"Yani konsere gelmiyor musun ?"
"Evet,Violet. Ailecek okullar başlamadan önce Paris'e gidicez. Biliyorsun Babamı kaybettik ve bu olaylardan bir süreliğine uzaklaşmamız gerekiyor."
"Peki,Tony ve ben seni özliycez."
"Bende sizi özliycem." dedim ve sarıldım. Kanser olduğumu bilmesini istemiyodum. Neyseki Paris'in aslında hastane olduğunu bilmiyor.Evet doğru,doktorla görüşeli bir gün oldu ve bana "en azından" okullar açılana kadar hastanede yatmam gerektiğini söyledi. Derin düşüncelere dalmış Violet'ın dediklerini dinlemez olmuştum."Rose?" onun o ince güzel sesiyle kendime gelmiştim."Affedersin dalmışım.Eve gitmem lazım bavul hazırlıycam." ayağa kalkıp sırt çantamı aldım."Tamam beni aramayı unutma." dedi ve gülümsedi. Gülümsediği zaman gamzeleri her zamankinden daha belirgin oluyordu. "Görüşürüz." dedim ve dışarı çıktım. Yoldan geçen bir taksiye bindim ve eve gittim. Annem eşyalarımı hazırlamış koltuğa koymuştu. "1 saate gidicez...Hazır mısın ?" dedi ve bana dikkatlice baktı. "Evet,tabikide hazırım." dedim ve buz dolabından bir cola aldım.Annem "Hayır." diyip colayı elimden aldı."Artık zararlı şeyler yemek ya da içmek yok." dedi. "Peki.Ama en azından masanın üstünde duran ve bana "beni ye" diye haykıran pastayı gözümün önüne koymayabilirsin." dedim ve odama gittim. Yatağıma yatıp tavana baktım. İnsanlar dışarı çıkıp bulutlara bakar ben odamdaki harika beyaz tavana bakıyorum.Telefonumu elime alıp Tony'i aradım ama açmadı. Gerçektende sıkılmııştım ki ayağa kalkıp odanın içinde yürümeye başladım. "Rose gitme vakti!" derin bir nefes alıp aşağıya indim.Jake ve Annem kapının yanında durmuş beni bekliyorlardı. Koşarak Jake'e sarıldım ve "Seni özliycem ufaklık. Ben burda yokken anneme göz kulak ol tamam mı?" dedim. Jake kafasını evet anlamında salladıktan sonra derin bir nefes aldım ve anneme dönüp "Gidelim." dedim.
...
"İşte Rose burası senin yeni odan." Annemle birbirimize baktıktan sonra içeriye girdik. Çok ferah bir odaydı. Yatağın yanında büyük bir penceresi vardı.Hemşire bana bakıp "Sen yatağa uzan ben birazdan gelicem canım." dedi. Kafamı evet anlamında salladım.Çok tatlı bir kadındı. Kocaman bir gülümsemesi,uzun esmer saçları vardı. Kafamı yastığıma koyup "Buraya alışabilirim." dedim. Annem yanımda duran koltuğa oturmuş bana bakıyordu."Neyin var?" diye sordum."Diğer anneler gibi o da endişeli." gelen dr.Jeffer'dı odaya girip anneme gülümsedikten sonra bana baktı ve "Rose kanını almamız lazım benimle gelir misin?" dedi. Ayağa kalkıp anneme sarıldım ve doktorun yanına gittim. "Gidelim." dedi ve gülümsedi..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umut Var Korku Yok
Storie d'amoreLise sonda olan bir kız ve sahip olduğu ölümcül hastalığı.Dostluğun ve aşkın gücü bu hastalığı yenebilecek mi ? Merhaba :D ben yeni bir hikayeye başlamak istiyorum tabi ki diğerinede devam edicem ama aklıma bu hikaye geldi ve umarım bunuda okuyu...