4.taç yaprakları süsler saçlarını

7.6K 892 375
                                    

4.Taç yaprakları süsler saçlarını

James Blunt
[You're Beautiful]


Üzerimdeki tül inceliğinde tişörtü havalandırırken yanımda tamamen sıcak havaya aldırış etmeden sigarasını tüttüren arkadaşımın ıslığı kulaklarıma ilişti. Jimin sabahın erken saatlerinde evime girip önce kendi seçtiği kıyafetleri giymem için zorlamış sonra ise flörtöz bir şekilde gülümseyip beni randevuya çıkaracağını söylemişti. Tamam, bu çok sevimliydi çünkü bana çiçek bile almıştı. Uzun süredir, iki ay kadar ki bence bu pek uzun bir süre değildi ama Jimin aksini iddia ediyordu, birileriyle birlikte olmadığı için beni beklenmedik bir şekilde randevuya çıkarmıştı. Hayır, aramızda bir şeyler olduğu yoktu. Sadece dondurma yiyip diğer insanları eleştiriyor, bunu daha çok Jimin yapıyordu, ve son okuduğumuz kitaplardan konuşuyorduk. Şu yaşıma gelene kadar pek bunlarla ilgilenmemiştim işte belki bundan Jimin'e bahsetmem akıl karı olmamıştı. Neyse ki gerçekten bu işlerden anlıyordu, hayatımın en güzel dondurmasını yiyor olabilirdim. Ve hepsi Jimin'in eşeysiz yerinde duramaması sayesindeysi.

"Saçlarımın rengini değiştirmek istiyorum." Tek sorunu buymuşçasına iç çekerek sarı saçlarını karıştırırken çoktan yeni bir dal tutuşturmuştu. Zihnimin gerisinde arkadaşımın saçlarını renten renge sokarken beklediğini fark ettim. Jimin bir yerden sonra beni çözmüştü sanırım, konuşmalarımızdan hemen sonra bir cevap almayı umursamıyordu. Heyecanlanmadığım zamanlar hariç düşünmeden konuşmazdım. Bazenleri gün geçer öyle verirdim cevabı, gariptim fazlasıyla ama Jimin bana ayak uydurmakta hiç zorluk çekmemişti. Eh, onunda kafa biraz kırıktı.

"Taehyung beni küçük bir oğlan olarak görüyor." Kaşığımı damla sakızlı dondurmaya daldırırken mırıldandım. Karşısında şekilden şekile girmem her aklıma geldiğinde gerçekten aptallık yaptığımı fark ediyordum. Beni ciddiye alması artık imkansız gibi bir şeydi.

"Bu seni neden rahatsız ediyor?" Tamam, kendime sorup cevabını alamadığım sorulardan biri yine karşıma çıkmıştı. Aslında, rezil olduğumu düşünüyordum. Utangaç bir insan değildim ama söylediklerimden sonra yanaklarımın biraz bile kızarmaması imkansızdı işte.

"Önemli bir işi çıktığı için konuşmamızı tamamlayamadık ve hafta boyunca düşünürken yanlış izlenimlerinden yola çıkacak olması beni geriyor." Aklımda beliren suretiyle parmak uçlarım küllü saçlarına dokunma arzusuyla kıvrıldı. Karamel teni bütün saklı isteklerimi bir bir su yüzüne çıkarırken Freud'u destekler biçimde rüyalarıma karışıyordu. Güzellik kavramına yepyeni anlamlar getiren adamın sarsılmaz otoritesi, hakkında bulunduğum bütün tahminleri buruşturup bir kenara atmamı sağlamıştı. Mistik havası ve çelişkileriyle zihnim onunla doluydu. Taehyung bu kadar kompleksken benim sadece içindeki cinsel dürtülerle hareket eden basit bir çocuk gibi göründüğüm düşüncesi rahatsız ediyordu.

"Jeongguk, seninle birkaç dakika konuşan biri bile iyi bir konuşmacı olmadığını anlar. Eminim ki Taehyung'ta bunu fark etmiştir." İfademin kararsızlığından bıkmış gibi dondurmaya buladığı kaşığı dudaklarıma bastırdı.

"Utanman güzel haber Herkül; soğuk nevale ünvanından yakın zamanda kurtulabilirsin, canlan." Yandan gülüşü benide gülümsetirken, Jimin böyle yaptığında ateşliden çok narsist görünüyordu ve bunu nasıl becerdiği hakkında en ufak fikrim yoktu, burnuna hafifçe fiske attım.

"Siyah." Bakışları yüzümde saniyelerce durduktan sonra parmakları arasında ki sigarayı heyecanla küllüğe bastırdı. Cevabımdan öyle tatmin olmuş görünüyordu ki önceden bunu düşünmüş olduğunu söylemek hiç zor değildi.

the painter' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin