0.1

231 10 32
                                    

Flash Back~

"Bu yaşam bir kumardı, sen baştan kaybettin Ackerman. Jokeri başta kullanarak kaybettin bile..."

Kaybettiğim tek şeyin şu hayat olmaması ne acı, ne acı ki yanında bir sürü şeyi kaybedip canımı kaybetmemem...

"Ben... o yemini edip sözünde durmayan şu adam, kendine verdiği sözü çiğnedi ya.. sana adadığı müphem duyguları cam kırıkları gibi batıyor artık gönlüne.

Gözlerinin parlaklığını başka yerde göremeyen, senden başkasına bakarken kör oluveren adam...

Sana veremediği tepkiler, sana gösteremediği duygular ve sana çalamadığı son müziği için ölümden daha pişman."

-Levi Ackerman

...

"O KELİMENİN GERÇEK ANLAMIYLA BİR PİSLİK!"

"KES ARTIK SESİNİ, git buradan."

Kapıyı çarparak çıktım, odama doğru yol alıştaydım. Bu lanet yerde, gerçeklik ile düşlerim arasındaki yerde... Çektiğim acılar; beni bir kelebeğin taşlıyor oluşu kadar imkansız, beni bir kuşun sevebileceği kadar güzel, beni bir kurşun ile kavuşturabilecek kadar kötüydü...

Zıt kutuplar birbirini itmek için mi çekiyordu ki sanki?

Neden, nedendi bütün bunlar? Tanrı bizi bunlarla mı sınıyordu, ha? Sınavımız zormuş öyleyse...

Geç farkettiğim şeylerin güçleştirdiği şeyler vardı yaşamımda.

"Bir kaybeden olmadığı sürece asla bir kazanan da olmaz.."

Kaybeden bu hayatı cehenneme çevirirken, kazananın bahçesi dikensiz gül bahçesi gibidir belki?

Kaybedemem.

Duygularıma karşı kaybedemem ben...

~Peki, neyi kaybecektin sanki aptal?~

Flash Back end~

...

"Bay Ackerman?"~Akira

"Uhm, evet..?"~Levi

"Nedir müziğinizi böylesine mükemmel kılan?"

Bakışlarınız, dinleyişiniz ve sizin güzelliğinizdir belki.. Bayan Ackerman? Demek isterdim fakat şimdiye dek hiç bana, ona baktığın gözle baktığını göremedim. Hiç beni onu dinlediğin kadar dinlediğini görmedim. Ama bir konuda emindim Akira. Güzeldin... İçten de güzeldin, dıştan da... Ki senin dışın her zaman içini yansıtıyordu.

"Çalışma..."~Levi

"Anladım..^^ Keşke, keşke sizin gibi çalabilsem..."

"İnanırsan eğer, başaramayacağın hiçbir şey yoktur öğrencim."

Demiştim... demiştim fakat sözden başka bir şey değildi. Hislerimin üstünü örten bir kelimdeydi bu. 'İnanmak' Ben aşka inanmıştım da bir mucize olur sanmıştım ya... onun gibiydi. Geçici bir heves, geçici bir dönem, geçici... sadece geçici bir hissiyattı... inanmak.

"Neden bana öğretecek kişi siz olduktan sonra inanmayayım ki?"~Akira

Dedin gülümseyerek. Ama o an o gülümsemen ile hissettiğim duyguları şimdi ile karşılaştıramam. Biliyor musun? Beni aynı anda mutlu edip, aynı anda üzen tek şeysin... Hayatımda olmasını istediğim tek kişisin. Kişiydin...

Zoraki gülümsemeye çalışmıştım sana, hâlâ da çıkmaz aklımdan. Doğuştan sevdiğin birinde doğan cam kırıklarını birleştirerek dışa yansıtmak nedir, bilir misin? Bilir misin ki, bilmemenden yana umudum. O cam kırıklarının seni daha çok parçalayacağı hissiyatı bilmemenden yana... aynı benim gibi.

Senden sonraki duygular, boş bir kitap sayfası kadar ruhsuz olacaktı... haklıydım, Akira. Başka bir deyişle sen... gecemdeki gölgem.

...

"Eğer her şeyin var, ve sevgin yoksa... hiçbir şeyin yok demektir." derdi annem hep. Haklıydı belki...
Sen de haklıydın, annem gibi...

Ve biliyor musun Akira, sana söyleyemediğim şeyleri?

Herkesin bir melodisi varmış, öyle dediler bana... Cesaret edemedim, demeye benimki sensin diye.

Üzgün bu adam, göz yaşları ile.

Bir başına şu anda kendisiyle, kendisine... söyleyecek çok şeyi var belki de. Ama tercihi yine her daim susmak yönünde. Yorgun, bir yola girmiş uçsuz bucaksız nâmütenâhi.... Yorgun. Sandığından daha yorgun...

...

Bitti~

Melodim~ [Levi•Ra] (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin