2.Kadehlerce dökülen yağmurCage the Elephant
[Cigarette Daydreams]Avuç içlerimi ısıtan sıcak çikolata kupasını Jimin'in sehpasına koyarak ellerimi soğumaya bıraktım. Kucağımda defalarca okuduğum melankolik bir kitap, yeni bir tanesine başlayıp kafamı kurcalayan düşüncelerimle ona haksızlık etmek istememiştim, üzerimde ise siyah saten pijamalarım vardı. Gözlerim kelimeler üzerinde cirit atıyor fakat hiçbirinin anlamını tam olarak kavrayamıyordu. Apar topar gecenin bir yarısında gelmiş olmamı sorgulamayan arkadaşım ben konuşmadıkça tek kelime söylememeye ant içmiş gibi sadece çayından ufak yudumlar alıyordu. Sayesinde cama hoş bir tınıyla çarpan yağmur damlalarının ninnisini dinleyebiliyordum.
"Onu buldum." Dudaklarım arasından kayan kelimeler tekrar gözümün önüne onu getirirken gergince ellerimi bacak arama sıkıştırdım. Böyle hissettireceğini tahmin edememiştim. Bedenini doğru düzgün görmeden sadece dudak kıvrımları ve ten rengi bile o an beni delirtecek raddeye getirmişti. Yarım dakika kadar izleyebildiğim adamın adımları güçlü fakat bir baletin adımlarının zarifliğindeydi. Küllü renkteki saçları göz kapaklarına kadar inmiş, bütün simasını daha berceste bir hale getirmekten çekinmemişti ki tam o an parmak uçlarımla tutamlarını hafifçe dağıtmak istemiştim. Eşsizdi, gördüğüm an onun bir benzerinin olamayacağına inanmıştım. Tanrım, çok duru bir güzelliği vardı. İçime ilmek ilmek işlemiş, saniyeler içinde bütün benliğim ona çekilmişti. İki koca gecedir tuvalimin başında sabahlayıp tek damla boyanın bile iz bırakmamasını sağlıyordum. Resim yapamıyordum. Onu boyamak istiyordum. Sadece Taehyung'u.
"Seni etkilediği kesin. Şu haline bak." Ağzına mentollü şekerlerden birini atmadan önce mırıldandı. Tamam, berbat göründüğümün bende farkındaydım. Ama aklımdan def edemiyordum işte. Onu gördüğümden beri tek istediğim biraz olsun fırçalarımı üzerinde dinlendirebilmekti. Kendimi bildim bileli resim yapıyordum ve şimdi bu tutkumu onun bedenine taşımak için delicesine bir arzu duyuyordum. Düşüncelerim onda can bulsun, hislerim vücudunda çiçeklensin istiyordum. Kendimi bir de onun üzerinde görmek istiyordum.
"Kim? Yani teklifini kabul etmeyeceğini düşündüğün biri mi?" Jimin saçlarını eliyle geriye taradıktan sonra biraz daha yaklaştı yanıma. Şu an kuyruğunu bacakları arasına kıstırmış korkak bir köpek gibi gözüktüğüme emindim ama korkmuştum işte. Endişeleniyordum, sadece yarım dakikada hissettiklerimin gücü beni çok ama çok endişelendiriyordu. Eğer teklifimi kabul etmezse resim yapmakta güçlük çekeceğimin farkındaydım ve bunu düşünmek bile istemiyordum.
"Bir erkek." Fısıltım salona dalga dalga yayılırken bir anlığına Jimin'in nefeslerinin teklediğini duydum. Bunu onunla hiç konuşmamıştık, sadece şaşırdığını biliyordum böyle şeyleri önemseyecek biri değildi.
"Taehyung. Arkadaşı ona böyle seslendi." Koltukta ne kadar küçülebilirsem o kadar küçülürken utanmıştım. Jiminle kısa süredir tanışıyorduk, o arada bir şeyler anlatsa bile hiç benim özel hayatımla ilgili konuşmamıştık.
"Esmer sevdiğini bilmiyordum." Omzunu benimkine vurduğunda gerginliğimi almak için yaptığını biliyordum, ona minnettardım. "Tanıyor musun?" Ses tonumdan merak akarken başını salladı. Aslında Jimin ikinci sınıf olduğundan onu tanıyabileceğini düşünmüştüm. Beni nasıl karşılayacağından emin olmadığım için tanıması iyi olabilirdi.
"Aynı lisedeydik. Bir üst dönemimdendi." Artık soğumuş olan kupayı yine ellerim arasına alırken benden iki yaş kadar büyük olması biraz daha tedirgin olmamı sağlamıştı. Kuruyan ağzımı yumuşatmak için sıcak çikolatadan ufak bir yudum aldım. Tadı hala güzeldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the painter' taekook
FanficJeongguk, vücutlar üzerinde çalışmak isteyen bir ressamdı.