aslında ama en iyi kütüphane orasıydı. Bizim okuldan neredeyse herkes oraya giderdi. Keşke gitmeseymişiz....

UçurumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin