DARK MOON

Dark Moon-4

Sevgili Dark Moon okuyucuları vote ve yorum yazarsanız çok mutlu oluruz. Oluruz dedim biliyorsunuz ki bu hikayeyi iki arkadaş yazıyoruz. Neyse… bu bölümü

Rihanna- Right Now ile okuyabilirsiniz.

"Beni yine eve bıraktığın için teşekkür ederim. " dedi. Yüzü yüzüme doğru yaklaşmaya başladı. Heyecanlanıyordum.Biraz daha yaklaşarak yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Sonra da eve doğru ilerliyordu ve bana sevimli bir el salladı. Her şey sanki 'slow motion' bir. şekilde olmuştu.Kendime geldiğimde Ally çoktan eve girmişti.

Eve doğru gitmek için arkamı döndüğümde karşımda sinir bozucu bir şekilde sırıtan Jasper duruyordu.

"Beyaz atlı prens prensesini kulesine bırakmaya mı gelmiş? " dedi alaylı bir şekilde. "Jasper git başımdan seninle uğraşamam şimdi." dedim hızlıca.

"Neden? Yoksa hala yatakta olmadığın için Mandy Teyze kızar mı?

"Bir daha sakın annemin adını agzına alma! "

"Alırsam nolur? " deyince bir. adım yaklaşıp sert yumruğumu suratına geçirdim.

"Işte bu olur seni aptal."dedim.

Bir kaç adım sendeledi ve elinin tersiyle dudağındaki kanı sildi aynı zaman da sırıtıyordu. ( bu çocuğun sırıtışını hiç beğenmiyorum )

Aniden arkasında dört tane Zona belirdi. "Benle uğraşmayınca zonalarını mı çağırdın." dedim gülerek. "Benim için sorun değil! Sen ve bir kaç zonanın başından gelebilirim. " diye devam ettim.

"Demek öyle, hadi o zaman. " diyerek zonalara işaret verdi. Zonalar üstüme gelirken büyük bir sıçrayıs yaparak bir zonaya tekmemi geçirdim. Yere indiğimde çoktan. dönüşümümü tamamlamıştım. Tekrar ayaklanıp üstlerine yürüyüp pençelerimi salladım ama bir tanesine denk gelmişti. Ne olduğunu anlamadığım bir şekilde yere düştüm. Bir sona gelip yumruğumu bana geçirdi. Ikincisini geçirecekken gelen sesle durdular. Bu p

Paul 'di. O da bir sıçrayışta üç zonayı devirmişti. Diğerini üstümden atarcasına tutup fırlattı. Bir anda Jasper bağırmaya başladı.

"Yeter! Nasıl olsa sonra karşılaşıcağız… mecburen. Neyse biz gidelim size iyi geceler küçük sürtükler! " son sözünden sonra sinir bozucu bir şekilde kahkaha attı. Bende yerden yavaşca kalkarken ortadan kayboldular. Tam gidiyorken arkamdan bir sesle durdum. Bu Ally ' di. "Ally… noldu bir sorun mu var?  " dedim biraz tedirgin bir halde. "Bende bunu sana sorucaktım. Noldu neden burdasın? Bir de biraz önce bir çeşit  sesler duydum da. " dedi.

Ne diyeceğimi bilmiyordum. "Şey geldik çünkü… sa-saatimi düşürmüşümde benim için değerliydi o yüzden bakmaya. geldik Paul'le. " dedim kekeleyerek. "Kolundaki saat olmasın? " dedi Ally de tuhaf bir şeyler döndüğünü anlamışcasına. Evet… Şimdi ne diyecektim. "Aaa işe bak kolumdaymış. Buraya da boşuna geldik. En iyisi biz. gidelim. Hadi Paul. " dedim . Yine kekelediğim için kendime küfürleri saydırıyordum. "Peki ya yüzündeki morluk? " dedi ve ben bu. sefer bittiğini. hissettim.

"Ben… ben yaptım. Küçük bir el şakası kazası sadece. Önemi bir şey değil. " dedi Paul ve o an onu öpmek geldi içimden. "E evet öyle oldu. "dedim hızlıca. Nefes alıyor muydum onu da bilmiyorum ya neyse. "Peki o zaman görüşürüz. " dedi Ally biraz tedirgin bir şekilde sırıtarak. "Görüşürüz. " dedik bizde karşılık vererek.

Hemen yürümeye başladık eve doğru. Eve gidip hemen uyumak istiyordum ve Ally ' e yalan söylediğim içinde suçluluk duyuyordum.

Paul ile okula geldik. Ally görmek umuduyla etrafıma baktım ama hiç bir yerde yoktu. Onu bulduğumda dünkü olanlarla ilgili bir şey söylemem gerekiyor. Neyse sınıfa girdik. Sırasında oturuyordu. Ona hemen bir "Günaydın dedim. Tabi ki de gülümseyerek söyledim. "Günaydın. " dedi sanki biraz soğuktu. "Ally bak. Dün biraz tuhaftı. Kabul ama… " derken sözümü kesti. "Önemli değil Dean. Yüzün nasıl oldu sen onu söyle. Hala acıyor mu? "ve devam etti. "Ama bir dakika yüzündeki morluk kaybolmuş. " dedi. Hay aksi kurtadam olduğum için yaralarım iyileşiyor. Tabi ki de bunu Ally ' e açıklayamam.  "Aaa geçmiş mi? Hiç farkında değilim. Yaşlı kadının verdiği krem iyi gelmiş demek ki. " dedim ve yine yalan söylemiştim. Gülümsedi ve önündeki kitaba döndü. Bundan da kurtulduğum için sevinmiştim fakat Ally 'i böyle kandrmak hiç hoşuma gitmiyordu. Bakalım ne kadar sürdürebileceğim böyle.