Dark Moon -1

2.2K 41 5
                                    

Sevgili Dark Moon okuyucuları...

Bu hikayeyi yazarken amacımız yoktu. Sadece eğlenmek için iki arkadaş olarak yazıyoruz. Bu yüzden iki farklı üslup görebilirsiniz hikayede.Ve hikaye başı sıkıcı geliyorsa yine de okuyun aklımızda çok farklı kurgular var. Size iyi okumalar.

Miky Ekko- Kids ile okuyabilirsiniz.

Her yer karanlıktı. Bulunduğum yer ormana benziyordu. Üzerimde uzun ve beyaz bir elbise vardı. Korktuğum için koşmaya başladım. Koştukça koşuyor, ancak hiçbir yere ulaşamıyordum. Gittikçe yoruluyordum. Yürümeye karar verdim. Birden bir ses duydum. "Ally."... Bu ses arkamdan geliyordu.

Sesi duyunca geri geri yürümeye başladım. Ses hala beni çağırıyordu. Yürürken bir ağaca çarptım. Arkama dönüp bakmamla gözlerimi kısmam bir oldu. Çünkü çarptığım ağaçtan yayılan ışık gözlerimi kamaştırıyordu.

Işığın gücü giderek azalıyordu. Sonunda gözlerimi açabildim. Bu hayatımda gördüğüm en büyük ağaçtı. Ağacın ortasında bir şekil belirmeye başladı. Tamamen belirince ses tekrar duyulmaya başladı. Fakat bu sefer "Gireceğin yoldan geri dönemezsin Ally." diyordu. "Hangi yol, ne yolu?" diye bağırıyordum. O sırada başka bir ses duydum. Ancak bu ses çok boğuk çıkıyordu. Bu da "Ally!" diyordu. Ses daha da netleşmeye başladı. "Ally uyan!" Bu ses tanıdık geliyordu.

Birden uyandım. Meğer duyduğum ses annemin sesiymiş. Yatakta oturur vaziyet aldığımda her yerim terden yamyaş olmuştu. Annem bir yandan ne gördüğümü soruyordu. Ben de saçma bir şey olduğunu söyledim. O da fazla diretmedi zaten. Sonra da odamdan çıkıp gitti. Ben de bugünün okulun ilk günü olduğunu hatırladım. Bu sene lisede 2. sınıfa gidecektim. Hemen kalkıp kısa bir duş aldim. Ardından dün akşamdan hazırladığım kıyafetlerimi giymeye koyuldum. Birkaç küçük dokunuşla da makyajımı tamamladım. Aslında asla makyaj yapmazdım. Ama arkadaşım Vanessa yazın bana makyaj yapmam gerektiğini söyledi. O herkes tarafından sevilen sosyal çevresi geniş olan bir kızdı. Bense kimsenin umursamadığı, sürekli ders çalışan sessiz kız. Her neyse...

Annemin hazırladığı muhteşem kahvaltımı yaptıktan sonra evden çıktım. Evimiz okula yakındı. Bu yüzden yürümeyi tercih ediyordum. Okula vardığımda direk sınıfa çıktım. Her şey geçen seneki gibiydi. Yeni gelen birileri yoktu. Bu da benim yine tek başıma oturacağım anlamına geliyordu. Sınıfa Bay Flores girdi. Anlaşılan ilk ders Kimyaydı.

Ders çok sıkıcı geçti. Diğer derse de Bay Grier girdi. Bu adam en sevdiğim öğretmenlerindendi. Bu sene de bizim sınıf öğretmenimiz olacaktı. Fakat yalnız değildi. Yaninda yeni bir erkek öğrenci duruyordu.

Öğretmen onu bizimle tanıştırdı. Adı 'Dean'miş. Daha sonra benim yanıma gelip "Burası boş mu?" diye sordu. Başımla onayladım. Bir yandan tebessüm ediyordum. Çünkü yalnız kalmadığıma seviniyordum. Aslında gayet yakışıklı bir çocuktu ama ben öyle şeylerle uğraşmazdım.

Ders bittiğinde bana dönüp "Adın ne?" diye sordu. "Ally." diye cevap verdim. "Ben de Dean." dediğinde gülerek "Evet biliyorum." dedim. O da güldü. Ellerimizi sıkıştırırken yüzü şaşkın bir hal aldı. Sonra da elini geri çekti. Ben de "Bir sorun mu var?" diye sordum. Hayır anlamında başını salladı.

"İyi o zaman hadi gidelim."

"Nereye?."

"Sana okulu gezdireyim?"

"Emin misin? Yani ? Bana yavşamak için değil dimi?" bu dediğine kızmak istedim ama şaka yaptığını biliyordum.

"Emin ol, amacım o değil. Sadece arkadaş edinmeye çalışıyorum. Erkeklere yavşayan kızları görünce de kusmak istiyorum." dediğime gülerken çok tatlıydı.

"Peki öyleyse?" deyip yanıma geldi. Sınıftan çıktığızda Vanessa ile karşılaştık.Onu da yanımıza alarak devam ettik.

Okulu teneffüs boyunca gezdik. Bir yandan da Dean'e tanıttık. Çıkışta beraber yürümeye karar verdik. O da beni evime bırakacakti. Yolda yürürken bir ağacin arkasından bizi izleyen bir adam gördüm... Göz göze gelince bakışlarını keserek arkasını döndü. Siyah deri ceketiyle ortadan hızlıca kayboldu. Bir an korktum sonra Dean 'e baktım söyleyip söylememek arasında gidip geldim. Belki de abartıyordum zaten bugünlerde iyi değildim. Bana nolduğunu anlayamıyordum. Tuhaf şeyler görüyordum. Lanet olası bir sembol. Ve bir tür tüylü hayvanlar. O sırada karşımızdan gelen yanında da tasmayla bağlı olan bir köpek vardı. Sanırım bir kurt köpekti. Evet bir kurttu. Şaşırtıcı bir şekilde Dean 'e bakıyordu. Ben de tuhaf hissetmiştim.Off  Yine paranoyaklaşmıştım. Neyse...

Bir süre daha yürüdükten sonra evime geldik.Dean bir süre sesizce bana baktı. O an gözlerinin açık kahverengi olduğunu anladım ve bir ara fazla açık geldi ama galiba altında durduğumuz sarı ışıktan olsa gerek hem sarımsı gözleri olsa sabahtan anlardım zaten. Galiba sussam iyi olacak. İç sesim konuşmaya başladı mı susmuyor.

"Bugün bana okulu gezdirdiğin için teşekkür ederim" dedi. Bende saçma düşüncelerden sıyrılmaya çalışarak.

"Önemli değil benim için de iyi oldu zaten" diye karşılık verdim. Bana çok tatlı bir şekilde gülümsedi. Bir anda tuhaf hissettim. Tuhaf kelimesi bugünlük yeter bence. Vedalaşmamızı yaparak ayrıldık. Eve girdiğimde derhal odama gittim. Yüzüme bir gülümseme yerleştirip kendimi yatağa attım ama sanki tuhaf şeyler ... Off yine mi tuhaf dedim ben.

DARK MOONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin