5.mum kokusu etrafımızda

8.5K 882 419
                                    

5.Mum kokusu etrafımızda

Joseph SoMo
[Ride]

Karanlık öyle ani bastırmıştı ki saatlerdir çiçekler arasında sohbet ettiğimizi ancak fark edebilmiştim. Taehyung okumaya başladıktan sonra bitirene kadar elinizden bırakamayacağınız bir kitap gibiydi. Kelimeleriyle beni çok başka yerlere sürüklerken gözlerimi ondan ayıramıyordum bile. Derin sesi mayışmamı sağlayacak kadar alçak, uyukuya dalmamı önleyecek kadar harlıydı. Bütünüyle çevremden kopup tek odağımın o olmasını istermişçesine dudaklarını tatlı tatlı birbirine bastırarak gülümsüyor söylediklerimi onaylamadan önce gür kirpiklerini acelesi varmış gibi hızlıca kırpıştırıyordu. Zarif parmaklarıyla kulağımın üzerindeki çiçeği ittirip, bunu yaparken gözlerimin en derinine bakıyordu, onunkini düzeltmemi beklerken flörtöz dudak kıvrımlarını benden sakınmaya ihtiyaç duymuyordu bile. Öyle uyusaldı ki saçlarını okşarsam kucağıma çıkıp kıvrılacak gibiydi. Sanki bütün gardını indirmişken beni anlamaya çalışıyordu. Bunun için minnettardım, beni tanımaya çalıştığı için minnettardım.

"Üşüdün mü?" Yattığımız çimenlerden doğrulurken sordu. Çenesini dizlerine yaslamışken küçük bir çocuğu andırıyordu. Keskin yüz hatlarına karşın sıcacık bakışlarının tezatlığına hala alışamamıştım. Genelde güzel irislerinde bilenmiş bıçaklar saklardı şimdi ise çiçek bahçelerine kestirme yollar sıralıyordu. Ona delicesine bir tutkuyla dokunmak isterken bunu yapması, bu denli hızlı renk değiştirmesi yanındayken korumaya çalıştığım az buçuk aklıma haksızlıktı.

"Biraz." İnce tişörtümden içeri sızan soğukla ürperirken fısıldadım. Belli etmesem de ellerim buz kesmişti ve daha ne kadar birden vuran keskin soğukla başedebileceğim hakkında bir fikrim yoktu.

"Titriyorsun resmen. Gel seni eve bırakayım." Yerden kalktığı gibi elini bana uzatırken dudaklarında hala duru gülümseme vardı. Yok olmayan bir şey varsa o da Kim Taehyung'un asla ama asla karşı koyamadığım müthiş ateşli havasıydı, Tanrım o tebessüm aklından geçenleri birer birer dışa vuruyordu. Bunu bilmeme rağmen yüzünden silmeyişi ne kadar cürretkar olduğunun en büyük kanıtıydı. Hayatımda cinsel çekim hissettiğim insanların sayısı bir elin parmaklarını bile geçmezdi çünkü birinin zekası ve tavırlarıda beni etkilerdi. Eh, etrafımı her boş bulunduğumda saran aptal sürüsünün içinden biriyle yakınlaşmam kesinlikle absürt kaçardı. Ama Taehyung'u gördüğüm ilk andan itibaren ellerini bütün vücudumda ister haldeydim, bu benim için pek alışılmadıktı.

"Çok güzel yemek yaparım. Bence bir şans vermelisin." Şımarık ses tonuma kıkırdarken beni hafifçe ittirmiş sonra da elmacık kemiğini kaşımıştı ki bal zevahiri deli ediciydi. İnsanları izlemeyi severdim ama Taehyung'u izlerken bütün estetik değerlerim tatmin oluyordu.

"Olabilir, sonuçta senin yüzünden bu saate kadar hiçbir şey yiyemedim." Onun hakkında öğrendiğim bir gerçek daha vardı; keyfi yerinde olunca benimle uğraşmaktan zevk alıyordu. Dediklerime burnunu kırıştırıp göz devirmesi gerçekten beni sinir ederken hemen sonra tepkime kıkırdaması alevlendiğim gibi sönmemi sağlıyordu. İşte beni bu kadar iradesizleştirmişti.

"Bunu telafi edeceğim."

____

Etrafımız evde bulabildiğim bütün mumlarla çevrilmişken akşam yemeği yemek planladığım bir şey değildi. Hatta bunu yapmaya çalışsam her şeyi batırabilirdim ama elektriklerin kesilmesine ilk defa seviniyordum. Normalde resim yaparken zorlanacağım için ağzımdan çıkması neredeyse imkansız olan küfürleri içimden sıralar, Jimin'e gidip sıcak çikolata içerdim. Fakat şimdi mum ışığının hareleriyle özenle süslediği zarif bedene bakarken tek yapabildiğim nadide bir çiçeğin kokusuna hayran kalan arı misali ağzından çıkacak tek kelimeye bakmaktı. Ne aciz durumumdan utanıyordum ne de Taehyung'un her şeyin farkında olup beni çileden çıkarmak istercesine parmaklarını keskin köprücüklerinde gezdirmesine bakmamak için uğraşıyordum. Burnumu o güzel derinliklere gömüp bütün soluğumu harcamak, en azından hayal etmek, daha cazip geliyordu.

the painter' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin